Atina

 

‘İyi bir seyyah asla kesin planlar yaparak ve gideceği yere varmak için hareket etmez.’ Lao Tzu

ATİNA GEZİ REHBERİ;

Ulaşım: Atina’ya Türkiye’den uçakla gitmek isterseniz Pegasus Havayolları, Aegean Airlines ve Türk Hava Yolları ile aktarmasız ulaşım sağlayabilirsiniz. Havaalanının ismi; Atina Elefterios Venizelos Uluslararası Havalimanı. Uçuşlar ortalama 1.5 saat sürüyor ve fiyatlar dönemine göre ortalama 100-200 TL civarında oluyor. Eğer İstanbul’dan otobüsle gitmek isterseniz Bayrampaşa Otogar’dan hareket eden Kamil Koç, Derya Turizm ve Crazy Holidays firmaları ile gidebilirsiniz. Otobüs yolculuğu ortalama 12-14 saat arası sürüyor, bilet fiyatları şöyle; Kamil Koç 205 TL, Derya Turizm 165 TL, Crazy Holidays ise tek yön yetişkin 70 Euro öğrenci 56 Euro. Detaylara kendi sitelerinden bakarsınız. Atina’da 4 tane otogar var ve hepsi de merkezi konumda yani konaklayacağınız yere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Ana otobüs terminalinin adı KTEL Kifisou ya da diğer adıyla Kifissos, bu terminal meydana biraz uzak mesafede kalıyor ancak hemen karşısında bulunan otobüs duraklarından her yöne giden şehir içi otobüsü bulmanız mümkün. Eğer uçakla gidecekseniz Atina Havaalanı’ndan yarım saatte bir şehir merkezine giden M3 mavi metro hattını kullanmanız gerekiyor ki zaten 2 tane metro hattı var. Dikkat edin aynı platformdan Pire trenleri de geçiyor yanlışlıkla ona binmeyin. Tren yaklaşık 45 dakikada şehir merkezine ulaşıyor, gününüzü ona göre hesaplayın. Tek yön biletler 8 Euro, çiftli bilet alırsanız 14 Euro. Merkezden Pire’ye gidecekseniz M1 metro hattına binmeniz gerekiyor ve size tavsiyem bilet almayın kaçak binin, tıpkı tüm Atinalıların yaptığı gibi. Otobüse binecekseniz x95’e binmeniz lazım, 1.5 saatte merkeze gidiyor biletleri 5 Euro. X96 havaalanı-Pire, x93 havaalanı-otogar arası çalışıyor. Atina’ya Selanik’den geçecekseniz tren kullanabilirsiniz, yolculuk ortalama 6 saat sürüyor. Şehir içi ulaşımdan bahsedecek olursak; tek kullanımlık biletler 1.20 Euro, 24 saatlik biletler 4 Euro ve 5 günlük biletler ise 10 Euro. Bu biletler havaalanı metrosunda geçerli olmuyor ancak havaalanı metrosunda da geçerli olan turist biletlerinden alarak 3 gün boyunca toplu taşımayı sınırsız kullanabilirsiniz, fiyatı 20 Euro. Otobüsler gece 00.00’a kadar çalışıyor, bilmenizde fayda var.

           

Konaklama: Konaklama işine gelirsek eğer; Atina’da konaklama hotel üzerine kurulmuş, çok fazla hostel yok. Yani adı hostel olanlar da hotel konseptinde olan yerlerdir. Hostel ortamını bulabileceğiniz, benim bildiğim yerlerin en ucuzu şehir merkezinde olan Zorbas Hostel. Öyle diğer Avrupa şehirlerinde gördüğünüz hostel ortamını ve imkânlarını beklemeyin ama ucuz, sonuçta aradığınız altı üstü bir yatak. Gecelik ortalama 10 Euro gibi bir ücreti var. Bir diğer tavsiyem ise Athens International Youth Hostel-Victor Hugo, diğer hostellere nazaran hem daha temiz hem daha merkezi hem de mutfağı var, gecelik ortalama 10 Euro. Değerlendirebileceğiniz diğer ucuz hosteller Hostel Lozanni, Athens House Hostel ve Hostel Zeus. Atina’da hosteller ve hotellerin fiyatları neredeyse aynı yani eğer rahat etmek istiyorsanız aynı fiyata hotelde de kalabilirsiniz. Konaklama için çok fazla seçenek var hem şehir merkezinde hem de liman bölgesi Pire’de. Benim tavsiyem şehir merkezinden uzaklaşın, aynı paraya Pire’de deniz manzarası olan hotellerin birinde kalın. Konaklama seçeneklerine Booking ya da Hostelworld’den bakabilirsiniz, kafanıza hangisi yatıyorsa onda kalın. Eğer param var derseniz bana göre Atina’nın en bomba oteli Monastiraki Meydanı’nın göbeğinde bulunan Atina ve Akropolis manzaralı A For Athens Hotel. Gecelik ortalama 50-60 Euro arası, şahsen ben bütçem yeterli olsaydı kesinlikle burada kalır, manzaranın tadını çıkarırdım.

Yeme - İçme: Yunanistan’da restoranların geneline taverna denir. Öyle her üzerinde taverna yazan yeri gördüğünüzde içeriye girip tabak kırıp sirtaki yapacağınızı sanmayın. Yemek olayını Plaka’da ya da Psirri’de halledin. İlk gördüğünüz mekâna dalmayın, taverna yazdığına bakmayın, öyle Rembetiko, Sirtaki tabak kırma olayları falan arıyorsanız özellikle canlı müziği olan yerlere bakmanız lazım. Eğer bir eğlence programı varsa genelde standart ücreti olur ama siz yine de girerken pazarlık yapın, hele ki grupsanız kesinlikle pazarlık yapın. Yaz aylarında bahçeli restoranların bahçe kısımlarında da canlı müzik olur. Normal menüden sipariş verirseniz porsiyonlar inanılmaz büyük olur, eğer öyle karışık tabak falan söyleyecekseniz 2 kişi çok rahat doyar bence öyle yapın. Balık yemeyecekseniz eğer karışık söyleyin iki kişi yiyin çok daha hesaplı. Tabi bu liman şehrinde bana sorarsanız deniz mahsülü yiyin; balıklar, kalamarlar, ahtapotlar, mezeler, mevsim salatalar, ızgara mantarlar hepsi de çok taze ve lezzetli oluyor. Tek kişi için ortalama bir menü 10-15 Euro arası ama her şey dâhil yani; yemek, meze, salata, tatlı ve Ouzo yâda litrelik şarap. Uzo içecekseniz mavi olan Barbayanni için çünkü Türk rakısına en çok o benziyor. Kafede oturmak için bana göre en güzel seçenek Anafiotika Merdivenleri. Çok egzotik bir ortamı var o yüzden burası ilk tercihiniz olsun. Diğer seçenekler; Monostiraki’nin yan tarafında demiryolu hizasında olan Adrianou Caddesi ya da Agia İrini sokaklarındaki kafeler. Kolonaki Bölgesi’nin nispeten daha elit kesime hitap ediyor olmasından dolayı bence samimi bir ortamı yok o yüzden ben tavsiye etmem ancak siz öyle ortamlarda takılmaktan hoşlanıyorsanız aradığınızı bulabileceğinizi söyleyebilirim. Eğer akşamları ışıklandırılan Akropolis manzarası izleyerek içeceğinizi yudumlamak istiyorsanız; Kutsal Yol’dan aşağı inerken gördüğünüz Thissio Bölgesi’ndeki kafelerden birine oturabilirsiniz. Kahvaltı için; şehrin her yerinde fırınlar var, ıspanaklı börekleri çok güzel oluyor, kafanıza göre herhangi bir fırından alıp yiyebilirsiniz. Fiyatları da çok uygun yaklaşık 2-3 Euro’ya mutlaka doyarsınız. Yunanlar’a özgü konyak olan Metaxa denilen konyağı denemeden dönmeyiniz.

           

Gece Hayatı: Gece hayatı için taverna keyfini yaşadıysanız, Gazi Bölgesi ilk tercihiniz olabilir. Şehrin gece hayatı için en hareketli bölgesi Gazi çünkü eğlenmeye gelenler genellikle genç kesim, orta yaşlılar daima Plaka, Psirri ve Monostiraki Bölgeleri’nde bulunan tavernalarda takılıyor. Mekân tavsiye etmeme gerek yok ancak festival zamanı Atina’da bulunuyorsanız adresiniz; şehrin en prestijli festival alanı olan Technopolis Athens. Burası, eski bir fabrikadan dönüştürülen ve yaklaşık 2000 kişi kapasiteli olan hayli büyük bir alan. Gazi Bölgesi’nde beğendiğiniz herhangi birine girin, ortamı beğenmezseniz çıkın ve diğerine girin. Ben mekân girişlerinde face&dress kontrolü yapıldığını görmedim ki zaten Yunanistan’ın genelinde de damsız girilmez muhabbeti yok. Biralar ortalama 1.5 Euro. Eğer daha elit ve lüks mekân tercih edecekseniz Kolonaki Bölgesi’nde bulunan pubları deneyebilirsiniz, gayet kalabalık ve hareketli oluyor. Atina’da bir de bizim salaş meyhaneler gibi sadece bir küçük tabak meze ve bir bardak Ouzo veren, küçük kıraathaneye benzeyen Ouzeri denilen yerler var, karşılaşırsanız mutlaka biraz vakit geçirin.

Alışveriş: Eğer pazar günü Atina’da iseniz çok keyifli bir alışverişinizin olacağını temin ederim çünkü bit pazarı kuruluyor. Atina’da mağaza alışverişi yapmak gibi bir planınız varsa gitmeniz gereken adresler; Avm’ler, Ermou Caddesi ya da Kolonaki Bölgesi ancak fiyatların ülkemizden daha uygun olduğunu maalesef söyleyemeyeceğim. Atina’nın en çok ziyaret edilen Avm’leri; şehir merkezinin dışında yer alan ve outlet merkezi olan McArturGlen Athens, şehir merkezinde yer alan The Mall Athens, son olarak Pire ve Chamosternas Caddeleri’nin kesiştiği noktada bulunan Athens Heart. Hediyelik eşya satan dükkân ismi vermeme gerek yok zira Monostiraki, Plaka ya da Psirri Bölgesi’nde onlarcasını bulabilirsiniz. Özellikle Plaka Bölgesi’nde bulunan Adrianou Caddesi’nde yan yana sıralanmış birçok hediyelik eşya dükkânı bulabilirsiniz. Atina’dan ne alınır diye sorarsanız; Ouzo, zeytinyağı ve Antik Yunan Kültürü’ne ait olan oyma taş ya da porselen biblolar derim. Magnet alacaksanız Ermou Caddesi’nden, Monostiraki’den, Anafiotika’dan ya da Adrianou Caddesi seyyarlarından alabilirsiniz, magnetler ortalama 2 Euro. 

Atina Gezilecek Yerler;

   Atina genel anlamda gezilecek noktaları birbirine yakın olan bir şehir o yüzden Pire haricinde bana göre toplu taşıma kullanmanıza gerek yok. Atina’da görmeniz gereken en önemli nokta şüphesiz Akropolis ancak Akropolis’den başlarsanız zorlanırsınız o yüzden rotanın başlangıcı Syntagma Meydanı olmalı çünkü şehrin göbeği burası. En azından ben rotamı böyle yaptım bence siz de bunu takip edin. Ben rotayı sırasıyla tek gün gibi yazıyorum ama tek günde elbette bitmeyecek, ilk gün gezdikten sonra ertesi gün aynı rotaya kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

           

Syntagma Meydanı: Yukarıda da açıklamasını yaptığım üzere ilk durağınız Syntagma yani Anayasa Meydanı olsun. Burası Atina’nın orta noktası ve en önemli meydanı; öyle pek ilgi çekici bir yer olduğundan değil, sadece büyük bir meydan ve Parlamento Binası da bu meydanda yer alıyor. Parlamento Binası’nın turistik tarafı, muhtemelen sizin de daha evvelden duymuş olduğunuz Evzoneler denilen nöbetçi askerlerin yaptığı nöbet değişim merasimi. Rivayete göre; askerlerin eteklerinde ki 400 tane pile, ülkenin Osmanlı egemenliğinde geçirdiği 400 seneyi temsil ediyormuş ve askerler her gün eteklerini kendileri ütülüyorlarmış. Nöbet değişimi her saat başı yapılıyor. Nöbet tutulan yerde bir de Meçhul Asker Anıtı var, fotoğraflayabilirsiniz.

           

Ermou Caddesi: Meydan da işiniz bittiyse; Parlamenento Binası’nı arkanıza alın, dümdüz yürüdüğünüzde meydana bağlanan cadde Atina’nın ünlü alışveriş ve yürüyüş caddesi olan Ermou Caddesi. Buraya Atina’nın İstiklal Caddesi diyebiliriz; kafeler, restoranlar, mağazalar ve dükkânların olduğu popüler bir cadde. Yavaş yavaş yürüyün tadını alın çünkü vakit geçirmesi keyifli ve her daim hareketli olan bir cadde.

           

Panaghia Kapnikarea (Pagan Kilisesi): Ermou Caddesi’nden devam ettiğinizde yolunuzu Panaghia Kapnikarea yani antik Pagan Kilisesi kesecek. Kilisenin içine girilebiliyor mu bilmiyorum ama siz girebilirseniz kesinlikle zaman ayırmalısınız çünkü Pagan kiliseleri gerçekten çok ilgi çekici oluyor. Fotoğraflarını çekin, güzel kareler veriyor.

           

Monastiraki: Pagan Kilisesi’ni atlayıp Ermou Caddesi’ne devam ettiğinizde karşınıza çıkacak olan meydan Monastiraki. Burası Atina'da göreceğiniz en güzel yerlerden birisi. Bu meydan ve ara sokaklarında; kafeler, restoranlar, hediyelik eşya satan dükkânlar, butikler falan var. Meydanın en güzel olayı ise hemen yan tarafında ki Abyessinia Meydanı, Ifestou ve Astiggos Sokağı’nda pazar günleri kurulan bit pazarı. Bu pazar alanın da aklınıza gelecek her türlü ıvır zıvırı bulabilir, meydana bağlanan sokağın hemen girişinde Athens Flea Market tabelasını görebilirsiniz. Meydan’da Osmanlı’dan kalma; 1759 yılında Atina Valisi Tzisdarakis tarafından yaptırılan daha sonra minaresi yıkılan Mustafa Ağa Tzisdarakis Camii yer alıyor. Öyle hemen heyecanlanmayın günümüzde müze olarak kullanılıyor ve içinde sergiler düzenleniyor yani ibadete açık değil.

           

Adrianou Caddesi: Monastiraki Meydanı’nın hemen yan tarafında demiryolunu göreceksiniz. Bu demiryolunun hizasında kafelerin olduğu cadde Adrianou Caddesi. Bu cadde boyunca tavernalar ve kafeler var. Burası aklınızda bulunsun, gezme işi bittikten sonra oturmaya gelirsiniz. Pazar günleri kurulan bit pazarının bir kolu da bu caddeye kuruluyor.

Plaka Bölgesi: Monastiraki’nin sol tarafında yer alan ara sokaklara girerseniz ve geldiğiniz istikamete doğru giderseniz Plaka Bölgesi’ne ulaşmış olursunuz. Plaka Bölgesi, Atina gece hayatının en güzel ve en hareketli yaşandığı bölgelerden birisi. Kaybolunası dar sokaklar, hediyelik eşya dükkânları, kumaş satan dükkânlar, tavernalar, kafeler, seyyar satıcılar, cumbalı evler, antika dükkânları ve daha neler neler. Burayı iyi öğrenin çünkü akşam yemeği için buraya geleceksiniz. Bu arada Plaka’yı İzmir Kemeraltı’na benzetmeniz muhtemeldir, şaşırabilirsiniz.

           

Anafiotika Bölgesi: Plaka’dan devam ettiğinizde Anafiotika Bölgesi’ne geleceksiniz. Burası bana göre Atina’nın en güzel yeri. Burada, Yunan Adaları’nda görebileceğiniz bembeyaz ve mavi pencereli evlerin şehirdeki görüntüsüne şahit olacaksınız. Evlerin arasında ve Akropolis’e çıkan merdivenlere kurulmuş kafelerden birinde oturmadan sakın Atina’dan ayrılmayın. Bol bol fotoğraf çekin.

           

Akropolis: Anafiotika’dan yukarıya çıkan merdivenleri kullanarak Akropolis’e çıkacaksınız. Yol biraz yorucu ve meşakatli ama emin olun çıktığınıza değecektir. Akropolis’e geldiğinizde girişini kolaylıkla bulabilirsiniz. İçerisi hakkında detaylı bilgiye gittiğinizde size verecekleri broşürden öğrenebilecek,  hepsinin tarihini okuyabileceksiniz. Burası Atina’nın gözbebeği, gereken önemi vereceğinizden eminim o yüzden hiç yazmıyorum. Atina’ya gitmeden önce internetten Akropolis’in tüm detaylarını okuyup öyle de gidebilirsiniz. Akropolis yaz döneminde 08.00-19.30, kış döneminde ise 08.00-15.00 arasında açık oluyor. Giriş ücreti; yetişkinler için 12 Euro ve öğrenciler için 6 Euro.

Kayalık Tepe: Akropolis’i gezip gördüyseniz, giriş kapısının hemen karşısında kayalıkları göreceksiniz. Bu kayalıklardan şöyle bir Atina manzarası seyredin ve arşivlik fotoğraflar çekin. Senenin her döneminde bu kayalıklar çok popüler çünkü muazzam bir Atina manzarası sunuyor, siz de mutlaka bu ücretsiz hizmetten faydalanın. Yerini bulmak çok kolay, Akropolis’ten çıkar çıkmaz insan kalabalığını takip edin yeter.

           

Thissio Bölgesi ve Kutsal Yol: Kayalıkların hemen sol tarafından Yunanların Kutsal Yol dedikleri patika yürüyüş yoluna ineceksiniz. Nasıl çıkacağınızı sorarsanız söylerler, en basit tarifi ile aşağı doğru sallanacaksınız diyebilirim. Bu yol Thissio Bölgesi’nde yürümekten çok keyif alacağınız bir yol; sokak boyunca seyyar satıcılar, restoranlar, kafeler, barlar ve krizde olmalarına rağmen sizden daha mutlu olan insanlar göreceksiniz. Özellikle akşamları Akropolis’i ışıklandırdıkları zaman buradaki kafelerden harika bir manzara seyredilebiliyor.

           

Agia Marina Kilisesi: Eğer yolumu biraz uzatırım derseniz ve vaktiniz de varsa; Atina manzaralı her fotoğrafta görebileceğiniz Thissio Bölgesi Periler Tepesi’nde yer alan, Pygmalionos ve Agias Marinas caddelerinin kesişiminde bulunan, 1924-27 yılları arasında yapılan ve muazzam freksleri olan Agia Marina Kilise’sini de gidin bir görün derim. Burası, vakt-i zamanında güvenli görüldüğü için hamile kadınların ve hasta çocukların şifa bulması için getirildiği bir yermiş. Kilisenin hemen dibinde birde; 13. Yy’dan kalan ve Bizans’lara ait olan, vaftizhane olarak kullanılan bir mağara kilise var. Ben oraya yürümem metro ile gitmek istiyorum derseniz M1 hattına binerek Thissio durağında inebilirsiniz.

Psirri Bölgesi: Kutsal Yol’un bittiği nokta Monastiraki, hemen yan tarafı Plaka ve Anafiotika yani tavernaların olduğu, kafelerin bulunduğu bölge. Eğer henüz yemek saatiniz gelmemiş ise meydandan karşıya devam edin, Athinas Caddesi’ni takip edin ve Psirri’yi bulun yani camii sağınızda kalacak şekilde meydanın içinden geçip karşıya devam edeceksiniz. Psirri Bölgesi, tıpkı Plaka gibi tavernaların, kafe ve barların olduğu bir bölge ama daha bir Yunan havası var burada, yemek yeme seçeneğini burada da değerlendirebilirsiniz.

Omonia Meydanı: Psirri’den devam ettiğiniz zaman Omonia Meydanı’na ulaşacaksınız. Burası da sıradan bir meydan, öyle pek bir numarası yok ama oraya kadar gitmişken görün birkaç fotoğraf çekin ve geldiğiniz yoldan tekrar Monastiraki’ye dönün. Akşam yemeğini Psirri’de yemediyseniz, Plaka’da kendinize bir taverna beğenin ve yemeğinizi yiyin.

Agia İrini Meydanı: Yemeğinizi yediyseniz tekrar Ermou Caddesi’ne çıkın ve Syntagma Meydanı istikametine doğru devam edin. Pagan Kilisesi’ne gelmeden önce hemen solunuzda Agias İrinis Meydanı’nı göreceksiniz. Burası; sokaklara masa atılan kafe&barların olduğu, Cihangir ya da Asmalımescit’e benzeyen bir bölge. Hoşunuza giden bir yer olursa oturup bir şeyler içebilirsiniz. Tavsiyem Six d.o.g.s isimli kafeye uğramanızdır, burası; üstü açık, akşamları canlı müzik yapılan ayrıca küçük masa ve kürsülerde oturacağınız bir kafe kısaca inanılmaz samimi bir ortama sahip. Beğeneceğinizden kesinlikle eminim.

Kolonaki Bölgesi: Bu meydanı da gördüyseniz Ermou Caddesinin paralel caddesi olan Athinadios Caddesi’ne çıkın ve Syntagma Meydanı’na doğru dümdüz yürüyün. Syntagma Meydanı’nı geçin ve Parlemento binasının solunda ki ana caddeden yukarıya doğru çıkın, ta ki solunuzda Dimitriou Karaoli caddesini görene kadar. Bu caddeyi gördüğünüzde soldan girin bu caddeye, caddenin devamı Kolonaki Bölgesi. Tarifi anlamadıysanız navigasyondan bakabilirsiniz. Burası; Nişantaşı havasında ki ara sokaklarında lüks mağazaların, kafelerin ve barların olduğu, daha çok kalburüstü kesimin takıldığı ama barlarında damsız girilmez muhabbetinin yapılmadığı ayrıca gece hayatı gayet hareketli ve keyifli olan bir bölge. Kolonaki aslında normal yerleşimin olduğu bir yer o yüzden mekânların yer aldığı ve görmeniz gereken caddeler Voukourestiou, Panepistimou ve Tsakalof caddeleri. Görmeden dönmeyiniz.

Teleferik ve Lykavittos Tepesi: Kolonaki Bölgesi’nde mekânların olduğu caddeden ilerlediğinizde aşağı doğru inen Ploutarchou Caddesi’nden sağa dönerseniz teleferiği görürsünüz. Bu teleferik Akropolis’den gördüğünüz şehrin en yüksek tepesi olan Lykavittos Tepesi’ne çıkıyor. Ücreti tek yön 5 Euro, gidiş-dönüş 7.5 Euro. Buraya gündüz gelin ve kesinlikle bu tepeye çıkın, Akropolis’e kuşbakışı bakın. Lykavittos Tepesi’nde; Agios Georgios Şapeli, restoran ve bir kafe var. Eğer kendinize güveniyorsanız merdiven kullanarak çıkabilir ya da inebilirsiniz ama bana sorarsanız, hem günün geri kalanını yorgun geçirmemek hem de keyif almak için teleferiğe binmelisiniz.

Panathinaiko Stadium: Kolonaki’yi gördüyseniz geldiğiniz ana caddeye tekrar çıkın ve biraz daha yukarıya doğru yürüyün. Sağ tarafınızda yani Parlamento Binası’nın hemen arka tarafında devasa bir büyüklüğe sahip olan şehir parkını göreceksiniz. Parka girin ve yemyeşil yollardan mis gibi havayı soluyarak devam edin. Parkın sonunda; 1896 yılında ilk olimpiyat oyunlarının yapıldığı Hipodrom Stad olan Panathinaiko Stadium’u göreceksiniz. Burası; yaz döneminde 08.00-19.00, kış döneminde ise 08.00-17.00 saatleri arasında açık. Giriş ücreti yetişkin 3 Euro, öğrenci 1.5 Euro. Audio guide’ınızı almayı unutmayın.

Gazi Bölgesi: Gece hayatı için gitmeniz gereken yerlerden birisi de; ağırlıkla öğrencilerin takıldığı, kafelerin, pubların, kulüplerin ve tabi ki tavernaların olduğu bir bölge olan Gazi Bölgesi. Burası Monastiraki’nin epey ilerisinde kalıyor, buraya gitmek için taksi kullanın zaten taksiler ucuz 5-10 Euro gibi bir ücret ile gidersiniz. Bence bir akşamınızı kesinlikle bu bölgede değerlendirin.

Pire (Liman Bölgesi): Gidip görmeniz gereken diğer bölge Pire yani liman bölgesi. Burada kordon boyu yürüyüşleri yapabilirsiniz. Cruise gemileri seyredebilirsiniz. Sahil kenarı meyhanelerde demlenebilirsiniz. Eğer Pire’de konaklamıyorsanız özellikle buraya gidin ve biraz vakit geçirin derim. Ulaşım için; M1 metro hattına her Yunan vatandaşı gibi kaçak biniyorsunuz ve son durak da iniyorsunuz. Liman, sahilden 5 dakikalık yürüyüş mesafesinde. Pire sahilini İzmir Kordon’a benzeteceğinizden eminim.

Diğer Müzeler: Eğer müze gezmek isterseniz; Akropolis Müzesi, Benati Müzesi, Arkeoloji Müzesi ve Kiklad Sanatları Müzesi’ni gezebilirsiniz ama benim tavsiyem sadece Arkeoloji Müzesi’ni gezseniz yeter çünkü tüm tarihe o müzede şahit olabilirsiniz. Ulusal Arkeoloji Müzesi 08.00-20.00 arası açık. Giriş ücreti 7 Euro. Akropolis Müzesi 08.00-20.00 arası açık. Giriş ücreti 5 Euro ama Akropolis bileti aldıysanız aynı bilet burada da geçerli.

 

Atina Hakkında Faydalı Bilgiler;

1- Atina’ya gitmek için takdir edersiniz ki Schengen vizesi almanız gerekiyor. Ülkeye gireceğiniz kapı İpsala Gümrük Kapısı. Otobüs kapıya geldiğinde ya muavin pasaportları topluyor polise götürüyor ya da herkes otobüsten iniyor ve pasaport kontrol sırasına giriyor. Eğer ilk kez Yunanistan’a giriyorsanız pasaport polisi sizi çağıracak ve parmak izinizi alacaktır. Pasaport polislerinin tamamı Türkçe biliyor ve sizinle Türkçe konuşacak. Nereye gittiğinizi kaç gün kalacağınızı falan soracaklar, sorulara makul cevaplar verdiğiniz sürece sorunsuz bir şekilde Yunanistan’a girebilirsiniz. Otobüs kaptanları ve muavinler de Türkçe biliyor rahat olabilirsiniz. Otobüs Türk kapısından geçtikten sonra Free Shop alışverişi için mola veriyor, alışverişinizi bu esna da yapabilirsiniz. Yunanistan’dan dönüşte normal şartlarda eğer Yunanistan’da 72 saatten daha az kalmışsanız free shopdan alışveriş yapamazsınız ama bu prosedür uygulanmıyor şöyle ki; otobüsle dönerken Yunan kapısından geçtikten sonra otobüsler free shop alışverişi için serbest bölgede mola veriyor, burada ki free shop da havaalanında ki gibi pasaporta işletme gibi bir durum yok, her yolcunun 10 litre ister yüksek alkollü, ister düşük alkollü içki alma hakkı var, dilediğiniz kadar sigara, çikolata ya da canınız ne isterse sanki bir alışveriş mağazasındaymışsınız edasıyla alışveriş yapabilirsiniz. Kendinize bir tane alışveriş arabası çekin ağzına kadar doldurun yarı fiyatına kadar indirimli ödeyin ve çıkın. Aldıklarınızı poşete koyup koltuk altına ya da baş üstü raflara koyabilirsiniz.

2- Toplu taşıma kullanmanıza gerek yok Atina’da yürüyerek gezebilirsiniz. Yukarı da verdiğim rotayı takip ederseniz tık tık her noktayı gezersiniz. Sadece Gazi’ye ve Pire’ye gitmek için toplu taşıma ya da taksi kullanırsınız.

3- Atina genel anlamda ucuz bir Yunan şehri ama siz yine de hesabınızı iyi yapın.

4- Dükkânlar gündüz 09.00-13.00 saatleri arası, akşam ise 18.00-19.00 saatleri arası açık olur. Arada ki boşluğun Siesta zamanı olduğunu biliyorsunuzdur. Hafta sonları her yer kapalı olur haberiniz olsun.

5- Atina’da bol bol Frappe için özellikle de Mikel’de. Çok lezzetlidir ve öylesini eminim Türkiye’de bulamazsınız. Siparişlerin yanında kek kurabiye ve su getirilir, fiyatlar da gayet uygundur. Zaten siz de göreceksiniz, kafeler ağzına kadar sürekli Frappe içen insanlar ile dolu olacak. Bu durum size ‘acaba Yunanların milli içeceği Frappe mi? sorusunu sorduracak.

6- Araba ya da motosiklet ile gidecekler; ruhsat sizin üzerinize değilse vekâletname almak zorundasınız. En az 15 günlük olmak kaydıyla herhangi bir sigorta şirketinden yeşil sigorta yaptırmanız gerekiyor. Sürücü belgesi olarak da Türkiye Tuning Kurumu’ndan beynelmilel ehliyet çıkarmanız lazım fiyatı 350 TL ama yeni tip ehliyetiniz varsa buna gerek kalmıyor. Yeni tip ehliyetiniz yoksa ve beynelmilel ehliyete para vermek istemiyorsanız; Bulgar kapısından geçip 15 km. sonra Yunanistan tabelasından dönerek Yunanistan’a geçiş yapabilirsiniz, Bulgar kapısında bu belge istenmiyor. Detayları Özel Araç İle Yurtdışı bölümünde okuyabilirsiniz.

7- Atina’nın şebeke suyu içilebilir durumda, sokaklarda ki çeşmelerden ya da musluklardan şişenizi doldurabilirsiniz ama su zaten ucuz marketlerden şişe su da satın alabilirsiniz.

8- Taksiye binmekten korkmayın gayet ucuz ama yine de binmeden önce gideceğiniz yere kaç Euro yazacağını sorun, sonra taklaya gelmeyin.

9- Çantalarınız için locker ararsanız, havaalanında ve şehir merkezinde locker var. Şehir merkezindekiler; yürüyüş caddesi Ermou Caddesi 10551’in 2. katında, diğeri ise Ermou Caddesi’ni Monastiraki’de kesen cadde olan Athinas Caddesi 2 numara da. Ücretler günlük 4 Euro.

10- Dışarıda sabahlamak gibi bir planınız varsa; havaalanında ve otobüs terminalinde sabahlayabilirsiniz, ana otobüs terminali çok hareketli bir yer o yüzden pek dikkat çekmezsiniz.

11- Atina’da; meydanlarda, müzelerde ve bütün mekânlar da wi-fi var, aklınızda bulunsun.

12- Konaklama için Pire yani liman bölgesini tercih etmekten çekinmeyin, 10-15 Euro gibi bir ücrete deniz manzaralı otelde kalabilirsiniz. Gitmeden önce Booking’den otellere ve gideceğiniz dönemdeki fiyatlarına bir bakın derim.

13- Ucuz marketler; Aldi, Lidl ve Discount Market aklınızda bulunsun.

14- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın, Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın. Yunanlar indirim konusunda gerçekten yardımcı oluyorlar o konu da rahat olabilirsiniz.

15- Atina’da her an bir eylemin ortasında kalabilir, biber gazı ya da cop yiyebilirsiniz. Baktınız yüzü maskeleri gençler beliriyor hemen uzaklaşın ya da dâhil olun, orası size kalmış.  

16- Türk vatandaşlarına karşı antipati duyan bir Yunan görmedim ben zaten neredeyse yüzde 25’i Türkçe biliyor ya da çat pat konuşabiliyor. Türk olduğunuzu siz söylemesenizde kendilerine çok benzediğimiz için bir bakışta anlıyorlar, daha da samimi sohbet kuruyorlar. Çekinmeyin söyleyin Türk olduğunuzu, muhabbet daha güzel oluyor o zaman.

*Atina’da kaç gün kalınmalıdır derseniz en az 2 gün derim, 1 günde Atina kesinlikle gezilemez.

Yorumlar