Kişinev

 

‘Günlüğüm olmadan asla seyahat etmem. Trende okuyacak sansasyonel bir şeyiniz mutlaka olmalı.’ Oscar Wilde

KİŞİNEV GEZİ REHBERİ;

Ulaşım: Türkiye’den Kişinev’e Moldova milli havayolu şirketi olan Air Moldova ve Türk Hava Yolları ile direkt uçuş sağlayabilirsiniz, biletler ortalama 300-350 TL arasında değişiyor ve yolculuk 1 saat 40 dakika sürüyor. Kişinev’e; Romanya şehirlerinden Tarom firması ile, Ukrayna şehirlerinden ise Ukraine International Airlines ile 200-250 TL civarında ödeyerek aktarmasız olarak uçabilirsiniz. İstanbul’dan Kişinev’e otobüs ile gitmek isterseniz Bayrampaşa Otogar’a giderek firmalara ne zaman sefer yapılacağını sormanız gerekiyor çünkü seferler dönem dönem yapılıyor ve genel olarak Kişinev’e İstanbul’dan yaşam malzemesi taşıma amacı güdülerek gerçekleştiriliyor. Kişinev şehrine Bükreş’ten ya da Kiev’den otobüs ile geçmek isterseniz iki şehirden de her gün sefer yapılıyor, yolculuk ortalama 12 saat sürüyor ve biletler ise yaklaşık 10-15 Euro arasında bir ücrete tekabül ediyor. Otobüsler şehir merkezinde bulunan North Bus Station’dan ya da tren garının karşısında bulunan Bulevardul Luri Gagarin Bulvarı’nın hemen kenarından kalkıyor. Eğer Kiev otobüsüne binecekseniz Gara Feroviara yani tren garının karşısındaki ana caddenin yanından binmeniz gerekiyor bu önemli bir bilgi unutmayın, tren garının önünde bulunan parkın yanından geçen bulvarın hemen kenarında. Bükreş’ten gelen otobüsler sabah saatinde Kişinev’e varıyor ve sizi şehir merkezinde bulunan bir kavşakta indiriyor. Kişinev’den Kiev’e giden otobüsler ise 21.30 saatinde kalkıyor, biletleri internet sitesinden ya da otobüs terminalinden alabilirsiniz. Kişinev şehrine havayolu ile gelmişseniz ineceğiniz havaalanı şehir merkezine 13 km. uzaklıkta bulunuyor, ulaşım için en mantıklı seçeneğiniz taksi kullanmak olacaktır ancak binmeden önce mutlaka pazarlık yapın çünkü turist olduğunuz için kazıklanmanız kaçınılmaz bir son olur. Taksi için ödeyeceğiniz ideal ücret ortalama 5 Euro. Kişinev’e; Bükreş, Lviv ya da Kiev’den demiryolu ile de gidebilirsiniz, tren garı şehir merkezine 20-25 dakika yürüme mesafesinde bulunuyor, Kiev’den gelen yataklı trenler ortalama 30 Euro civarında oluyor, yolculuk 15 saat sürüyor ve her iki şehirden de her gün sefer yapılıyor.

Konaklama: Kişinev’de konaklama için çok fazla hostel seçeneği bulunmuyor, hosteller ücret açısından çok uygun ancak imkân açısından da bir o kadar vasat. Ben size kendi konakladığım hosteli ve tavsiyelerimi yazayım siz kafanıza yatanı internetten araştırın ve rezervasyon yapın. Kişinev’de konaklama için kesinlikle ilk tercihiniz; şehir merkezinde bir konuma sahip, bahçesinde ve terasında eğlenceli vakit geçirebileceğiniz, mutfağında yemek yapabileceğiniz, popüler bir hostel olan Funky Mamaliga Hostel olmalıdır, gecelik ortalama yine 7 Euro. İkinci tercihiniz; çift kişilik odası da olan Chisinau Chill Hostel olmalıdır, bu hostel; şehir merkezine, tren garına ve otogara çok yakın bir konumda olan, gecelik fiyat açısından gayet ucuz, içerisinde mutfağı da bulunan güzel bir hostel, gecelik ortalama 7 Euro. Üçüncü tercihiniz yine şehir merkezinde çok yakın bir konuma sahip, bahçeli ve mutfağı olan Tapok Hostel olabilir, gecelik ortalama 7 Euro. Diğer seçenekleriniz yine şehir merkezine çok yakın bir konumda ve diğerleri ile neredeyse aynı imkânlara sahip olan Hostel Suisse ve Retro Moldova Hostel, bunlarda gecelik ortalama 10 Euro. Kişinev’de kalabileceğiniz hotellerde mevcut, onlarında fiyatları makul dilerseniz rezervasyon sitelerinden kontrol edebilirsiniz.

Yeme-İçme: Moldova tarihi boyunca çok fazla ülke ve kültürden etkilendiği için çok fazla seçenek bulabilirsiniz. Mutlaka denemeniz gereken en ünlü yöresel yemeği; mısır unu, kaşar ve tereyağı ile yapılan Mamalinga isimli yemekleri. Moldova’da yemeklere; üzüm, kayısı ya da ayva gibi meyveler eklenerek renk katılıyor, hatta et yemekleri şarap ile marine edildiği için çok daha lezzetli oluyor. Denemeniz gereken diğer yöresele yemekler; Polenta, Cirnetei, Costita, Mushka ve Ciorba. Eğer yöresel restoran sorarsınız gitmeniz gereken adres otantik bir Gagavuz restoranı olan Gok-Oguz Restaurant, fiyatlar gayet makul düzeyde merak etmeyin. Türk dönerci, pizzacı, KFC, Mc Donald’s ya da Burger King arasanız da Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde bulabilirsiniz, menüler yaklaşık olarak 3 Euro. Kişinev demek şarap demek olduğu için yeterince şarap içeceğinizden eminim ancak Kişinev’in konyakları da çok meşhur, mutlaka birkaç çeşit konyak deneyin. Eğer yapan bir yer bulursanız izvarul ya da Izvar denilen sıcak şaraplardan içmeden sakın dönmeyin.

Gece Hayatı: Kişinev’de göreceğiniz gece hayatı muhtemelen daha önce gördüğünüz gece hayatlarından çok farklı olacaktır zira göreceğiniz kadınları ne daha önce görmüşsünüzdür ne de bundan sonra göreceksinizdir. Sadece kadınları ile değil, içeceklerindeki lezzeti ve ucuzluğu ya da sabahlara kadar süren eğlencenin bin bir çeşitini sunması ile de aklınızı başınızdan alacaktır. Şehirde eğlenmek için çok fazla mekân seçeneğiniz var. Hem yerliler hem de turistler tarafından en çok tercih edilen ve mutlaka ilk seçeneğiniz olması gereken mekân City Club. Bu mekân; büyüklüğü, partileri, ışıklı şovları, Dj performansları, inanılmaz güzellikteki kızların dans gösterileri ve Doğu Avrupa’nın en iyi gece kulübü olma ünvanı ile içinizde tekrar tekrar Kişinev’e gelme isteği uyandıracak olan bir mekân. İçeride adım başı gözleri ile elbise soyan Türk vatandaşları göreceksiniz, girişte Face&Dress kontrolü var, giriş ücreti 5 Dolar ve içkiler diğer mekânlara göre biraz pahalı. İkinci seçeneğiniz mutlaka; neredeyse City Club’ın imkânlarına sahip olan ancak biraz daha küçük ve biraz daha az popülaritesi olan ama gerçekten kaliteli bir mekân Studio Club. Bu mekânda da çok fazla Arizona Kertenkelesi gibi etrafı kesen Türk göreceksiniz, içkiler ve kızlar güzel, fiyatlar uygun. Diğer alternatifleriniz ise kalitesine gerçekten hayran olacağınız, konserler düzenlenen, partiler verilen, genç ve güzel kızların nasıl müşteri çektiğine birebir şahit olacağınız büyük bir diskotek olan Soho ve gelenlerin neredeyse tamamına yakınının öğrenci olduğu, zengin kodamanların pek uğramadığı ve nüfusun genç olmasından dolayı diğer müşteriler ile beraber sabaha kadar çılgınca dans edebileceğiniz Ovico. Kişinev mekânlarında Studio Club ve City Club başta olmak üzere uygulanan bir uygulama var ki bu da masa fiyatı denilen olay, şöyle ki; içeriye girdiğinizde göreceğiniz masaların konumuna göre belirlenen oturma fiyatları var, bu fiyatlar hafta sonları ortalama 50 Dolar, hafta içi ise ortalama 30 Dolar, bu fiyatlar masanın bedeli değil o masaya oturduğunuzda harcamanız gereken minimum tutardır yani masaya oturduysanız kalkana kadar en az 50 Dolar’lık yiyip-içmeniz gerekir, 50 Dolar’lık harcama yapmamış olsanız bile masadan kalkarken fatura 50 Dolar olarak kesilir tabi fazla harcadıysanız bu 50 Dolar’a eklenir. Moldova halkı fakir olduğu için genç kızların bazıları hayatlarını fuhuştan kazandıkları paralar ile idame ettiriyorlar. Eğer ‘bazı’ arkadaşların merak ettikleri konuya gelecek olursak sistem şöyle işliyor; bir mekâna giriyorsunuz, eğer piste çıkıp dans etmeyecekseniz bir masaya oturup içkinizi söylüyorsunuz ve belki hayatınızda eşine benzerine rastlayamayacağınız güzelliğe sahip olan genç bir kadın gelip yanınıza oturuyor, tanışmak istiyor, size içki ısmarlattırıyor, biraz sohbetten sonra alenen size istediği ücreti söylüyor eğer siz öyle bir şey düşünmüyorsanız sadece fahiş fiyattan içki ısmarlıyor ve muhabbet ediyorsunuz ancak kafanızda ancak 'farklı' bir düşünce varsa pazarlığa koyuluyorsunuz. Kadınlar genellikle pazarlığı 200 Dolar’dan başlatıyorlar ve bu ücret hizmet şartlarına göre şekilleniyor örneğin onun ayarlayacağı bir konaklama yerine gidecekseniz fiyat yükseliyor sizin ayarlayacağınız bir konaklama yerine gidecekseniz fiyat düşüyor.  Bu sektör için ayrıca bir mecra aramanıza gerek yok çünkü bu işle iştigal eden kızların %90’ı gece kulüplerinde müşteri arıyorlar. Bu sektör en iyi hangi mekânlarda işliyor derseniz şüphesiz Studio Club ve City Club.

Alışveriş: Magnet alacaksanız Bulevardul Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde bulunan seyyar satıcılardan 1 Euro gibi bir ücrete alabilirsiniz. Aynı yerden Sovyet dönemine ait objeler ya da rengarenk matruşkalardan alabilirisiniz. Tabi bu şehirden mutlaka almanız gereken şey şüphesiz şarap olacaktır, şaraplar Bulevardul Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde bulunan dükkânlarda ya da şarap mahzenlerinde satılıyor. Fiyatlar uygun, lezzetler paha biçilemez. Bu bulvarın paralelinde Piata Centrala isimli bir açık pazar alanı bulunuyor, burada yeme içme ya da alışverişe dair bulamayacağınız bir şey yok diyebilirim. Kişinev’de alışveriş merkezi arıyorsanız gitmeniz gereken yer; Str. Arborilor 21 numarada yer alan MallDova isimli alışveriş merkezi, burası gerçekten kapsamlı bir Avm yani sizi tatmin edecektir.

Kişinev Gezilecek Yerler;

    Kişinev çok fazla turistik noktası olmayan, toplu taşımaya asla ihtiyaç duymayacağınız kadar küçük ve çok kolay gezebileceğiniz bir şehir o yüzden verdiğim rotayı takip ederek 1 günde rahat bir şekilde tüm şehri gezebilirsiniz.

   

Nativity Katedrali: Kişinev’de gezmeye başlamanız gereken nokta şehrin en önemli lokasyonu olan Katedral Meydanı. Bu meydanda bulunan katedral Nativity Katedrali ve bu katedral; 1830 yılında Prens Mikhail Semyonoviç tarafından mimar Melkinov’a yaptırılan, yıllar boyunca saldırılara ve bombardımanlara maruz kalan ve seneler boyunca tekrar tekrar restorasyon gören bir Ortodoks Kilisesi. Katedralin hemen önünde bir de çan kulesi bulunuyor. Kilisenin içerisini ücretsiz gezebilirsiniz. Katedralin olduğu parkın adı Parcul Catedral, güzel bir yeşil alan bu yüzden mutlaka zaman geçirin. 

Arcul de Triumf (Holy Gates): Katedralin hemen karşısında ve cadde kenarında göreceğiniz yapı aslında bir anıt olan Holly Gates ya da diğer adıyla Arcul de Triumf. Bu anıt; 1846 yılında I. Zaushkevich tarafından, Osmanlının Kişinev’de bıraktığı toplar kullanılarak dökülmesi planlanan bir çan’ın buraya asılması amacıyla, beyaz taştan 4 dikme sütun üzerine inşa edilmiş olan bir anıt. Anıtın üzerinde halen çalışmakta olan bir saat ve mermer levhada; 29 Ağustos 1944 tarihinde Alman-Romen işgalcilerden şehrin Sovyet güçleri tarafından kurtuluşunu anlatan bir yazı bulunuyor. Akşamları ışıklandırma ile güzel bir görüntü sergileyen bu anıt şehrin simgelerinden birisi.   

Parcul Ştefan cel Mare Sfint: Holly Gates’in bulunduğu bulvar, Bluvardul Ştefan cel Mare şi Sfint Bulvarı. Holly Gates’i gördükten sonra hemen çaprazında büyük bir park ve köşesinde bir anıt göreceksiniz. Sıradaki durağınız bu bahsettiğim Parcul Ştefan cel Mare Sfint Parkı. Bu park ise; 1818 yılında ülkede Rus hakimiyetinin olduğu dönemde, mühendis Alexander I tarafından yüzlerce akasya, ıhlamur ağacı ve çiçek dikerek oluşturulan, eskiden Puşkin Park olarak bilinen ayrıca içerisinde; 15. Yy’da Osmanlı akınlara karşı gösterdiği direniş sayesinde ün salan Moldova Ulusal Kahraman’ı Stefan Cel Mare’in anıtı bulunan bir park. Yaz aylarında serinleyip güzel vakit geçirebilirsiniz.

Turnul de Apa (Water Tower): Parkta yeterince vakit geçirdiyseniz yolunuza devam edebilirsiniz. Parkın hemen kenarında ki cadde olan Strada Mitropolit Gavril Banulescu Bodoni caddesinden park sağınızda ve Holly Gates arkanızda kalacak şekilde dümdüz devam edin, caddenin sonundan sola dönerseniz döner dönmez göreceğiniz yapı Turnul de Apa diğer adıyla Water Tower yani su kulesi. Bu kule; 1892 yılında Alexander Bernardazzi tarafından şehrin ana su dağıtım merkezi olarak inşa edilmiş, yıllar içerisinde uğradığı saldırılar ve maruz kaldığı depremler sebebiyle bazı bölümleri yıkılmış ve tekrar tekrar restorasyon yapılmış. Günümüzde ise ilk yılları en alt katta olmak üzere kronolojik şekilde üst katlara doğru şehrin tarihinin sergilendiği bir müzeye dönüştürülmüş. Kulenin en üst katında panaromik manzaraya sahip uygun fiyatlı bir restoran bulunuyor. Giriş ücreti yaklaşık olarak 1.5 Euro.  

National Museum of Ethnography and Natural History: Su kulesini gördükten sonra kulenin bulunduğu cadde olan Strada Alexei Mateevici caddesinden kule sağınızda kalacak şekilde dümdüz devam edin, yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra sağdan 2. sokak olan Strada Sfatul Tarii sokağına dönün. Dönüşten 50 metre kadar yürüdükten sonra sokak kesişiminde hemen sağınızda kalan süslü bina National Museum of Ethnography and Natural History yani Doğa Tarihi Müzesi. Bu müze; 1889 tarihinde Baron Alexander Stuart tarafından aslında Tarım Müzesi olarak kurulmuş ancak sonraki dönemlerde konsepti değiştirilmiş bir müze. Müzenin içerisinde; doğanın dünden bugüne değişimini gözler önüne seren önemli bir bölüm, Moldova insanının gelenek göreneklerini yansıtan birçok görsel ve işitsel materyallerin sergilendiği bir bölüm, Beserabya Bölgesi’nin ilk botanik bahçesi olma özelliği taşıyan 100 yıllık ilgi çekici bir botanik bölümü, içlerinde 1966 yılında bulunan ve günümüzden 5 milyon yıl önce yaşadığı sanılan dev bir dinozor iskeletinin de bulunduğu onlarca çeşit türde hayvanın sergilendiği değerli bir bölüm bulunuyor. Mutlaka ziyaret etmeniz gereken önemli bir müze. Giriş ücreti yaklaşık 1.5 Euro ve fotoğraf çekebilmeniz için almanız gereken foto-sticker ise ortalama 2 Euro.

Biblioteca Nationala (National Library of Moldova): Doğa Tarihi Müzesi’ni gezdikten sonra müze solunuzda kalacak şekilde Strada Mihail Kogalniceanu caddesinden dümdüz devam edin, 2. soldan döndüğünüz zaman su kulesine gelirken kullandığınız Strada Mitropolit Gavril Banulescu Bodoni caddesine çıkacaksınız. Bu caddeden Holly Gates’e gider gibi yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra hemen sağınızda kalacak olan heybetli bina Biblioteca Nationala ya da diğer ismiyle National Library of Moldova yani Moldova Ulusal Tarih Müzesi. Bu müze; 1983 tarihinde aslında bölgesel erkek lisesi olarak kurulmuş, hemen girişinde ünlü Romus-Romulus ve Roma kurdu heykelini görebilirsiniz. Müzenin içerisinde 3 kata yayılmış halde; eski çağlardan günümüze kadar olan sürece ait belge koleksiyonlar, fotoğraflar, nadir el yazması kitaplar, haritalar, silahlar ve askeri teçhizatlar gibi 300bin civarında öğenin sergilendiği 10 adet salon bulunuyor. Görmeden geçmeyin diyebileceğim önemli bir müze. Giriş ücreti yaklaşık olarak 2 Euro.

Alexander Pushkin Museum: Ulusal Tarih Müzesi’ni gezdikten sonra tekrar Strada Mitropolit Gavril Banulescu Bodoni caddesine çıkacaksınız, müze sağınızda ve Parcul Ştefan cel Mare Sfint Parkı solunuzda kalacak şekilde yolunuza devam edin. Parcul Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı’nı atladıktan sonra katedral sağınızda kalacak şekilde aynı caddeyi sağa sola dönmeden takip edin, yaklaşık 100 metre sonra sola yani Strada Alexandru cel Bun caddesine döneceksiniz daha sonra ilk sağ yani Strada Anton Pann sokağına girdiğiniz zaman sıradaki durağınız olan Alexander Pushkin Müzesi’ni bulacaksınız. Bu müze; 1948 yılında açılmış ve içerisinde; ünlü Rus yazar Puşkin’e ait yazı masası ve Byron Tablosu’nun da dâhil olduğu birçok obje sergileniyor. Rusya’dan sürgün edildiğinde 1820-1823 yılları arasında yaşadığı ve ünlü Kafkasya Tutsağı romanını yazdığı bu evin yani günümüzde ki hali ile Puşkin Müzesi’nin giriş ücreti yaklaşık 1 Euro.

Orheiul Vechi: Buraya kadar ki kısım Kişinev’in şehir merkezinde olan noktalar ancak şehir dışında da mutlaka görmeniz gereken, Kişinev’i Kişinev yapan çok önemli yerler var. Bunlardan ilki görmeden kesinlikle dönmemeniz gereken Orheiul Vechi. Burası; aslında 16. Yy’da kireçli kaya parçalarının oyulmasıyla oluşturulmuş, bir dönem rahipler yaşamış ayrıca şehir merkezinin uzağında dış dünyadan izole edilerek mağaraların şekillendirilmesi ile kurulan köyün kalıntılarına ve çevresine doğru güvenli geçitlerle donatılmış Gaetic Kalesi’ne ev sahipliği yapan Orhei Köyü yakınlarında bulunuyor. Bir açık hava müzesi diyebiliriz. Orhei Köyü bünyesinde bir de Ortaçağ’a ait tarihi bir hamam bulunduruyor. Bu köy, erken Hıristiyanlık döneminin önemli manastırlarından birisinin arkeolojik çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılarak turizme açılması ile değer kazanmış. Şehir merkezine yaklaşık 60 km uzaklıkta bulunan Orhei Köyü’ne; dilerseniz otobüsler ile, dilerseniz de şehir içinde hizmet veren tur firmaları ile gidebilirsiniz.

Milestii Mici: Moldova denilince biz Türklerin aklına her ne kadar Moldov kadınları gelse de aslında tüm dünyada Moldova ismi kaliteli şaraplar ile anılır, hatta şarapları ile nam salan Fransa’dan bile daha iyi şarap yaptıkları otoriteler tarafından kabul edilmişti. Bu sebeple Kişinev’de mutlaka ziyaret etmeniz gereken ve aslında Moldova’nın en önemli kültürel ve finansal değeri olan yer Milestii Mici denilen şarap mahzeni. Bu mahzen; yaklaşık 200 yıl öncesinde taş ocağı olarak ve sıcak savaş döneminde ise sığınak olarak kullanılmış, 1969 yılında şarap mahzeni olarak faaliyet göstermeye başlamış. Yerin 50 metre altında bulunan 200 kilometre uzunluğundaki, 2 milyon adet şişenin saklandığı, dünyanın en büyük şarap mahzeni olarak 2002 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. Dünyanın en iyi şaraplarından sayılan Moldova Şarapları’nın doldurulduğu binlerce şarap fıçısı ve şişe, bu bahsettiğim bu yer altı tünelinde, 12-14 derece arasındaki sıcaklıkta ve %98 nem oranında muhafaza ediliyor. En derin yeri olan 80 metre aşağıdaki deposunda; 1973-2008 yılları arasında üretilen şarapların koleksiyonu saklanıyor ve satılan şarapların fiyatları 2 dolar ile 3000 dolar arasında değişiyor. Bu şarap mahzenini gezmek istiyorsanız; dilerseniz internetten dilerseniz de Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde bulunan acentalardan sabah 09.00 ve öğlen 13.00 seanslarından herhangi birine rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, tur ücreti ortalama 50 Dolar civarında. Tur saatinize yakın bir zamanda rehberiniz ile buluşma noktasında buluşuyorsunuz, acentaya ait araç ile şehir merkezinden 55 km uzaklıkta bulunan mahzene gidiyorsunuz ve mahzeninin içine araç ile giriyorsunuz yani bazı bölümlerini araba ile geziyorsunuz. Ardından mahzen içerisinde size çeşit çeşit şaraplar ikram ediliyor, tadına bakıyorsunuz ve tur bitiminde yine acentaya ait araca binerek şehir merkezinde iniyorsunuz. Acenta önerisi; sahibi Türk olan Inter Cangal.

Cricova: Kişinev’de Milestii Mici haricinde ziyaret etmeniz gereken bir diğer önemli mahzen ise Cricova. Bu mahzen ise; Milestii Mici mahzeninden sonra dünyanın en büyük 2. mahzeni olma ünvanını taşıyor, 60-80 metre derinliklere ve 150 km uzunluğa sahip, yine içerisinin bir bölümünü araba ile geziyorsunuz. Mahzen içerisinde 1.2 milyon adet şarap şişesi, aynı şekilde 12-14 derece sıcaklık ve %97-98 nemlilik oranına sahip olan depolarda saklanıyor. Mahzen içinde şarap çeşitlerinin isimlerinin verildiği; Cabernet Caddesi, Pinot Noir Caddesi ve Chardonnay, Sauvignon, Feteasca, Aligote ve Muscat Caddeleri bulunuyor. En değerli ve en eski şarabı; 1902 tarihli Jewish Easter Wine yani Yahudi Fısıh Şarabı ve yine en eski, en değerli likörü; aynı yıla ait Yan Bekher Liqueur. Burayı gezmek isterseniz yine aynı şekilde turizm acentasına rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, şehir merkezinden uzaklığı yaklaşık 16 km.

Rose Valley (Valea Trandafirilor) Park: Kişinev’de yeterince gezdiyseniz ve soluklanacak bir alan arıyorsanız gideceğiniz adres, şehir merkezine çok yakın bir konumda bulunan Rose Valley Parkı olmalıdır. Bu park; 9 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş olan bir park ayrıca bünyesinde 1000 seyirci kapasiteli bir açık hava tiyatro salonu ve içinde dönme dolap da bulunan bir eğlence parkı barındırıyor. Bunların haricinde; 3 büyük göl ve çeşitli restoranlar da bulunuyor. Çok eski tarihlerde Slav kabilelerinin yerleşim alanı olarak kullandıkları ve Paganizm’e inanan insanların tatil günlerinde ziyaret ederek vadi ve göllerde şenlikler düzenledikleri bu güzel yeşil alanda mutlak vakit geçirmelisiniz.

Unic: Kişinev’de Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde bir de Unic adında Sovyet temalı ürünlerin satıldığı alışveriş merkezi bulunuyor. Eğer buraya gitmeyi düşünmüyorsanız; yine Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde seyyar satıcıların bulunduğu küçük açık pazar alanından matruşka ya da Sovyet madalyaları gibi ufak tefek hediyelik eşyalar alabilirsiniz.

Kişinev Hakkında Faydalı Bilgiler;

1- Bana göre ilk bilmeniz gereken şey; ülkenin adının Moldovya değil Moldova olduğudur, Moldovya bu ülkenin Sovyet dönemindeki ismidir.

2- Moldova’ya Türk vatandaşlarının vizesiz olarak seyahat edebileceklerini mutlaka biliyorsunuzdur ancak bilmeniz gereken çok daha önemli bir konu var ki o da rüşvet seven polisleri. Moldova polisleri rüşvet konusunda artık level atlamış durumdalar. Güpe gündüz, yol ortasında ve alenen rüşvet isteyebilecek kadar rahatlar. Ben karayolu ile girdiğim için sınır kapısında tam 1 saat boyunca pasaportuma damga basmamak için bekletildim, ülke vizesiz olmasına rağmen sürekli vizen nerede diye sordular yani ‘ateşle bir şeyler basalım damgayı’ demeye getirdiler. Ben inat ettim, para falan vermedim ama kıytırık bahaneler ile beni ülkeye almayabilirlerdi de. Kişinev’e geldikten sonra her sokak başında ikişerli ya da üçerli gruplar halinde polisler gördüm ve hiç durdurulmadıysam en az 5-6 kere durduruldum. Polisler tek bir kelime bile İngilizce konuşmuyorlar, ilk sordukları şey pasaport oluyor, pasaportu gösteriyorsunuz ancak sürekli Rusça sorular soruyorlar, ne zaman bitecek bu işkence diyorsunuz ama yok, bitmiyor. Öyle ya da böyle bir şekilde konuyu paraya getiriyorlar, size çok anormal gelse de onlar için artık alışılmış bir durum. Resmi polisler yetmezmiş gibi bir de sivil polisler var, onlar da ayrı bir dert. Özellikle tren garının etrafında çok fazla sivil polis var, trene binmeden önce yakaladıkları turistleri resmen avlıyorlar diyebilirim, giderayak ne koparabilirlerse artık. Kişinev’de geçirdiğim zaman süresince her defasında rüşvet vermekten yırttım ancak trenimin kalkmasına 20 dakika kala tren garı girişinde bekleyen 2 sivil polise avlandım. Çantamı görür görmez direkt anladılar zaten turist olduğumu, çantamı aradılar üstümü aradılar vs. Yasadışı hiçbir şey bulamamalarına rağmen ikisi birden koluma girdiler, karakola gitmemiz gerekiyor dediler. Trene binmem gerekiyor, ülkeden ayrılıyorum vs. desem de bırakmadılar. Son çare olarak 20 Euro vermek zorunda kaldım. Polis kimliklerini gösterdiler ama kim bilir belki de taklaya geldik. Size tavsiyem şehir içinde gezerken, polislerin önünden geçtiğiniz zamanlar da mümkün olduğunca turist olduğunuzu belli etmeyin. Moldova’da turistlerin pasaportlarını yanlarında taşımaları gerekiyor, yani dışarıda pasaportsuz gezmeniz suç teşkil eder o yüzden her zaman pasaportunuz yanınızda olsun, rüşvete zemin hazırlamayın. Polisler 100 Dolar’a artık nasıl alıştılarsa sürekli ağızlarında bir ‘handırıt’ kelimesi, piyasayı yükseltmeye gerek yok 10 Euro’dan fazla vermeyin.

3- Moldova gerçekten fakir bir ülke olduğundan turistler herkes için ballı bir gelir kaynağı o yüzden alışverişlerinizde mutlaka pazarlık yapın ki en az kazıklanma ile kurtulun.

4- Kişinev’de toplu taşıma kullanmanıza gerek yok. Şarap mahzenleri haricinde şehrin her noktasına yürüyerek kolayca ulaşabilirsiniz. Otobüs ya da troleybüs kullanmak isterseniz bilet ücretleri 1 Euro’dan daha az.

5- Eğer Moldova’ya kış aylarında gidecekseniz çok çok soğuk olduğunu bilin ona göre hazırlıklı gidin. Özellikle hava karardıktan sonra gerçekten dondurucu bir soğuğu var diyebilirim.

6- Moldova gezebileceğiniz en ucuz şehirlerden birisi, bedavadan biraz pahalı diyebiliriz. Şehirde; konaklama, yeme içme, müzeler, ulaşım, alışveriş vs. her şey çok ucuz kıymetini bilin.

7- Paranızı Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı bulunan ofislerden çevirebilirsiniz. Kurlar birbirinden çok farklı değil o yüzden herhangi bir ofise girip çevirin.

8- Kahvaltı için her yerde pastane ya da fırın bulabilirsiniz. Özellikle börekleri çok lezzetli oluyor mutlaka deneyin, fiyatlar çok ucuz istediğinizi alın yiyin.

9- Ucuz market arıyorsanız şehrin neredeyse her yerinde ucuz market bulabilirsiniz ki şehir zaten her anlamda çok ucuz. Ştefan cel Mare Sfint Bulvarı üzerinde de büyük bir market var ve gerçekten çok çok ucuz değerlendirin.

10- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın.

 11- Suyu musluktan içmeyin. Ya dışarı da gördüğünüz çeşmelerden doldurun ya da şişe su satın alın. Şebekeye suyu içilemeyecek kadar kötü durumda.

12- Çantanızı bırakmak isterseniz tren garında luggage var, günlük ücret yaklaşık 2 Euro.  

13- Tüm müzelerde ve restoranlarda wi-fi var aklınızda bulunsun.

14- Kişinev’de dışarıda sabahlayabilir miyiz diye sorarsanız; ben sabahlamayın derim çünkü kesinlikle güven vermeyen bir şehir. Zaten ülke fakir bir ülke olduğu için alışverişinizde kazıklanmadan kurtulmuş olsanız bile dışarıda kalırsanız hırsızlığa maruz kalmadan kurtulamazsınız.

15- Fiyatları Euro olarak yazdım çünkü siz Kişinev’e giderken Euro alarak gideceksiniz. Moldova’nın para birimi olan Lei ile yazsaydım tekrar tekrar hesap yapmak zorunda kalacaktınız, siz cebinizde ki Euro’yu bilin.

*Kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız en az 2 tam gün kalmalısınız. Kişinev çok fazla turizm açısında isim yapmamış olabilir ama gece hayatı için gitmişseniz en az 2 gece kalmanızda yarar var.

Yorumlar