Basel
‘İnsanlar yolculuğa çıkmaz. Yolculuk insanları alır.’ John Steinbeck
BASEL GEZİ REHBERİ;
Ulaşım: Türkiye’den Basel’e Türk Hava Yolları ve Pegasus ile direkt uçuş yapabilirsiniz. Bilet fiyatları ortalama 200-250 TL arasında değişiyor. Avrupa’nın diğer şehirlerinden de birçok low cost firma ile uygun fiyatlara Basel’e ulaşım sağlayabilirsiniz, bunun için arama motorlarından uçak biletlerini sorgulatınız. Örnek verecek olursak; Ryanair ve Easyjet firmaları yılın her döneminde Basel’e ucuz uçuşlar düzenliyor. Tüm Avrupa şehirlerinden demiryolu ulaşımı sağlayabilirsiniz ancak benim her zaman ki gibi öncelikli tavsiyem otobüs kullanmanız çünkü hem daha hızlı hem de daha ucuza seyahat etme şansınız var. Basel’e; Student Agency, Orange Ways, Megabus, Ecolines, Eurolines, Meinfernbus, Sinbad ve Polskibus firmalarını kullanarak Avrupa şehirlerinden otobüs ile geçebilirsiniz. Otobüs biletlerini dilerseniz firmaların kendi internet sitelerinden, dilerseniz de Goeuro ya da Rome2rio gibi arama motorlarından kontrol edebilirsiniz. Bunların dışında Blablacar da tercih edebilir, neredeyse her gün Hollanda, Belçika, Fransa ya da Almanya’dan özel aracı ile Basel’e giden birilerini bulabilirsiniz. Eğer Basel’e uçakla gelmişseniz ineceğiniz havaalanı EuroAirport. Bu havaalanı; Basel’e 6 km, Fransa’nın şehri Mulhouse’a 22 km ve Almanya’nın şehri olan Freiburg’a ise 70 km uzaklıkta bu yüzden 3 ülke tarafından ortak kullanılan bir havaalanı. Havaalanından şehir merkezine; 50 numaralı otobüsler ile 3.80 Euro karşılığında ve 20 dakikalık yolculuk sonrasında ulaşabilirsiniz. İneceğiniz yer SSB merkez tren garı olacaktır. Eğer Fransa Mulhouse’a gidecekseniz 707 numaralı otobüsler ile 13 Euro karşılığında tek yön ve 25 Euro karşılığında gidiş dönüş, Freiburg’a gidecekseniz shuttle otobüsler ile 18 Euro karşılığında tek yön ve 32 Euro karşılığında gidiş dönüş ücreti ödeyerek gidebilirsiniz. Basel’e tren ile gelmişseniz tren garı oldukça merkezi konumda yer alıyor, istediğiniz her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Otobüsle gelirseniz de ineceğiniz yer yine SSB tren garı olacaktır, otogar aramanıza gerek yok.
Konaklama: Basel’de konaklama için hostel arıyorsanız çok fazla seçeneğiniz yok zaten İsviçre genel anlamda çok pahalı bir ülke olduğu için hotelde konaklamak gerçekten sağlam bütçeler istiyor. Benim tavsiyem kendi konakladığım hostel olan YMCA Hostel. Burası Basel’in ucuzlarından ama hiç de ucuz olmayan, hotel ayarında bir hostel. Odaları, banyosu ve tuvaleti tertemiz, kendine ait mutfağı var ki Basel’de emin olun bu mutfağa çok ihtiyaç duyacaksınız. Konumu çok iyi, tren garının 100 metre arkasında ve şehir merkezine de 10 dakikalık yürüme mesafesinde. Gecelik ortalama 30 Euro. Diğer alternatifiniz; fabrikaya ya da büyük bir hana benzeyen mimariye sahip, lüks sayılabilecek dizaynı olan ve her türlü imkânı bulabileceğiniz Youth Hostel Basel ya da diğer adı ile Jugendherberge Basel. Burası eminim gördüğünüz çoğu hotelden daha konforlu, tam nehir kenarında konumlanmış ve duvar yerine odaların dış yüzeyi camdan yapılmış. Ağaçları ve dışarıyı seyrederek uyuyabilir, nehir kenarında ki masalarında ağaçlar altında kahvaltı yapabilirsiniz. Şehir merkezine yakın bir hostel ve gecelik ortalama 40 Euro. Son olarak seçeneklerinizde bulunması gereken hostel ise otantik tarzda dizayn edilen ayrıca mutfağı da olan Basel Backpack Hostel ya da diğer adı ile Urban Hostel Culture. Gecelik ortalama 30 Euro. Eğer camping arıyorsanız Heideweg 16 4153 Reinach BL - CH adresinde bulunan ve 11 numaralı tramvay ile kolayca ulaşım sağlayabileceğiniz Camping Waldhort’a gidebilirsiniz.
Yeme-İçme: Yemek ihtiyacınızı şehir pahalı olduğu için Burger King-KFC-Mc Donald’s ya da dönerci ve pizzacılardan giderebilirsiniz, hepsi de şehirde mevcut. Hamburger menüler 7 Euro. Restoranlarda sunulan menülerin fiyatları ise ortalama 30-40 Euro arasında. Basel’de yiyebileceğiniz yöresel yemek; erimiş peynirin çorba gibi tas içerisinde servis edildiği ve çıtır ekmekleri batırıp yiyeceğiniz Fondue, fiyatı ortalama 12 Euro. Basel yöresine ait bir un çorbası olan Basler Mehlsuppe’den içmeden, yine Basel’e özgü ballı kurabiyelerden yemeden ve Basel’in dünyaca ünlü pastanesi olan Confiserie Bachmann’ın Blumenrein caddesi 1 numarada yer alan şubesinde bir kahve içmeden dönmeyiniz.
Gece Hayatı: Basel’in en iyi gece kulübü olarak Binningerstrasse 14 numarada bulunan Die Kuppel kabul ediliyor ancak hem girişte çok katı Face&Dress kontrolü yapılıyor hem de fiyatlar inanılmaz derecede pahalı, maddi durumunuz yerinde ise gerçekten eğlenceli bir gece geçirebilirsiniz. Gece kulübü alternatifiniz; şehir merkezinde yer alan, DJ performansları ve canlı müzik ile eğlenme şansı bulabileceğiniz Atlantis. Daha şık ve daha sakin bir yerlerde eğlenmek istiyorsanız da popüler mekânlardan bazıları; Ramada Hotel’in teras katında yer alan ve muhteşem bir Basel manzarası sunan Bar Rouge, yaz aylarında Basel’de bulunuyorsanız bahçesinde gayet samimi bir ortam yakalayabileceğiniz Campari ve son olarak taş kullanılarak inşa edilen otantik binasında ve yine yaz aylarında açık olan bahçesinde keyifli sohbetler yapabileceğiniz Acqua. Eğer konaklayacağınız hostel ya da hotelin kendi bünyesinde disco ve pub tarzı mekânlar varsa değerlendirmenizi tavsiye ederim.
Alışveriş: Magnet alacaksanız MarktPlatz’ın ara sokaklarında ya da BarfüsserPlatz’da bulunan hediyelik eşya dükkânlarından alabilirsiniz, fiyatları ortalama 10-12 Euro arasında. Basel’den asıl almanız gereken şey çikolata, hediyelik için de çok iyi bir seçenek. Çikolatalar hediyelik paketlerde de satılıyor, içerisinde 5-6 çeşit çikolata oluyor ama fiyatları hiç uygun değil. Örneğin benim aldığım paket 18 Euro’ydu. Popüler çikolata dükkânlarından birisi olan Merkür’ün MarktPlatz’da şubesini bulabilirsiniz. İsviçre’nin meşhur bisküvisi olan ve küçük paketler halinde satılan Läckerli bisküvilerinden yemeyi unutmayın. Bunların dışında bir diğer İsviçre ünlüsü de şüphesiz İsviçre Gravyer Peyniri; mutlaka bir yerlerde karşınıza peynir dükkânları gelecektir gözünüze birini kestirin, tatlarına bakın ama almayın çünkü bu dükkânlarda çok pahalı. Peynir alacağınız en hesaplı yer Coop marketleri unutmayın. Son olarak kuvvetle muhtemel sizin de aklınızda olan İsviçre Çakısı, çakıları 30 Euro’dan 50bin Euro’ya kadar her fiyatta bulabilirsiniz. Basel’de alışveriş merkezi ihtiyacınızı St. Jakobs-Strasse 397 numarada yer alan St. Jakob-Park fazlası ile karşılayacaktır, diğer alışveriş merkezi alternatifleriniz ise; Hochbergerstrasse 70 numara da yer alan hayli büyük Stücki Shopping Basel, Münchensteinerstrasse 268 numarada bulunan Job Factory Store ve Greifengasse 22 numarada bulunan Manor. Elektronik alışverişleriniz için Media Markt tren garının hemen arkasında bulunuyor. Basel’in bitpazarı Pazar günleri BarfüsserPlatz’da kuruluyor, aklınızda bulunsun.
Basel Gezilecek Yerler;
Basel genel anlamda birkaç nokta hariç toplu taşımaya ihtiyaç duymayacağınız, yürüyerek kolaylıkla gezebileceğiniz küçük bir şehir. Ben kendi kafama göre yaptığım şehir rotamı yazayım isterseniz takip edin isterseniz de görmek istemediklerinizi eleyerek kendi rotanızı şekillendirin. Eğer dilerseniz Turist Info’dan alacağınız broşürün üzerinde hazır rotalar var, 5 farklı rota yapılmış ve hepsi de eski şehir meydanı MarktPlatz’dan başlıyor. Bu rotalara Basel tarihinin önemli isimleri verilmiş, hepsi farklı renkte ve takip ettiğiniz sürece duvarlarda hangi rotayı takip ettiğinizi, hangi basamağında olduğunuzu ve hangi yöne gitmeniz gerektiğini tabelalardan ve renklerinden anlayabilirsiniz.
MarktPlatz: Basel Klein-Basel ve Gross-Basel olmak üzere ikiye ayrılmış bir şehir. Klein Basel; daha modern, iş merkezlerine yeni yapılara ev sahipliği yapan, Gross-Basel ise şehrin hareketli, turistik ve tarihi olan bölümü. Gezmeye başlayacağınız bölge Gross-Basel olmalı çünkü tren garı, hosteller, hoteller ve görülmesi gereken noktaların tamamı bu kısımda. Basel’de ilk durağınız diğer Avrupa şehirlerinde de olduğu gibi şehrin ana meydanı olan MarktPlatz olacaktır. Burası eski şehir meydanı ve bildiğimiz meyve-sebze pazarı kuruluyor. Türk vatandaşlarının da tezgâhları var ve mantı, erişte vb. satıyorlar. Bir de eğer domuz eti yiyorsanız Basel’in en popüler Hotdog’cıları bu pazarda oluyor, 2 tane sosisçi var ve ikisinde de metrelerce kuyruk oluyor.
Rathaus (Town Hall): MarktPlatz’da ayrıca şehrin simgelerinden birisi olan Rathaus diğer adı ile Town Hall yani Belediye Sarayı var. Bu saray; 16. Yy’da kırmızı kumtaşı kullanılarak inşa edilmiş, küçük yuvarlak kuleleri ve kemerleri var. Rönesans tarzı pencereler ve altın çan’a sahip bir Rönesans Sarayı. Binanın iç avlusuna girdiğinizde sağ tarafta ki merdivenlerin başında göreceğiniz renkli heykel; Basel’e 10 km mesafede ki Antik Roma kenti Augusta Raurica’nın kurucusu olan Munatius Plancu’un heykeli. Sarayın avlusunu, kulesini, konsey salonunu ve iç odalarını rehberli turlar ile gezebilirsiniz. Tur ücretleri 5 Euro ya da 5 Frank.
Fischmarkt: Marktplatz’ı gezdikten sonra meydana bağlı olan ve aşağı doğru inen Eisengasse caddesinden nehir kenarına doğru sallanın. Yolun kıvrıldığı yerde, hemen solunuzda Fischmarkt yani balık pazarı kalacak. İsterseniz Ren Nehri’nden tutulan taze balıklardan satın alabilirsiniz. Balık almasanız bile gidin meydanda ki çeşmenin fotoğraflarını çekin, çok güzel bir çeşme var.
Mittlere Rheinbrücke Köprüsü: Aynı caddenin devamı sizi Klein-Basel ve Gross-Basel’i birbirinden ayıran yani şehri ikiye bölen, Ren Nehri’nin üzerine kurulu Mittlere Rheinbrücke Köprüsü’ne çıkaracak. Bu köprü; 1226 yılında kısmen ahşap ve kısmen de taş olarak Heinrich von Thun tarafından yapılan ve Ren Nehri üzerine kurulan ilk köprü olma ünvanını taşıyan ayrıca şehrin iki bölümünün de güzel fotoğraflarını çekebileceğiniz bir köprü. Köprünün asıl olayı ise üzerinden geçen yolun, 14. Yy’da uzun ticaret yolunun Ren Nehri üzerinden geçişlerinde kullanılmış olması. Köprünün hemen yanındaki iskelede ise birazdan değineceğim, Ren Nehri üzerinde etkinlik gösteren tekneler var.
Basel Minster: Köprüyü gördükten ve fotoğraflamaları yaptıktan sonra karşı bölüme geçmeden önce köprü solunuzda kalacak şekilde nehir kıyısından, Rheinsprung caddesini kullanarak dümdüz devam ederseniz karşınıza kıpkızıl görüntüsü ve tüm ihtişamıyla Basel Minster ya da diğer adıyla Münster Basel çıkacak. Bu katedral; 11. Yy. başlarında İmparator II. Henry tarafından yaptırılmış ayrıca 62 metre yüksekliğinde St. Martin’s Kulesi ve 65 metre yüksekliğinde St.George’s Kulesi’ne sahip. İçerisinde; 1536 yılında Basel şehrinde ölen ünlü eğitmen Erasmus’un anıtsal mezarı, arka tarafında hem Ren Nehri hem de Basel manzarasını izleyebileceğiniz güzel bir teras ve hemen önünde de MünsterPlatz yani Münster Meydanı bulunuyor. Katedralin içini ücretsiz gezebilirsiniz.
Kunstmuseum: Burayı gördükten sonra MünsterPlatz’a bağlı olan Rittergasse caddesinden katedral solunuzda kalacak şekilde devam edin ve 2. sağdan St. Alban Graben caddesine dönün. Hemen solunuzda Basel’in en önemli müzesi olan Kunstmuseum’u göreceksiniz. Burası; 1661 yılında açılan, İsviçre’nin en büyük ve dünyanın da sayılı modern sanat müzelerinden birisi olarak kabul edilen, içerisinde; Holbein Ailesi’nin koleksiyonunu, Lucas Cranach, Martin Schongauer, Albrecht Dürer, Rembrandt ve Picosso’nun eserlerini ayrıca Jean Tinguely’nin tasarımlarını görebileceğiniz bir müze. Giriş ücretleri; yetişkin 21 Euro, öğrenci 8 Euro ve audio guide 6 Euro.
TheaterPlatz: Kunstmuseum’u gezdikten sonra aynı caddeden devam edip önünüze gelen kavşaktan karşı tarafa geçtiğiniz zaman göreceğiniz meydan TheaterPlatz yani Tiyatro Meydanı. Bu meydanda; 1834 yılında kurulan tiyatro binasını ayrıca Jean Tinguely tarafından tasarlanan ve 1975-1977 yılları arasında yapılan, su püskürten 9 karakterin mizahi temsiline sahip Fasnachtsbrunnen-Tinguely Çeşmesi yani Karnaval Çeşmesi’ni göreceksiniz. Bunların haricinde ise 10 tane çeşme, su havuzu ve dans eden su gösterisini görebilirsiniz.
BarfüsserPlatz: Tiyatro Meydanı’nın hemen yanında ki cadde olan Steinenberg caddesini kullanarak, meydan solunuzda kalacak şekilde düz devam edip ilk sağdan yani kıvrılan yoldan döndüğünüz zaman karşınıza şehrin diğer meydanı olan BarfüsserPlatz çıkacak. Burası; kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkânları ve Tarih Müzesi’ni bulabileceğiniz küçük bir meydan. Bu meydanın caddelerinden olan; Freistrasse, Gerbergasse ve Falknerstrasse isimli caddeler ise şehrin alışveriş caddeleri. Bu caddelerde de keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.
Leonhardskirche (Leonhard Kilisesi): Meydanı gördükten sonra tekrar geldiğiniz cadde olan Steinenberg caddesine çıkın, sağa dönüp caddeyi devam ettiğinizde hemen sağ tarafınızda göreceğiniz gotik kilisenin adı Leonhard Kilisesi.
Spalentor (Spalen Kapısı): Aynı caddeden sağa ya da sola sapmadan dümdüz devam ettiğinizde yol sizi Spalentor yani Spalen Kapısı’na çıkaracak. Bu kapı; 14. Yy’da inşa edilen şehir surlarından günümüze kalan tek bölüm, yani bir kapı bölümü. Kapının üzerinde bir saat kulesi ve iki yanında yüksekliği 28.15 metre olan nöbetçi kulübeleri var. 15. Yy’da Meryem ve Aziz heykelleri eklenen bu kapı, İsviçre’nin en güzel kapılarından birisi. Kapının toplam uzunluğu ise 40.3 metre.
Hayvanat Bahçesi: Kapının hemen karşısında ise hayvanat bahçesi var. Burası; 600 türden yaklaşık 6000 hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi ayrıca bahçe içerisinde 1874 yılında kurulmuş; goril, gergedan ve diğer türlerin gözetim altında üretildiği Bilimsel Araştırma Enstitüsü var. Bu üretim şekliyle Avrupa’nın tek merkezi ve İsviçre’nin de en büyük hayvanat bahçesi. Giriş ücretleri; yetişkin 18 Euro ve öğrenci 12 Euro.
Gezilebilecek Diğer Noktalar: Vakit durumunuza göre Basel’de gezip görebileceğiniz diğer noktalar; 1400’lü yıllarda kurulan Basel Üniversitesi ve devasa Botanik bahçesi, 135.000 metrekare alana sahip Merian Bahçeleri, St. Alban Bölgesi’nde bulunan Kâğıt Müzesi, 700 sanatçının 3000 kadar eserinin sergilendiği Cartoonmuseum yani Karikatür Müzesi, fosil olan dinozorları, kaplanları ve mamutları görebileceğiniz Naturhistorisches Museum yani Doğa Tarihi Müzesi. Bunların haricinde ise; Roma dönemine ait arkeolojik sit alanı, yani bir açık hava müzesi olan içerisinde; tiyatro, tapınak birimi, su kemeri, fırın, çömlekçi ve kiremit fırın görebileceğiniz, Ren Nehri’nin 1 km doğusunda ve Basel köyü civarında kalan Augusta Raurica. Son olarak da; Almanya Fransa ve İsviçre Ülkeleri’nin sınırlarının kesişim noktası olan Dreilandereck-Ren Port.
Klein Basel: Gross-Basel’i gezip bitirdikten sonra Mittlere Rheinbrücke Köprüsü’nü kullanarak şehrin Klein-Basel bölümüne geçin. Şehrin bu bölümünde çok fazla gezilecek turistik nokta yok. Köprüden karşıya geçip caddeyi devam ettiğinizde solunuzda gotik bir kilise göreceksiniz, içerisini gezebilirsiniz. Bunun haricinde ara sokakları gezin, şehri keşfedin derim. Klein-Basel’in en güzel kısmı kenarında oturup keyifli vakit geçirebileceğiniz nehir sahili. Nehrin kenarına indiğinizde; barbekü yakan, şarap içen ya da atıştırmalık yiyen İsviçrelileri göreceksiniz. Siz de oturup nehri ve Gross-Basel’i seyredebilirsiniz.
Haut-Koenigsbourg Şatosu: Eğer fazlaca vaktiniz varsa şehir dışında mutlaka görmeniz gereken yer, 12. Yy’da inşa edilen Haut-Koeningsbourg Şatosu. Şato; kuleleri, zindanları ve balo salonları ile size Ortaçağ’ı yaşatacak. Şatodan etrafınıza baktığınız zaman; Ren Nehri, Vosges Dağları, Kara Orman ve Alp Dağları’nı görebilirsiniz. Burası Basel’e 90 km. uzaklıkta Fransa topraklarında yer alıyor ve ulaşımı merkez tren garından trenle sağlayabiliyorsunuz. Giriş ücreti 9 Euro.
Basel Hakkında Faydalı Bilgiler;
Basel Card: Eğer Basel’de çok fazla müze gezmeyi ve toplu taşıma kullanmayı planlıyorsanız mutlaka şehir kartı alın çünkü müzeler gerçekten çok pahalı. Basel Card 2-3 müzede kendini amorti ediyor. Basel Card ile müzelere ücretsiz girebilir, tüm toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanabilir ve tekne turlarına indirimli katılabilirsiniz. 24 saat geçerliliği olan kart 15 Euro ve 48 saat geçerliliği olan kart ise 20 Euro.
1- Basel’de toplu taşıma kullanmanıza gerek yok, yürüyerek rahatlıkla gezebileceğiniz bir şehir. Benim verdiğim rota gezilecek noktaların sıralanmış hali, elbette 1 günde bitmez o yüzden siz ikiye bölün ertesi gün kaldığınız yerden devam edersiniz. Beğenmezseniz de şehir haritalarında bulunan hazır rotalardan birini seçebilirsiniz.
2- Basel genel anlamda çok pahalı bir şehir o yüzden hesabınızı iyi yapın, yeme-içme ve konaklama kalemlerinde mutlaka tasarruflu seçenekleri tercih edin.
3- 2015 yılı itibari ile İsviçre Frank’ı ve Euro kurlarının eşitlenmesi kararı alındı, bu yüzden aynı miktarda Euro ya da İsviçre Frank’ı ile ödeme yapabilirsiniz. Paranızı çevirmenize gerek yok. Ekstra bilgi; İsviçre’nin Lâtince adı Confoederatio Helvetica, bu yüzden İsviçre Frankı’nın kısaltılmışı CHF’dir.
4- Basel’in kafeler sokağının adı Steinenvorstadt, hem gündüzleri hem de akşamları güzel vakit geçirebileceğiniz onlarca kafe bulunuyor. Gündüzleri biraz sakin olsa da hava karardıktan sonra kafelerde yer bulmak hayli zor.
5- Eğer hotelde ya da prestijli bir hostelde kalıyorsanız resepsiyon görevlisi size ücretsiz ulaşım sağlayacak olan Mobility Card verecektir, alın kullanın.
6- Basel’in şebeke suyu içilebilir durumda o yüzden para verip su satın almayın. Herhangi bir musluktan doldurup içebilirsiniz. Şişe su almak isterseniz de küçük suyun 4 Euro olduğunu söylemek isterim.
7- Taksiye binmenizi gerektirecek kadar büyüklüğe sahip bir şehir değil ama olur da zor durumda kalırsanız binmeden önce kaç Euro ya da Frank ödeyeceğinizi mutlaka sorun çünkü taksilerin tamamı ultra lüks araçlar ve taksimetre ücretleri de hayli yüksek.
8- Çantanızı bırakmak isterseniz tren garında ve havaalanında locker bulabilirsiniz, günlük 6 Euro.
9- Dışarı sabahlamayı düşünüyorsanız; havaalanında rahat rahat yatabilirsiniz, tren garı gece kapanıyor ama garın eklentilerinde uyku tulumunuzla yatabileceğiniz birçok yer var.
10- Basel’de; tüm müzelerde, meydanlarda ve tren garında wi-fi var aklınızda bulunsun. Kablosuz internet MarktPlatz’ın her yerinde çekiyor.
11- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun eğer Isic Card sahibi değilseniz Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın ama bandrolü olması gerekiyor çünkü kontrol ediyorlar. Hangi ülkede okuduğunuzu sorarlarsa herhangi bir Avrupa ülkesini söyleyin zira AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarının öğrencilerini öğrenciden saymayabiliyorlar.
12- Ucuz market ararsanız en ünlüsü ve en ucuzu Coop Market, Fischmarkt'da bir şubesini görebilirsiniz. Bunun dışında Denner de çok uygun. Şehir gerçekten çok pahalı o yüzden yeme-içme ihtiyaçlarınızı marketlerden karşılayın, aksi takdirde bütçeniz büyük açık verecektir. Çoğu yerde karşınıza Carrefour ve Migros çıkacaktır, nispeten biraz daha pahalı ama her şekilde sizin için daha hesaplı olacaktır.
13- Kahvaltı için Subway’den büyük boy sandviç yaptırın, alırken ikiye böldürün ve yarısını sabah yarısını da öğlen yiyin ki iki öğünü de aradan çıkarmış olun. Isic kartınızı gösterin ve öğrenci indirimi isteyin. Subway şubesi Fischmarkt 10 numarada bulunuyor. Domuz eti ile ilgili sorununuz yoksa MarktPlatz’ın meşhur sosiscilerinden Hotdog yiyebilirsiniz.
14- Basel’de ben çok fazla bisiklete binen görmedim, zaten Basel yürüyerek gezilmesi gereken bir şehir ama eğer fazla vaktiniz varsa ve şehri halihazırda yürüyerek gezmişseniz farklı bir tecrübe olması açısından kalan günlerinizin birinde bisikletle gezebilirsiniz. Bisiklet kiralama ücretleri ortalama 10-12 Euro.
15- Eğer paranız varsa tekne turlarına katılabilirsiniz, Ren Nehri şehri ortadan ikiye böldüğü için göreceğiniz birçok nokta var o yüzden bence değerlendirin. 30 dakika süren tekne turları 12 Euro ayrıca Basel Card’ınız varsa indiriminizi almayı unutmayın.
16- Basel’de toplu taşıma için olmasa bile en az bir kere eski tramvaylara binin ve nostaljiyi yaşayın.
17- Ren Nehri’nden karşıya geçmenin köprü dışındaki alternatifi, köprüye çelik halatlarla bağlı olan tekneleri kullanmak. Haliç Nehri’nden karşıya geçerken kullandığınız küçük teknelerin köprüye bağlanmış halini düşünün. Merak edenler için; teknelerin köprüye çelik halatlarla bağlanmasının sebebi, nehrin kuvvetli akıntısına kapılıp gitmesini engellemek.
18- Basel’in yaz aylarında ki en önemli etkinliği, kuvvetli akıntıya sahip olan Ren Nehri’ne atlayıp sürüklendikten sonra karşılarına çıkan dubalara tutunarak kıyıya çıkmakmış. Ben görmedim ama baya meşhur, hatta kıyafetlerini su geçirmeyen çantalara koyup nehre atlayıp tekrar çıktıktan sonra tamamen cool bir şekilde çantalarından kıyafetlerini çıkarıp giyerek yollarına devam ediyorlarmış. Yapanı görürseniz siz de yapın, sizin için unutulmaz bir tecrübe olur.
19- Ren Nehri’nin Klein-Basel kıyısında insanlarla tanışmadan, kaynaşmadan ve atıştırmalık yiyip içmeden Basel’den sakın ayrılmayın. Subway’den yaptıracağınız sandviçi nehir kıyısında yiyebilirsiniz. Ne kadar utangaç ya da asosyal olursanız olun, o nehir kıyısında ki samimiyeti gördüğünüz zaman zaten dayanamayacaksınız.
20- Basel’e kadar gitmişken zamanınız varsa iki adım mesafede bulunan Zürih şehrine de gidin derim. Yolculuk trenle 50 dakika sürüyor ve tek yön bilet 33 Euro.
21- Basel’in en bilindik festivali Fasnacht yani Basel Karnavalı. Bu karnaval 3 gün sürüyor; insanlar farklı renk ve imajlarda yapılan maskeler takıyor ve çeşit çeşit kostümler giyerek davullar eşliğinde tüm sokakları gezip fener alayı yapıyor.
22- Tiyatro Meydanı’nda bulunan Elizabeth Kilisesi’nin içerisinde cafe-bar var mutlaka gidin görün, enteresan bir olay başka şehirde göremezsiniz. Akşamları bildiğiniz mekâna dönüştürülüyor, partiler yapılıyor, dans ediliyor ve tabi ki biralar, likörler, şaraplar havada uçuşuyor.
23- Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden birisi olmasına rağmen Avrupa ülkeleri içerisinde Iphone’u en iyi fiyata alabileceğiniz ülke İsviçre, aklınızda bulunsun.
*Basel’de kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız; 2 tam gün Basel’i gezmeye yetecektir.
Yorumlar