Xanthi (İskeçe)

 

‘Güle Güle’ diyecek kadar cesursan hayat seni kocaman bir ‘Merhaba’ ile ödüllendirecektir.’ Paulo Coelho

İSKEÇE (XANTHI) GEZİ REHBERİ;

Ulaşım: Türkiye’den İskeçe’ye özel aracınızla gitmeyecekseniz en kolay ulaşım elbette otobüs seyahati. İskeçe şehri, İpsala Gümrük Kapısı’na 150 km ve İstanbul’a ise 400 km mesafede yer alıyor. Eğer İstanbul’dan otobüs ile gidecekseniz, Bayrampaşa Otogar otobüs terminalinden; Alpar Turizm, Metro Turizm, Ulusoy Turizm ve Kâmil Koç firmasından bilet alabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 7-8 saat arası sürüyor, bilet fiyatları ise tek yön ortalama 65-70 TL arası. Benim tavsiyem Kâmil Koç firmasını kullanmanızdır, sabah 10.00, 18.00 ve 22.00’da olmak üzere üç seferi var, otobüsleri konforlu, personeli ise kibar ve güler yüzlü. Bazı firmalar yolcularını İskeçe otogarında bırakırken, bazıları ise şehir merkezine yakın konumda cadde üzerinde bırakıyor. İskeçe zaten küçük bir yer olduğu için nerede inerseniz inin otobüsten indiğiniz yerden şehrin merkezine yürüyerek gidebilirsiniz. Otobüs terminalinin tam adresi Dimokritou Str. 6 numara. Eğer İskeçe’ye Kavala’dan gelmişseniz otobüs sizi otogarda indirecek. Otogardan çıktıktan sonra hemen yan tarafında bulunan caddeyi dümdüz takip ederseniz, yol sizi direkt olarak meydana çıkaracak yani hiç sağa sola sapmayın. Yunanistan’ın diğer şehirlerinden tren ile gelecekseniz tren garı olan Sidirodromikos Stathmos Xanthis şehir merkezine çok yakın bir konumda yer alıyor. İskeçe’ye özel aracınız ile gitmeyi planlıyorsanız detayları Özel Araç İle Yurtdışı bölümünden okuyabilirsiniz.

Konaklama: İskeçe nam-ı diğer Xanthi, ünlü İskeçe Festivali için değil de eğer sadece gezmek için gitmişseniz konaklama gerektirmeyecek kadar küçük bir şehir. Özellikle tek başına gezmeye gidilmez, en güzeli Dedeağaç-Gümülcine-İskeçe-Kavala rotası yaparak uğramanızdır. Eğer şehre geç geldiyseniz ve illa ki konaklamak isterseniz şehir merkezinde bulunan pansiyonları tercih edebilirsiniz. Pansiyonların hepsi birbirinin aynısı hem imkân hem de fiyat açısından. Pansiyonların gecelik fiyatları ortalama 10-15 Euro. Eğer hotel konaklaması yapacaksanız fiyat ve konum açısından en makul seçenekler; şehir merkezinde yer alan Natassa Mote, Paris Hotel ve Hotel Xanthippion.

Yeme-İçme: Yemek kültürünün bizimkinden farkı yok, yemekler aynı ayrıca her yerde dönerci görebilirsiniz. Meydanda ve işlek cadde üzerinde bulunan restoranları deneyin ancak taverna seçeneği de aklınızda bulunsun. Tavernalarda programlar genellikle yemekli oluyor bu yüzden akşam yemeğinizi ona göre zamanlayın. Eğer manzaralı bir yer arıyorsanız Xanthippi Restaurant’ı tercih edebilirsiniz. Burası aynı zamanda canlı müzik yapılan bir taverna. Çakma rakı yani Uzo içecekseniz, rengi mavi olan Barbayanni için çünkü bizim rakıya tadı en çok benzeyen o.

Alışveriş: Mağaza alışverişi yapmak isterseniz Michail Karaoli caddesi üzerinde Cosmos Center bulunuyor, Intersport mağazasından alışveriş yapabilirsiniz fiyatlar gayet uygun. Magnet alacaksanız, Arnavut kaldırımlı yolun üzerinde ki büfelerde satılıyor ve çok güzel magnetler var, fiyatları ise ortalama 2-3 Euro. Bunun haricinde Karyoka isimli Yunan çikolatası ya da Kavala Kurabiyesi de alabilirsiniz.

İskeçe Gezilecek Yerler;

   Yukarıda da dediğim gibi İskeçe festival haricinde özellikle gidilip gezilecek bir şehir değil çünkü turistik bir değeri yok zaten şehrin %30 ya da %40’ı Türk olduğu için kendinizi farklı bir ülkede hissetmekte bile zorlanacaksınız. Şehir çok küçük olduğu için toplu taşımaya gerek duymayacaksınız ki zaten toplu taşımanın olduğundan da emin değilim. İskeçe’yi gün içerisinde yürüyerek çok kolay bir şekilde gezebilirsiniz.

   

Plateia Kendriki: İskeçe şehrinde gezmeye başlayacağınız ilk nokta, şehrin merkezi konumunda olan ayrıca bünyesinde saat kulesini ve Ayasofya Kilisesi’ni barındıran Plateia Kendriki yani şehir meydanı olacaktır. Bu meydanda bulunan saat kulesi Osmanlı döneminden kalmış ve 1870 yılında İskeçe’nin önde gelen ailelerinden Hacı Emin Ağa tarafından yaptırılmış. Birçok kez yıkılmaya çalışılmış ve zarar verilmiş ancak günümüze kadar gelmeyi başarabilmiş.

Hagia Sofia Church: Saat kulesinin hemen arkasında bulunan Hagia Sofia yani Ayasofya Kilisesi’nin içerisini ücretsiz gezebilir ya da pazar günü gitmişseniz içerisinde yapılan pazar ayinini seyredebilirsiniz. Özellikle hava karardıktan sonra dış ışıklandırması ile mükemmel bir görüntü sergiliyor, mutlaka fotoğraflayın.

Üst Bölge: İskeçe’de meydanı gezdikten sonra, saat kulesini solunuza alarak Arnavut kaldırımlı yolu yukarıya doğru takip edin. Yolun sonunda küçük bir meydan ve bu meydanda yer alan kafeler göreceksiniz. İskeçe aslında bir üniversite şehri olduğu için kafeler gençler ile hınca hınç doluyor. Bu kafelerde oturup mutlaka bir Frappe için.

Palia Ksanthi: Meydanda bulunan kafede soluklandıktan sonra aynı caddeyi devam edin çünkü o cadde sizi Palia Ksanthi ya da Türkçe adıyla Ahiriyan Mahallesine yani Türklerin yaşadığı mahalleye çıkaracak. Türklerin yoğunlukta yaşadığı bu mahallede Türklere ait birçok işyeri, konut, cami ve müftülüğü göreceksiniz. Mahalleye adım atar atmaz Osmanlı mimarisine ait cumbalı evleri görecek ve kendinizi Türkiye’de gibi hissedeceksiniz, buna emin olabilirsiniz. Ahiriyan Mahallesi’nde 7 adet cami bulunuyor ve mahalle genel itibari ile şehrin üst kısımlarına doğru genişliyor yani eğer her yeri gezmek istiyorsanız biraz yorulmayı göze almanız gerek.

Şehir Meydanı: Bu noktaları gezdiyseniz artık şehrin caddelerinde ve sokaklarında plansız olarak yürüyüş yapabilir veya meydanda bulunan kafelerden birisine oturup frappe içebilirsiniz ayrıca Cumartesi günü İskeçe’de olursanız meydanda kurulan pazarı kaçırmayın.

İskeçe Festivali: Şimdi gelelim İskeçe’nin asıl olayı olan İskeçe Festivali’ne. İskeçe Festivali her yıl Şubat-Mart aylarında düzenleniyor ve tıpkı bir Rio Karnavalı havasına sahip. Yunanistan’ın her şehrinden binlerce insanın sırf festival için İskeçe’ye akın ediyor, farklı tarzlar ve şekillerde kostümler giyiyor, yüzlerini boyuyor ve müzik eşliğinde dans ediyor. Festival boyunca sokak üzerinde kurulan tezgahlarda atıştırmalıklar ve içkiler satılıyor. Bu sokak festivalini bir kortej gibi düşünebilirsiniz, tek farkı yürüyüş yapan insanların değişik kostümler giymesi ve orkestralar eşliğinde dans ederek yürümeleri yani dediğim gibi tıpkı bir Rio Karnavalı. Bu bir sokak festivali olduğu için bilet almanız gerekmiyor ancak çok kalabalık bir festival olduğundan dolayı konaklamada sıkıntı çekebilirsiniz o yüzden gitmeden önce kalacak yerinizi ayarlamış olun ayrıca restoranlar ve tavernalarda tıklım tıklım dolduğundan tavernaya gündüzden rezervasyon yaptırın.

 

İskeçe Hakkında Faydalı Bilgiler;

1- İskeçe’ye gitmek için takdir edersiniz ki Schengen vizesi almanız gerekiyor. Gireceğiniz kapı İpsala Gümrük Kapısı. Otobüs kapıya geldiğinde ya muavin pasaportları topluyor polise götürüyor ya da herkes otobüsten iniyor pasaport kontrolü için sıraya giriyor. Eğer ilk kez Yunanistan’a giriyorsanız pasaport polisi sizi çağıracak ve parmak izinizi alacaktır. Pasaport polislerinin tamamı Türkçe biliyor ve sizinle Türkçe konuşacak, nereye gittiğinizi kaç gün kaldığınızı falan soracaklardır, sorulara makul cevaplar verdiğinizde sorunsuz bir şekilde Yunanistan’a girersiniz. Otobüs kaptanları ve muavinlerde Türkçe biliyor yani dil konusunda rahat olabilirsiniz. Otobüs Türk kapısından geçtikten sonra Free Shop alışverişi için mola veriyor, alışveriş yapabilirsiniz.  

2- İskeçe’de göreceğiniz insanların yüzde 30’u Türk ve geri kalanların da birçoğu Türkçe konuşabilen Yunanlar, özellikle de restoranlarda çalışanlar.

3- Şehir, Yunanistan’ın en ucuz şehirlerinden birisi kıymetini bilin. Yemekler, kafeler, taksi, konaklama vs. her şeyin fiyatı uygun.

4- Dükkânlar gündüz 09.00-13.00 arası, akşam ise 18.00-19.00 arası açık oluyor, arada ki boşluğun Siesta zamanı olduğunu biliyorsunuzdur. Hafta sonları her yer kapalı olur, haberiniz olsun.

5- İskeçe’de bol bol frappe için, özellikle de saat kulesinin bulunduğu meydan ya da Arnavut kaldırımlı yolun sonunda bulunan küçük meydandaki kafelerde.

6- Türkiye’ye döneceğiniz zaman yine otobüslerin bazıları otogardan ya da şehir merkezine yakın bir konumdan kalkıyor, bilet alırken nereden bineceğinizi mutlaka ofise sorun. Otogara nasıl gideceğim derseniz, saat kulesinin hemen karşısında ki caddeyi sağa sola sapmadan dümdüz takip edeceksiniz.  

7- Şehir tam ortasında bulunan meydan, bu meydana bağlı caddeler ve Türk Mahallesi’nden oluşuyor o yüzden fazla uzaklaşmanıza gerek yok.   

8- Ucuz market ararsanız; Masoutis Market’i bulmalısınız.

9- Çanta bırakacaksanız, nereye rica etseniz bıraktırırlar çünkü her yerde Türklere ait işyerleri göreceksiniz.

10- Gündüzleri hayalet şehir gibi oluyor meydanda, yollarda ve sokaklarda kimseyi görmezsiniz ancak güneş battıktan sonra kafelerin ve restoranların dolup taştığını göreceksiniz.

*Eğer sadece şehri gezecekseniz 1 gün yeterli ancak festival için gitmişseniz 3 gün ayırmalısınız.

Yorumlar