Ürdün Genel Bilgiler

 

‘Yeni bir ülkeyi anlamanın ilk yolu onu koklamaktır.’ Rudyard Kipling

 

ÜRDÜN GEZİ REHBERİ

   İlk yurtdışı seyahatimi İtalya’ya yapmıştım ve devamında da hep Avrupa ülkelerinde gezdim. Zaten Avrupa’ya gitmişseniz, muhtemelen siz de benim ilk tek bir ülke ile yetinmeyip diğer ülkelere de ayak basmışsınızdır çünkü Schengen Bölgesi’ne seyahat etmek bunu gerektirir. Sadece birkaç şehri ile sınırlı kalmış olsam da Avrupa’nın tüm ülkelerinde bulundum ancak Avrupa dışında farklı ülkelere seyahat etmeye başladığım günden beri bunun ne kadar gereksiz olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Neden diye soracaksınız. Çünkü Kuzey Avrupa ülkeleri ve Güney Avrupa ülkeleri haricinde kalanlar bana göre birbirinden farksız. Yani müzeler, meydanlar, binalar, kiliseler vs. Neredeyse tüm ülkelerde birbirine benzeyen noktaları görüyorsunuz. Tabi bu benim şahsi fikrim, elbette bu düşünceme katılmayanlar olacaktır. Bana sorarsanız; bir kez güneyi, bir kez kuzeyi turlasanız ve bir kez de diğer ülkelere sağlam bir Interrail yapsanız, Avrupa’yı gezilecek yerler listenizden çıkarabilirsiniz. Kısaca tekrar tekrar Avrupa’ya gitmeye gerek yok. Zaten Schengen vizesi alırken çekeceğiniz sıkıntılar iyice Avrupa’dan soğumanıza sebep olacak. Boş verin, farklı kültürlere sahip, vizesiz gidebileceğiniz onca ülke varken her seferinde Avrupa’ya heveslenmeyin.

Tarih: Ürdün topraklarında yerleşim çok eski tarihlere dayanıyor. Dünyanın en eski yerleşim alanları M.Ö 8000 yılında, bugün Ürdün sınırları içerisinde yer alan Ain Ghazal, Al Beidha ve Jericho şehirlerinde kurulmuş. Ürdün topraklarında, göçebe hayatı bırakıp yerleşik hayata geçen birçok krallığın ardından sırasıyla Asurlar, Babiller, Persler, Büyük İskender, Plotemy ve Seleucid Hanedanlığı, Nebatiler, Roma İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu hüküm sürmüş. M.S 635 yılında Arap-İslam Ordularının bölgeyi ele geçirmesi ile de Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Haçlılar, Eyyübiler ve Memlükler hakimiyet kurmuş. Yavuz Sultan Selim’in 1516 yılında yaptığı Mısır seferi sırasında Osmanlı topraklarına katılan Ürdün, yaklaşık 400 sene Osmanlı hakimiyetinde kalmış. 1908 yılında Mekke emiri olarak atanan Şerif Hüseyin, 1. Dünya Savaşı’nı fırsat bilerek kendi krallığını kurmak adına İngilizlerle iş birliği yapmış ve İngiliz ajanı Lawrence ile birlikte 1916 yılında Arap İsyanını başlatmış. İsyan başarılı olmuş ve Ürdün toprakları Osmanlının elinden alınmış. Bir süre İngiltere sömürgesi olarak kaldıktan sonra, 1946 yılında yapılan Londra Anlaşması ile bağımsızlığını kazanmış ve Ürdün Haşimi Krallığı adını almış. Yani bugün ülkenin tam adı Ürdün Haşimi Krallığı. Haşimiler ise Arabistanlı Lawrence ile birlikte Arap isyanına katılan ve Akabe Kalesi’ni Osmanlılardan alan göçebe Arap kabilesi. 1948 yılında İsrail devletinin kurulması üzerine Arap birliği, İsrail’e karşı savaş ilan etmiş ve Ürdün’de savaşın içinde yer almış. Savaş sonrasında yüzbinlerce Filistinli Ürdün’e sığınmış. 1967 yılında yapılan ve ‘Altı Gün Savaşı’ olarak adlandırılan İsrail-Arap savaşında Ürdün, daha önce İsrail’den kazandığı toprakları kaybetmiş ve yine binlerce Filistinli Ürdün’e sığınmış. Savaş sonrası kurulan ve İsrail’e saldırlar düzenleyen Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Ürdün’ü merkez üs olarak kullanması nedeniyle, İsrail tüm gücü ile Amman’a saldırmış ve ülkede büyük yıkımlar yaşanmış. Gittikçe güçlenen Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Ürdün yönetimine karşı tavır almasından dolayı bir de Ürdün Ordusu - FKÖ savaşı yaşanmış ve binlerce kişi ölmüş. 1994 yılında Ürdün ve İsrail arasında yapılan barış antlaşması ile Ürdün turizme açılmış ancak 2007 yılında turistik tesislere düzenlenen bombalı saldırılar nedeniyle tekrar derin yaralar almış.

Güvenlik: Aslında Ortadoğu’da görmeyi istediğim ilk ülke Lübnan’dı ancak Ürdün’e ulaşımın daha ucuz olmasından dolayı ilk tercihimi Ürdün’den yana kullandım. Ortadoğu ülkesi olduğu için ilk başta biraz çekindim ama gidip gördükten sonra bu çekincelerin ne kadar yersiz olduğunu anladım. Ürdün resmen beni utandırdı diyebilirim. Eğer benim gibi sizin de aklınızda böyle kötü düşünceler varsa, hemen çıkarıp atabilirsiniz. Bunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim çünkü ülkenin tüm şehirlerinde polisin ve askerin bariz bir hakimiyeti var. Otoyollarda her 50-60 km’de bir asker veya polis kontrolü, yaya devriyeler, ağır silahlı askeri timler, sivil polisler vs. Asayişi temin etmek adına her şey düşünülmüş ve polisler her durumda yardımcı olmaya çalışıyorlar. Önceki senelerde turistik tesislere yönelik terör saldırıları yaşanmasından dolayı otel girişlerine X-ray cihazları yerleştirilmiş, gördüğünüz zaman şaşırmayın. Dediğim gibi Ürdün son derece güvenli olan bir ülke. Kapkaç, gasp veya hırsızlık suçları sıfıra yakın. Erkekler için güvenlik konusunda herhangi bir sıkıntı yok ama aklında soru işaretleri olan kadın arkadaşların da içi rahat olsun çünkü tek başınıza bile gezebilirsiniz. Arap halkı batılı tarzda kıyafetlere alışık olmadığından, bakışları ile sizi rahatsız edebilirler ancak bu durum kesinlikle sözlü ya da fiziki tacize varmayacaktır. Tabi istisnalar olabilir, bazı kendini bilmezler Arapça sözlü tacizde bulunabilir. Akabe haricinde kalan diğer şehirlerde hayat zaten gece 12’de bitiyor ama Akabe’de gece yarısından sonra bile rahatça dışarıda takılabilirsiniz, kadın erkek fark etmez. Kısaca güvenlik konusunda içiniz rahat olabilir.

Dil: Ürdün’e gitmeden önce aklıma takılan konulardan birisi de nasıl anlaşacağımdı ama Ürdün beni dil konusunda da utandırdı. Ülkede İngilizce bilme oranı çok yüksek, neredeyse herkes çat pat da olsa İngilizce konuşabiliyor diyebilirim. Tabi turistik tesislerde çalışanlar, turistin uğradığı esnaflar, taksiciler vs. kısaca işi turistle olanlar çok iyi İngilizce biliyor. Tabelalarda hem Arapça hem İngilizce yazıyor. Yani dil konusunda hiçbir sıkıntı yaşamayacaksınız.

Din: Ürdün monarşi ile yönetiliyor ama aynı zamanda laik bir ülke. Yani şeriat kanunları yok. Ülkenin resmi dini İslam olmasına rağmen insanlara din konusunda herhangi bir baskı uygulanmıyor yani isteyen istediği dini seçmekte özgür. Zaten ülkenin yaklaşık yüzde 10'u Hristiyan ve bu Hristiyan kesimin de büyük çoğunluğu Madaba şehrinde yaşıyor. Ortadoğu ülkesi olduğu için tüm kadınların çarşaf giydiğini ya da erkeklerin entari ile gezdiğini de düşünmeyin, sokağa çıktığınız zaman başları açık ve makyaj yapan yüzlerce kadın göreceksiniz. Zaten herkesten önce kraliçenin başı açık ve batılı bir imaja sahip. Hele ki Amman’da Rainbow Street’e giderseniz, mini etek giyen kadınları dahi göreceksiniz.

Bütçe: Ürdün’ün resmi para birimi Dinar ve çok değerli. Öyle ki 1 Ürdün Dinarı yaklaşık 5.20 Türk Lirası’na tekabül ediyor. Bu yüzden ülke bizim için çok pahalı. Bir bardak çay 1 Dinar ama Türk parası ile 5 liraya çay içeceğinizi şimdiden kabullenin. Yemekler ortalama 5-10 Dinar arası yani vasat bir lokantada yiyeceğiniz yemeğe minimum 50 lira ödeyeceksiniz. Müze girişlerinden yeri geldikçe bahsedeceğim ama onların da çok pahalı olduğunu söyleyeyim. Her ülkede olduğu gibi burada da esnaflar ve taksiciler turist kazıklama peşinde. Alışveriş yapacağınız zaman ilk söylenen fiyatı asla kabul etmeyin, mutlaka pazarlık yapın çünkü turist olduğunuz için ilk fiyat muhtemelen ederinin iki katı olacaktır. Ürdün’de petrol ve değerli maden çıkmıyor, öyle ahım şahım bir ticaret gelirleri de yok yani ekonominin büyük bölümünü turizm kazançları oluşturuyor. O yüzden müze girişleri pahalı ve esnaf kazıkçı.

Ulaşım: Ülkede tren ile ulaşım yok ve otobüs ile ulaşım için de sadece tek bir firma var o da Jett isimli firma. Koca ülkede otobüsle toplu taşımayı sadece bu firma sağlıyor. Bilet fiyatları 3 Dinar ile 10 Dinar arasında değişiyor. Sefer saatlerini ve bilet fiyatlarını öğrenmek ya da online bilet satın almak için JETT adresini ziyaret edebilirsiniz. Otobüs haricinde ise sarı ve beyaz renkli dolmuşlar ile şehirlerarası ulaşım sağlayabilirsiniz, dolmuş ücretleri de yine otobüs bileti fiyatlarına yakın. Bir diğer alternatifiniz ise taksi kullanmak. Eğer şehir içinde taksiye binecekseniz ya taksimetreyi açtırın ya da peşin pazarlık yapın. Taksimetre açtırsanız bile muhtemelen gideceğiniz yere varmadan önce ufak bir şehir turu yapacaksanız, o yüzden bana sorarsanız gideceğiniz yere kaç Dinar tutacağını öğrenin, pazarlığınızı yapın ve öyle binin. Taksileri şehir içi turistik gezi için de kullanabilirsiniz. Herhangi bir taksici ile anlaşabilir ve sizi gün boyu turistik noktalar arasında gezdirmesini isteyebilirsiniz ama pazarlık yapmak kaydıyla. Hem daha hesaplı hem de zahmetsiz. Taksi ile ayrıca şehirlerarası ulaşım da sağlayabilirsiniz ve 2 ya da daha fazla kişi iseniz otobüsten çok daha hesaplı olacaktır. Başka bir şehre taksi ile gitmeyi planlıyorsanız ilk önce konakladığınız yerden bilgi alın çünkü oteller size daha uygun fiyatlı taksi ayarlayabilir, hatta bazı otel ya da hostel sahipleri sizi kendi araçları ile makul ücretler karşılığında gideceğiniz yere bırakabilir. Sadece otobüs ile ulaşım sağlamayı planlıyorsanız işiniz çok zor çünkü sadece bir tane otobüs firması var ve ne saatleri ne de bilet fiyatları uygun. Dolmuşlar ise nispeten daha uygun fiyatlı ama sıkış tepiş bir yolculuk yapmayı göze almanız gerekiyor ayrıca dolmuşla da görülmesi gereken her noktaya ulaşmanız imkansız. O yüzden hem şehir içi geziler hem de şehirler arası ulaşım için taksi kullanma seçeneğini göz önünde bulundurun.

   Bir diğer alternatif ise turist gezdiren tur otobüsleri ve tur servisleri. Bu servisleri herhangi bir turizm ofisinden ayarlayabilirsiniz. Servisler sabah erkenden hareket ediyor ve otelleri tek tek dolaşarak anlaşma yapan turistleri toplayıp, diğer şehirlere götürüyor. Şehirlerde göreceğiniz, üzerinde ‘Alpha’ veya ‘Rum Trans’ yazan otobüsler ve minibüsler toplu taşıma aracı değil, bunlar tur şirketlerine kiralanan otobüsler. Tur şirketlerini her şehirde bulabilmeniz mümkün. Dilerseniz tek şehir dilerseniz de paket tur seçebilirsiniz. Ürdün coğrafi açıdan otostop ile gezmeye çok müsait ama ‘alınabilirlik’ açısından aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Amman’dan başlayan otoyol Akabe’ye kadar dümdüz ilerliyor ve ülkenin geneli böyle düz yollardan oluşuyor. Amman’dan tek atış ile Akabe’ye kadar gitmek mümkün, tabi şansınız yaver giderse. Aynı şekilde Wadi Rum’a ve Petra’ya gitmek için Amman-Akabe otoyolu üzerinde inerek yine dümdüz bir yol takip edeceksiniz. Jerash, Dead Sea ve Madaba için de aynı şeyler geçerli, yine dümdüz yollardan gidiliyor. Tercih sizin. Amman havaalanından şehir merkezine geçmek için havaalanı otobüslerini kullanabilirsiniz ama hem 22.00’da seferler sona eriyor hem yol uzun sürüyor hem de fiyatı 5 Dinar. Onun yerine taksi ile geçmeniz daha mantıklı ama 15 Dinardan fazla vermeyin. Eğer Amman’dan Akabe’ye uçakla gitmeyi düşünüyorsanız, bilet fiyatları ortalama 100-150 lira arası. Gelelim benim tavsiyeme. Bana sorarsanız Ürdün’de kesinlikle araba kiralayın derim. Tek kişi olsanız bile. Ürdün’de araba kiralama ücretleri gayet uygun, 95 oktan benzin 0.65 Dinar, 90 oktan benzin 0.45 Dinar ve dizel ise 0.32 Dinar. Otobüse ve taksilere vereceğiniz paraları düşünürsek kiralık arabanın çok daha hesaplı olacağını bilmelisiniz. Araba kiralamak her yönden avantajlı, hem hesaplı ve stressiz ulaşım sağlama imkânı hem de konaklamaya para vermeme imkânı sağlıyor. Ben tek başıma olmama rağmen araba kiraladım, detayları anlatacağım.

Konaklama: Eğer hostelde konaklamayı düşünüyorsanız Amman ve Petra dışında ki şehirlerde hostel bulmanız çok zor. Hele ki Akabe deniz turizmine olanak sağlayan bir şehir olduğu için otellerin çoğu lüks ve standart olan oteller bile çok pahalı. Her şehirde vasat bir otel bulabilirsiniz ama Dinar çok değerli bir para birimi olduğu için yine yüksek miktarlar ödeyeceksiniz. Dışarıda sabahlamak için ise tek uygun şehir Akabe, sahilde çadır kurabilir veya tulumunuz ile yatabilirsiniz. Güvenlik konusunu hiç merak etmeyin çünkü Akabe sahilinde 24 saat polis devriyesi var ve zaten Akabeliler de yaz aylarında ev sıcak olduğu için sahilde yatıyor. Amman ve Petra’da hostel fiyatları gecelik ortalama 10-15 Dinar ama oteller pahalı. Konaklama alternatiflerini Hostelworld adresinden kontrol edebilirsiniz. Her şehir için detayları paylaşacağım.

Yeme - İçme: Ürdün bu konuda alternatifi bol bir ülke. Et yemeyi sevenler için zaten seçenek çok ama vejetaryen olanlar da kesinlikle aç kalmaz. Kahvaltılarda genellikle omlet yeniyor ve çok da güzel yapıyorlar. Onun haricinde ise zeytin, peynir, reçel, bal, kaymak, tahin vs. oluyor. Ülkenin en popüler yemeği olan Mansaf, safranla terbiye edilen ve yoğurdun içerisinde pişirilen koyun eti. Yanında fıstıklı pilavla servis ediliyor. Diğer önemli yemekleri olan Maklube, içerisinde patates ve üzerinde kavurma olan bir pirinç pilavı. Yanında yoğurt ve salata ile servis ediliyor. Shwarma denilen lavaş dürüm, bildiğimiz tavuk döner. Yine çokça tercih edilen Humus, nohut ve tahine limon suyu, sarımsak, tuz, kimyon, kırmızı biber ve zeytinyağı eklenerek yapılan bir Ortadoğu mezesi. Vejetaryen köftesi olarak bilinen Falafel, soğan eklenerek kızartılan nohut ezmesi. En güzel salataları Fattoush salatası, içinde kıtır ekmekler olan aşırı ekşi bir salata ama tadı çok güzel. Bir diğer lezzetli salata ise kısır gibi ince bulgur ile yapılan Tabbouleh. Çayları güzel ama aşırı şekerli olarak demliyorlar, şekersiz içiyorsanız sipariş vermeden önce söylemeniz gerekiyor. Eğer ayrıca şekersiz çay demlemişlerse getiriyorlar. Bazı yerlerde çayın üzerine nane yaprağı ekliyorlar ama güzel oluyor bence deneyin. Zaten sipariş verdiğinizde nane olsun mu diye soruyorlar. Türk kahvesini çok seviyorlar, bizde yapılanlar kadar lezzetli değil ama denenebilir. Kahvelere de kakule denilen ıtırlı bitkilerden ekliyorlar. Alkollü içeceklerinin adı Arak ve tadı da rakıya benziyor ama her yerde bulmak zor. Meşhur biralarının isimleri Carakale ve Petra, deneyebilirsiniz. Ülkede alkol satışı yasak değil ama bazı marketler haricinde satın alabileceğiniz bir yer de yok. Soğuk içecek olarak naneli limonata ve demirhindi şerbeti çok yaygın, ikisini de mutlaka deneyin. Özellikle Akabe’de satılan demirhindi şerbetinin tadı çok güzel. Künefe ve baklava en çok tüketilen tatlı çeşitleri. Eğer Amman’da künefe yiyecekseniz en iyi yapan yer old town’da, Arap bankasının hemen yanında bulunan Habibah tatlıcısı. Zaten en meşhur yer de orası, kapısında her zaman kuyruk oluyor. Eğer Mc Doland’s ararsanız Amman ve Akabe’de bulabilirsiniz ama Burger King ve KFC sadece Amman’da var. Menüler ortalama 4-5 Dinar. Akabe’in en meşhur yemeği Sayadiya isimli kızarmış balık, yanında baharatlı ve fıstıklı pilav ile servis ediliyor. Tadı mükemmel, fiyatı 8-10 Dinar arası. Zarb denilen yemek ise sadece Wadi Rum’da yapılan ve kumun altında pişen tavuk. Fiyatı yine 8-10 Dinar arası. Özellikle Amman’da kebabın her çeşidini bulmak mümkün. Adana Kebap, Urfali Kebap, Ayla Kebap, yoğurtlu kebap vs. Ben Ayla Kebap yedim, gayet lezzetli yapıyorlar. Fiyatı 5-6 Dinar civarı. Amman’da et yemeği yiyecekseniz en ünlü restoran Al Quds Restaurant, yemekleri lezzetli ve porsiyonlar çok büyük. Tek porsiyon ile iki kişi çok rahat doyar. Vejetaryen menüler için ise lezzetli mezeleri ile ün salan Hashem Restaurant. İkisi de old town merkezinde.

Gece Hayatı: Ortadoğu’da, Lübnan’dan sonra gece hayatının en rahat yaşandığı ülke Ürdün. Alkol satışı yasal. Tabi Avrupa şehirlerinde ki gibi sıra sıra gece kulüpleri veya barlar sokağı falan beklemeyin ama gece kulüplerinde düzenlenen partilerin Avrupa’dan kalır yanı yokmuş. Amman ve Akabe haricinde diğer şehirlerde eğlence mekânı bulmak zor. Akabe’de gece hayatı için ya Pizza Caddesi’ne bakacaksınız ya da otellerin teraslarına. Benim tavsiyem otellere ait barlara gitmeniz çünkü hem daha rahat hem de daha kalabalık olacaktır. Otellerin barları 24.00’e kadar açık oluyor ve alkol fiyatları da hayli pahalı. Amman’da ise gece hayatı için şehrin batı kesimine gitmeniz gerekiyor çünkü şehrin modern tarafı orası. Mekanlar, Abdoun semtinde bulunan Abdoun Circle yani kavşağın etrafında toplanmış. Switch 51, H2O Pool and Lounge, G Club ve Hype en popüler olanlar. Eğer daha küçük ve daha samimi bir ortam ararsanız yine batı Amman’da bulunan Murphy’s Pub sizi tatmin edecektir. Burası bir Irish Pub ve tıklım tıklım oluyor. Bira fiyatı 6 Dinar. Petra’da ise antik kentin hemen girişinde bulunan Cave Bar, bir şeyler içmek için ideal.

Alışveriş: Ürdün genelinde alışveriş yaparken pazarlık yapmayı kesinlikle unutmayın. Biz Türk’üz bizi severler, kazıklamazlar diye düşünmeyin. Avrupalıya 5 diyen esnaf Türk’e 10 diyor, bizzat tecrübe ettim. Ürdün’de satılan her şey kalitesiz o yüzden alışverişlerinizi sınırlayın derim. Bana göre en güzel hediyelik, içerisine çöl kumu ile resim çizilen cam şişeler. Tüm şehirlerin turistik alanlarında bulabilirsiniz, fiyatları 3-5 Dinar arası. Magnetler ülke genelinde 1 Dinar. Ölü Deniz’e giderseniz, gölden çıkarılan mineraller ile yapılan sabunlardan veya kremlerden alın derim. Sabunlar 5-7 Dinar arası. Özellikle Petra, Jerash, Madaba ve Nebo Dağı’nda satılan, tarihi eser olduğu iddia edilen paraların ve takıların sahte olduğunu tahmin edersiniz. Amman’da alışverişlerinizi Al Balad yani old town çarşısında yapın ama ilk söylenen fiyatın yarısından fazlasını vermeyin. Balad çarşısından etnik kıyafet, Arap puşisi, nargile seti, biblo, tespih, gümüş takı, baharat, çay, kuruyemiş vs. alabilirsiniz. Meyve-sebze alışverişlerinizi de yine old town’da bulunan pazar alanından yapabilirsiniz. Jerash antik kentinin girişinde çok güzel yağlı boya tablolar satılıyor, almayı çok istedim ama yanımda taşıyamam diye almadım, giderseniz bir bakın derim. Amman havaalanının duty free mağazası çok pahalı, şehirde 3 Dinara satılan puşiler burada 10 Dinara satılıyor. Alkol ve sigara fiyatları da hayli yüksek, Türkiye’de daha az paraya alırsınız. Amman’da alışveriş merkezi ararsanız, Abdoun semtinde bulunan City Mall ve Mecca Mall tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek kapasiteye sahip.

İnsanlar: Ürdün’de yaşayan Arapların yüzde 60’lık bölümünü Filistinliler oluşturuyor. Hatta kraliçe de Filistin asıllı. Suriye başta olmak üzere diğer Ortadoğu ülkelerinden çok fazla göç almış ve halen de almaya devam ediyor. Şehrin her yerinde Suriyeli mülteci görmek mümkün. Bir de bağımsız mülteciler var. Şehirlerin bazı bölgelerinde çadırlarda yaşıyorlar ve ne onların devletle ne de devletin onlarla işi oluyor. Ne bir kimlikleri ne de herhangi bir devletle bağlantıları var, bu yüzden Ürdünlüler bu insanların Nebatilerin soyundan geldiklerine inanıyorlar. Amman’dan Jerash’a giderken yolun sağında bu insanları görebilirsiniz. Seyahat yazılarında Ürdünlülerin Türkleri çok sevdiğini okumuştum ama bana göre tamamen sahte ve samimiyetsiz bir sevgi. Bizi seviyorlar çünkü bizden para kazanıyorlar. Para kazandıracak olan herhangi bir turiste de aynı samimi tavırları sergiliyorlar. Türk olduğunuzu söyler söylemez Erdoğan, Arda Turan, Ertuğrul ve Polat isimlerini duymanız kaçınılmaz. Hükümetimizin Filistin politikasından ve dizilerimizin gördüğü ilgiden dolayı bize karşı bir sempati duydukları aşikâr ama Arabistanlı Lawrence’a duydukları sempatinin binde biri değil. Özellikle esnaflar, ‘biz Türkleri çok seviyoruz’ diyorlar ama bir şey satın alacağınız zaman yine iki katı fiyat söylüyorlar. Her neyse.

Yorumlar