Belgrad
‘Yolculuklar en iyi kilometrelerle değil arkadaşlarla ölçülür.’ Tim Cahill
BELGRAD GEZİ REHBERİ;
Ulaşım: Türkiye’den Belgrad’a hem havayolu hem demiryolu hem de karayolu kullanarak gidebilirsiniz ancak karayolu ve demiryolu kullanarak gitmek istiyorsanız Bulgaristan vizesine ya da Schengen vizesine ihtiyacınız var. Türkiye’den tren yolculuğu yaparak gitmek istiyorsanız TCDD’nin her gün Sirkeci’den 22.00’da hareket eden Bosfor Ekspres’ine binmeniz gerekiyor ancak Sirkeci-Kapıkule arası ulaşım otobüsler ile sağlanıyor. Trenin genel güzergahı; İstanbul, Kapıkule, Uzunköprü, Pythion, Svilengrad, Dimitrovgrad, Plovdiv, Sofya, Niş, Belgrad, Russe, Bükreş şeklinde ancak Dimitrovgrad şehrinde vagonlar ikiye ayrılıyor ve yarısı Sofya’ya, diğer yarısı ise Bükreş’e devam ediyor. O yüzden siz, Sofya’da inmeli ve Sofya tren garından Belgrad için tekrar bilet almalısınız. İstanbul-Sofya arası yataklı vagonlar ortalama 60 Euro ve elbette Bulgaristan vizesi ya da Schengen vizesine sahip olmalısınız. Otobüs ile gitmek isterseniz de Bayrampaşa Otogar’dan bilet alarak, yine Bulgaristan üzerinden gidebilirsiniz. Havayolu kullanarak gitmek istiyorsanız seçenekleriniz Pegasus Airlines, Türk Hava Yolları ve Air Serbia firmaları ancak en uygun fiyatlı olanı Pegasus diyebilirim. Bilet fiyatları kış aylarında ortalama 150-200 TL arasında ve yaz aylarında ise ortalama 200-250 TL arasında oluyor. Belgrad’a başta Balkan ülkeleri olmak üzere Avrupa’nın birçok şehrinden demiryolu kullanarak ulaşım sağlayabilirsiniz. Örnek verecek olursak; Budapeşte-Belgrad arası 15 Euro, Üsküp-Belgrad arası 15 Euro, Podgorica-Belgrad arası 21 Euro, Sofya-Belgrad arası 21 Euro, Ljubljana-Belgrad arası 25 Euro, Zagreb-Belgrad arası 25 Euro, Selanik-Belgrad arası 33 Euro ve Viyana-Belgrad arası ise 35 Euro. Eğer Zagreb’den geçecekseniz Nis Express isimli otobüs firmasını kullanarak, yaklaşık 5 saatte ve 15 Euro karşılığında ulaşım sağlayabilirsiniz. Bu firmaya ait otobüs biletlerini otobüs terminallerinde bulunan gişelerden almanız gerekiyor ancak seferlerini ve güzergahlarını Nisekspres adresinden öğrenebilirsiniz. Diğer alternatifiniz ise Blablacar olabilir, özel aracı ile Belgrad’a giden ve sizin tarihlerinize uyan birilerini bulabilirsiniz. Belgrad’a havayolu kullanarak gelmişseniz, Nikola Tesla Havaalanı şehir merkezine yaklaşık 18 km mesafede yer alıyor. Havaalanı şehir merkezi arası ulaşımı; dilerseniz havaalanında bulunan taksi danışma bölümünden fiş alarak taksi ile, dilerseniz 72 numaralı otobüs ile ve dilerseniz de A1 numaralı minibüsler ile sağlayabilirsiniz. Benim önerim A1 minibüsleri kullanmanızdır, biletleri sadece sürücülerden alabiliyorsunuz, ineceğiniz yer Slavija Meydanı ve biletlerin yaklaşık ücreti 2.5 Euro. Eğer 72 numaralı otobüsler ile gitmek istiyorsanız şehir merkezinde inmeniz gereken yer Zeleni Venac Meydanı ve bilet ücretleri sürücüden alırsanız yaklaşık 2 Euro, gişelerden alırsanız da yaklaşık 1 Euro. Taksilere ise en fazla 4 kişi binebiliyor ve ortalama ücreti 15 Euro ancak taksiye binmeden önce taksi bankolara giderek fiş almanız gerekiyor. Tüm ulaşım araçlarına çıkış kapısında bulunan duraklardan binebilirsiniz ve toplu taşıma ile şehir merkezi yolculuğu ortalama 30-40 dakika sürüyor. Belgrad’a otobüs ya da tren ile gelmişseniz, şehrin otobüs terminali ve merkez tren garı yan yana. İkisi de şehir merkezine çok yakın bir konumda ancak yürümek istemezseniz 2 numaralı tramvay ile şehir merkezine kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz. Tek kullanımlık tramvay biletleri yaklaşık 1 Euro ve gazete bayilerinden satın alabiliyorsunuz.
Konaklama: Belgrad turist çeken bir şehir olduğu için konaklama konusundan sıkıntı yaşamayacaksınız. Benim tavsiyem, bizzat tecrübe ettiğim Hostelche. Bu hostel çok merkezi konumda, tüm turistik noktaların ortasında ve şehrin ünlü caddesi olan Kenz Mihailova caddesinin ara sokağında yer alıyor. Küçük bir hostel ama çalışanları çok ilgili, eminim memnun kalacaksınız. Hostelin kendine ait mutfağı var yani yemek yapabilir ve ücretsiz çay-kahve içebilirsiniz. Hatta resepsiyon görevlisi kendi elleriyle yapıp size getirecektir. Nevresimi de kendiniz takmanız gerekmiyor, resepsiyon görevlisi onu da hallediyor. Gecelik ücreti ortalama 10 Euro. Diğer alternatifiniz, Belgrad’ın en çok tercih edilen hosteli olan Downtown Central Hostel. Bu hostel de gayet merkezi bir konumda yer alıyor ve gerçekten lüks denilebilecek bir dizayna sahip. Kendine ait mutfağında yemeğinizi yapabilir ve ücretsiz kahvaltı hizmetinden yararlanabilirsiniz. Hostelin check-in saati 14.00 ve check-out saati ise 12.00. Gecelik ortalama ücreti ise 10-15 Euro arası. Bir diğer seçeneğiniz de Home Sweet Home Hostel. Burası da hayli merkezi, hayli lüks ve hayli popüler bir hostel. Gecelik ücreti ise ortalama 10-15 Euro arası.
Yeme-İçme: Akşam yemeğinizi kesinlikle Skadarlija isimli Bohemyan sokakta yemelisiniz. Gözünüze kestirdiğiniz herhangi bir restorana oturabilirsiniz çünkü hepsi birbirinin aynısı. Sokağın detaylarına aşağıda değineceğim. Sırbistan’ın en ünlü ana yemeklerinden birisi Cevapcici denilen kebap, aslında bildiğimiz parmak köfte. Bir diğer ise hamburger eti gibi büyükçe köfteden yapılan ve üzerine kajmak (kaymak) koyularak servis edilen Pljeskavica. Yemekten önce mantar çorbası ya da soğan çorbası sipariş edebilirsiniz, ikisi de gerçekten çok lezzetli oluyor. Yemeğin yanına ise Shopska denilen salatadan istemenizi tavsiye ederim. İçecek olarak ise yöresel Sırp birası olan Zajecarsko ve Jelen ayrıca Karadağ birası olan Niksicko. Bu saydığım menü ortalama 15 Euro ama porsiyonlar çok büyük oluyor yani tek porsiyon ile 2 kişi çok rahat doyabilir. Tercihinizi fast food şubelerinden yana kullanmak isterseniz Mc Donald’s, KFC ve Burger King şubelerini birçok yerde bulabilirsiniz. Belgrad şehrinde fırınlara Pekara deniliyor. Bizim fırınlarımızda olduğu gibi simit, poğaça ve börek satılıyor. Fiyatlar çok uygun, 4-5 Euro’ya çantanızı hamur işi ile doldurabilirsiniz. Şehrin en ünlü fırını, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan TOMA ayrıca pastaları, kekleri ve pizzaları hayli popüler. Sırpların yerel içkisinin adı Rajika denilen shot içki ve Brandy’e benziyor.
Gece Hayatı: Belgrad pub crawl yapmak için çok müsait bir şehir çünkü şehir küçük, mekân sayısı çok ve mekânların hepsi birbirine yakın konumda. Pub crawl yapmanızı kesinlikle tavsiye ederim, grupların buluşma noktası Cumhuriyet Meydanı. Saat 20.00 gibi bu meydana giderseniz pub crawl gruplarını görebilirsiniz. Belgrad’ın gece hayatı yaz aylarında yoğunluk olarak Sava Nehri kıyısında yaşanıyor. Nehir kıyısında hem gece kulüplerini hem de gece kulübüne çevrilen tekneleri göreceksiniz. Nehir kıyısına gittiğiniz zaman hoşunuza giden mekânları tek tek deneyebilirsiniz, bana sorarsanız sabit kalmayın derim. Eğer kış aylarında gitmişseniz de gece hayatı Knez Mihailova Caddesi, Cumhuriyet ve Meydanı ve Kalemegdan bünyesinde bulunan mekanlarda yaşanıyor. Kısaca yazın nehir kenarına, kışın ise şehir merkezine bakacaksınız. Belgrad’da bulunan popüler kulüplerin neredeyse tamamında face&dress kontrolü ve rezervasyon zorunluluğu var. Eğer yüksek sezonlarda gidecekseniz hem kıyafetinize dikkat etmelisiniz hem de gündüz saat 12.00 gibi rezervasyon yaptırmalısınız. Tabi erkekler için bir de damsız girilmez sorunu var. İçeriye girdikten sonrası kolay, Belgrad Avrupa’nın en hareketli gece hayatına sahip olan şehirlerinden birisi ve alkol fiyatları da çok çok ucuz. Biralar yaklaşık 1.5 Euro. Yalnız hangi mekâna girerseniz girin içeride göreceğiniz Türk nüfusu neredeyse Sırp nüfusuna eşit olacaktır. Şehrin en çok tercih edilen ve en kalabalık olan mekânları; Mr. Stefan Braun, Plastic, The Tube, Hot Mess Club, Freestyler Club ve Tilt Club. Bu mekânların bazıları kış aylarında kapalı olabilir o yüzden gitmeden önce internet sitelerine bir göz gezdirebilirsiniz. Malum Belgrad’ın kumarhaneleri çok ünlü, eğer siz de şansınızı denemek istiyorsanız şehrin en popüler kumarhanesi Grand Casino Beograd.
Alışveriş: Knez Mhailova Caddesi şehrin can damarı ve alışveriş için de en ideal noktası. Bu cadde üzerinde dünya markaları ait mağazaları ve hediyelik eşya dükkânlarını görebilirsiniz. Aynı şekilde şehrin ana caddesi olan Aleksandra Bulvarı ve Terazije Caddesi de yine bünyesinde onlarca mağazayı barındırıyor. Eğer butik mağaza alışverişi yapmak ya da yerel ürünler satın almak istiyorsanız bu iki caddeyi turlamanız yeterli. Şehir genel anlamda ucuz olduğu için bilindik markaların haricinde hesaplı alışveriş yapabilirsiniz. Porselen magnetler 1-2 Euro civarı. Eğer alışveriş merkezi arıyorsanız USCE, New Millenium ve Sava Center isimli alışveriş merkezleri tüm ihtiyacınızı karşılayacaktır. Şehrin açık pazar alanının adı Zeleni Venac Market ve Knez Mihailova Caddesi’nin hemen bir alt sokağında yer alıyor ayrıca haftanın her günü kuruluyor. Zemun Bölgesi’nin pazar alanı ise Zemunska Pijaca, buradan da çok uygun fiyatlara taze meyve alışverişi yapmanız mümkün.
Belgrad Gezilecek Yerler;
Belgrad küçük bir şehir bu yüzden toplu taşıma kullanmanıza gerek yok. Şehri yürüyerek çok rahat gezebilirsiniz zaten gittiğiniz her şehri yürüyerek gezmenizi tavsiye ederim, yürüyün ki şehri hem yaşayın hem de öğrenin. Belgrad şehri, eski (Stari Grad) ve yeni (Nova Grad) olmak üzere köprülerle ikiye ayrılmış. Elbette gezilecek ana noktalar eski şehir kısmında yer alıyor. Dilerseniz benim rotamı takip edebilir dilerseniz de kendinize göre bir yürüyüş rotası çıkarabilirsiniz.
Kalemegdan: Şehirde gezmeye başlamanızı tavsiye edeceğim ilk nokta Kalemegdan Parkı ve Kalemegdan Kalesi. İsminden de anlaşılacağı üzere Türkçesi Kale Meydan. Kalemegdan Parkı, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği yerde, Kalemegdan Kalesi’nin hemen alt kısmında yer alıyor. Yaz aylarında yemyeşil bir görüntüye sahip oluyor. Park içerisinde; yürüyüş yolları, koşu parkurları, tarihi kapılar, Sırpların 1. Balkan Savaşı’nda Osmanlı’ya karşı kazandıkları zaferin anısına yapılan Belgrad Zafer Anıtı ve çıplak adam heykeli Pobednik bulunuyor. Parkta yeterince vakit geçirdikten sonra taş merdiveni kullanarak kale hisarına çıkın. Hisarın muhteşem bir manzarası var, hem yeni şehri hem de Tuna ve Sava nehirlerinin kesiştiği noktayı görüyorsunuz. Sol tarafta göreceğiniz nehir Sava ve sağ tarafta göreceğiniz nehir ise Danube yani Tuna Nehri. Hisarda manzarayı seyredip fotoğrafladıktan sonra Kalemegdan yani Kalenin avlusuna yönelin. Belgrad Kalesi 1571 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethedilmiş ve Osmanlı bu bölgede 350 yıl boyunca hüküm sürmüş. Fetih 250bin kişilik Osmanlı ordusu tarafından gerçekleştiği için şehir yerle bir olmuş bu yüzden de burada yaşayan Sırplar bugün İstanbul/Sarıyer’de bulunan Belgrad Ormanları’nın olduğu alana yerleştirilmiş. Kale avlusunun ortasında göreceğiniz türbe Ali Paşa’nın türbesi. 1713-1716 yılları arasında 3. Ahmet saltanatında sadrazamlık yapmış olan Mora Fatihi Damat Ali Paşa, 1716 yılında Avusturya’ya karşı yapılan Petrovardin Savaşı’nda şehit olunca Belgrad’a getirilmiş ve Kalemegdan’a defnedilmiş. Daha sonra buraya bir türbe yapılmış ve günümüze kadar özenle korunmuş. Türbe, sadece özel günlerde ve Türk devlet erkanının ziyaretlerinde açılıyor, onun haricinde kapısı her daim kilitli. Türbeyi ziyaret ettikten sonra sağ tarafa döndüğünüzde gözetleme kulelerini ve meydanın ortasında dikili olan özgürlük heykelini göreceksiniz. Meydanda biraz ilerledikten sonra ise hemen yan tarafında bulunan, Safranbolu evlerine benzeteceğiniz Osmanlı Paşa Konağı’nı göreceksiniz. Kale içerisinde ayrıca 1578 yılında inşa edilen ve Sırp asıllı Sokullu Mehmet Paşa’ya ithaf edilen çeşmeyi göreceksiniz. Konağı fotoğrafladıktan sonra, kalenin iç kısmına devam eden yoldan yürüyün ve kapıdan geçin. Kapıdan geçtikten sonra açık hava müzesi havasına sahip olan bir alana geleceksiniz. Burada savaş döneminden kalan; tanklar, toplar ve muhtelif araçlar sergileniyor. Bu araçların olduğu alanda bir de Askeri Müze yer alıyor ve giriş ücreti yaklaşık 1.5 Euro. Bu bölgede göreceğiniz bir diğer tarihi değer ise 1750 yılında Osmanlı tarafından yapılan İstanbul Kapısı ya da diğer adıyla Stambol Kapiya. Kapının hemen sol tarafında işkence aletlerinin sergilendiği Ortaçağ İşkence Aletleri Müzesi yer alıyor. Burada; engizisyon döneminde kullanılan çivili yataklar, çivili koltuklar, kazıklar, giyotinler vb. işkence aletlerini görebilirsiniz. Bu bölümde hoparlörlerden insan bağrışları, su sesleri, çığlıklar ve adım sesleri gibi özel efektler veriliyor o yüzden hayalinizde işkence anlarının canlanacağından eminim. Bu müzenin giriş ücreti ise yine yaklaşık 1.5 Euro. Kalemegdan’ın en dikkat çeken bölümü şüphesiz ahşap köprü ile bağlanan çift kuleli kapısı. Bu kapının adı Zindan Kapısı ve 15. Yy’dan kalmış ayrıca adını da Osmanlılar döneminde zindan olarak kullanılmış olmasından alıyor. Kalemegdan’ın aşağı kısmında ise Belgrad’ın en eski kilisesi olan Ružica Kilisesi yer alıyor. Osmanlılar döneminde baruthane olarak kullanılan bu kiliseyi ücretsiz olarak gezebilirsiniz. Son olarak yine kalenin alt kısımlarında görmeniz gereken bir diğer yapı ise 15. Yy’dan kalan Nebojsa Kulesi. Kuşatma esnasında Sırp askerleri bu kuleden teslim bayrağı sallamışlar ancak Osmanlılar kaleye girdikleri zaman bu teslimiyet aldatmaca olduğu anlaşılmış ancak birçok Osmanlı askeri şehit olmuş. Kale fethedildikten sonra bu kule Osmanlılar tarafından zindan olarak kullanılmış. Giriş ücreti yaklaşık olarak 2 Euro.
Saborna Crkva (St. Michael Catedral): Kalemegdan’ı gezdikten sonra kapıdan dümdüz devam ettiğinizde, şehrin trafiğe kapalı yürüyüş ve alışveriş caddesi olan ünlü Knez Mihailova caddesine çıkacaksınız. Caddenin hemen başında, sağa dönen Kneza Sime Markovića isimli sokağa girdiğiniz zaman ülkenin en önemli ibadet yerlerinden birisi olan Saborna Crkva yani Aziz Mihail Kilisesi’ni göreceksiniz. Bu katedral, Miloš Obrenović tarafından 1837 yılında yaptırılmış, barok tarzda inşa edilmiş ve Aziz Michael’e adanmış. Altın kaplama ikonostasisleri, muazzam mimariye sahip duvarları ve kemerlerin üzerinde yer alan ikonları mutlaka görmelisiniz. Binanın üst cephesinde Yahya'nın mozaiği ve doğu bölümünde ise Aziz Simeon'a adanan bir şapel bulunuyor. Kilisenin en önemli alanı ise hazine bölümü. Bu bölümde, III. Stephen Uroš ve Stefan Štiljanović'ın kutsal emanetleri ayrıca Sırp hükümdarların mezarları yer alıyor. Katedralin hemen karşısında ise 1935 yılında inşa edilen Sırp Ortodoks Kilise Patrikliği bulunuyor. Katedralin içini ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Knez Mihailova Caddesi: Kiliseyi gördükten sonra tekrar caddeye çıkın. Knez Mihailova caddesi, şehrin yürüyüş ve alışveriş caddesi. Şehrin en ünlü caddesi olan Knez Mihailova trafiğe kapatılmış durumda ayrıca üzerinde birçok mağaza, kafe, restoran ve eğlence mekânı yer alıyor. Yılın her döneminde sokak şovları yapılıyor ve her daim kalabalık. Burada bulunan kafelerde kahvenizi içebilir, restoranlarda yemeğinizi yiyebilir ve keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.
Trg Republike: Knez Mihailova caddesinin sonuna ulaştığınız zaman hemen sol tarafınızda Trg Republike yani Cumhuriyet Meydanı’nı göreceksiniz. Burası Belgrad şehrinin ana meydanı yani aslında şehrin göbeği. Aynı zamanda da Belgrad insanlarının buluşma noktası, özellikle heykelinin önü. Burada bulunan heykel, Osmanlı’nın Sırbistan üzerindeki hakimiyetine son veren Prens III. Mihailo Obrenović’in heykeli ve 1882 yılında dikilmiş. Parmağı İstanbul’u gösteriyormuş ve Osmanlıları geldikleri yere göndereceğiniz demek istiyormuş. Meydan yılın her döneminde hareketli ve birçok etkinlik düzenleniyor. Örneğin benim gittiğim dönemde hurda metallerden yapılan Transformerslar sergileniyordu.
Ulusal Müze: Cumhuriyet Meydanın hemen karşısında, ana caddenin kenarında göreceğiniz ön yüzü kırmızı renkli bina ise 1844 yılında kurulan Belgrad Milli Müzesi. Burası şehrin en değerli müzelerinden birisi, aralarında Picasso, Monet, Van Gogh, Klimt ve Rubens gibi dünyaca ünlü isimlerinde yer aldığı birçok önemli ressama ait yaklaşık 4bin adet tablo sergileniyor. Giriş ücreti yetişkin 1.5 Euro ve öğrenci 1 Euro.
Hotel Moskva: Meydanda yeterince vakit geçirdiyseniz, müzenin önünde yer alan ana caddeyi sağ tarafa doğru takip edin. Biraz yürüdükten sonra 1906 yılında açılan Hotel Moskva’yı göreceksiniz. Burası çok ünlü bir hotel çünkü Albert Einstein, Alfred Hitchcock, Mahatma Gandhi, Luciano Pavarotti ve Maxim Gorky gibi isimler bir dönem bu hotelde konaklamışlar. Dilerseniz hoteli fotoğraflayabilirsiniz.
Eski Saray (Stari Dvor): Aynı caddeden devam ettiğiniz de sol tarafınızda Eski Kraliyet Sarayı’nı göreceksiniz. Nikola Pasic Meydanında yer alan Eski Kraliyet Sarayı, 1881’de inşa edilmiş ve uzun yıllar boyunca Obrenović Hanedanı tarafından kullanılmış. Günümüzde ise Belgrad Şehir Meclisi’ne ev sahipliği yapıyor.
Yeni Saray (Novi Dvor): Eski Kraliyet Sarayı’nın hemen yan tarafında yer alan ve yeşil kubbesinden tanıyacağınız Yeni Saray 1922 yılında Kral 1. Petar Karadordević için inşa edilmiş ve günümüzde ise Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın makamı olarak hizmet veriyor.
Nikola Tesla Müzesi: Caddeyi devam ettiğinizde karşınıza bir kavşak gelecek. Bu kavşaktan sola, ardından 3. sağdan sağa ve sonra da 2. soldan sola döndüğünüz zaman karşınıza Nikola Tesla Müzesi çıkacak. Yol tarifini anlamadıysanız haritadan ya da navigasyon uygulamasından bakabilirsiniz. Floresan lamba, alternatif akım, AC motorlar, radyo vericileri, mikrodalga fırın, X-Ray cihazı, radar cihazı, uzaktan kumanda, neon ışıklar ve kablosuz elektrik gibi birçok önemli buluşun mucidi olan Nikola Tesla, burayı uzun yıllar boyunca bazı kaynaklara göre hem evi olarak hem de çalışma alanı olarak kullanmış. Müze içerisinde; Tesla’ya ait kişisel eşyalar, külleri ile doldurulan altın bir küre, elektrik devreleri, dökümanlar, çeşitli icatlar, çalışma aletleri vs. sergileniyor. Sergilenenler arasında en önemli olanı ise şüphesiz Tesla Bobini. Müzenin en ilginç olayı, müze rehberinin herkese bir floresan vermesi ve bu floresanın kablosuz elektrik ile elinizde aydınlanması. Tabi bu esnada da Star Wars pozu vermeniz. Burada görev yapan rehberler Belgrad Üniversitesi Elektrik Mühendisliği öğrencileri ve bu işi gönüllü olarak yapıyorlar. Rehberli turlar 2 saatte bir oluyor o yüzden biletinizi aldıktan sonra turun ne zaman başlayacağını sorun. Düzenlenen tur esnasında, müzenin interaktif odasında bir belgesel izleniyor. Eğer İngilizce seviyeniz iyi ise çok ilginç bilgiler edineceğinizden şüphem yok. Grup kalabalık olduğu zaman herkese floresan düşmüyor o yüzden baktınız rehber müzenin ortasında bulunan ve sobaya benzeyen bobine doğru yöneldi, bilin ki floresan dağıtacak. Hemen öne geçin, bir tanesini kapın ve o ilginç tecrübeyi yaşayın. Müzenin giriş ücreti öğrenciler için yaklaşık 3 Euro, yetişkinler için 4 Euro ve müze içerisinde wi-fi hizmeti bulunuyor. Rehberlik hizmeti bilet ücretine dahil. Nikola Tesla Müzesi’ni gezmeyi planlıyorsanız şehre gitmeden önce mutlaka 2006 yapımı Prestige filmini izleyin derim. Nikola’nın hayatına dair birçok kesit sahnelenmiş ve Tesla’yı canlandıran aktör Tesla’ya Tesla’dan daha çok benziyor.
Taj Megdan ve St. Mark Kilisesi: Müzeyi gezdikten sonra ana caddeyi bulun ve geldiğiniz yönün tersine doğru caddeye devam edin. Kısa bir yürüyüşün ardından Taş Meydan yani Taj Megdan’a çıkacak ve St. Mark Kilisesi’ni göreceksiniz. Meydan, eski binalar inşa edilirken gerekli olan taşların buradan çıkarılması nedeniyle Taş Meydan adını almış. Savaş döneminde çok büyük hasar aldığı ve geniş çukurlar oluştuğu için sığınak, sağlık merkezi, depo ve kışla olarak kullanılmış. Meydanda yer alan ve Bizans mimarisinin güzel bir örneği olan kızıl renkli St. Mark kilisesi ise 1835 yılında yapılmış ancak 1941 bombardımanında ağır hasar aldığı için aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiş. İçerisinde İmparator Duşhan’ın mezarı bulunuyor ve giriş ücretsiz. Burada bulunan parkta soluklanabilir ve spor yapan gençleri seyredebilirsiniz.
Aziz Sava Katedrali: Buradan sonraki durağınız, navigasyon uygulaması ya da harita ile bulacağınız Aziz Sava Katedrali olsun. Katedralin yapımına 1935 yılında başlanmış ancak savaşlar nedeniyle çok uzun bir süre yapımına ara verilmiş. Bugün dahi yapımı devam ediyor ve inşanın devam edebilmesi için sürekli yardım toplanıyor. İçerisinde bulunan frekslerin ve sütunların 2019 yılında tamamen onarılmış olması planlanıyor. Aziz Sava, Sırp Ortodoks Kilisesi'nin kurucusu o yüzden kilise de Aziz Sava'ya ithaf edilmiş. Konum olarak ise Aziz Sava’nın, 1595 yılında Osmanlı Paşası Sinan Paşa tarafından öldürüldüğü düşünülen yere kurulmuş. Bu katedral ayrıca dünyanın en büyük Ortodoks Kilisesi olma ünvanına sahip. İlk bakışta siz de herkes gibi camiye benzeteceksiniz, bundan eminim. Bir örneği Bulgaristan’ın Sofya şehrinde bulunan ve Belgrad’ın simgesi haline gelmiş olan bu yapının içerisini ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
Yugoslav Savunma Bakanlığı Binası: Katedralin karşısındaki caddeye çıkıp, sağa döndükten sonra aşağı doğru dümdüz devam ettiğiniz zaman karşınıza, 1999 Nato bombardımanı esnasında vurulan Yugoslav Savunma Bakanlığı binasının sağlı sollu harap hali çıkacak. Savaşın şehir üzerinde bıraktığı hasarı unutturmamak adına restore edilmiyormuş.
**Bu caddeden aşağıya doğru dümdüz devam ettiğinizde otobüs terminalini ve hemen yanında merkez tren garını göreceksiniz. Şehre havayolu kullanarak gelmişseniz ve otobüs ya da tren ile gidecekseniz burayı unutmayın çünkü lazım olacak.
Nova Grad: Terminallerin arka tarafına geçtiğinizde Savski Most denilen demir bir köprü göreceksiniz. Bu köprüyü kullanarak yeni şehir tarafına geçeceksiniz ama ondan önce nehir kıyısında biraz yürüyüş yapıp, kafelerde oturabilirsiniz. Kalemegdan'ın hemen alt bölümünde, Belgrad Limanı’nın yanında ve Sava Nehri’nin kıyısında yer alan bu bölgenin adı Beton Hala ayrıca tıpkı Knez Mihailova’nın İstiklal Caddesine benzediği gibi burası da Karaköy’e benziyor. Kanal kenarında birçok kafe, bar ve gece kulübü bulunuyor ancak eğlence temalı bir bölge olduğu için hava kararana kadar pek kimse olmuyor. Nova Grad, düz bir zemine sahip olduğu için şehrin modern binalar inşa edilen bölümü ve Zemun Bölgesi haricinde turistik bir değeri yok. Bu bölgede yaşam alanları, iş merkezleri, alışveriş merkezleri vs. bulunuyor.
Zemun Bölgesi: Köprüden karşıya geçtiğinizde Zemun Bölgesi’ni bulacaksınız. Burası yeni şehrin nispeten daha yeşil olan alanı ayrıca bu bölgede birçok kilise yer alıyor. Aslında Belgrad’dan bağımsız bir şehir olarak kabul ediliyor. Belgrad’da Osmanlı hakimiyeti varken dahi Zemun Hofburg Hanedanı tarafından yönetiliyormuş. Eğer şehre yaz aylarında gitmişseniz bu bölgede bisiklet kiralayabilir, nehir kenarında yürüyüşler yapabilir ya da oturup atıştırmalıklarını yiyebilirsiniz. Zemun Bölgesi’nin en ünlü mahallesinin adı Gardos ve ünlü Sibinjanin Janko Kulesi de bu mahallede yer alıyor. Kulenin diğer isimleri Millenium Tower ve Gardos Tower. Dilerseniz kuleye çıkabilir ve şehrin manzarasını seyredebilirsiniz. Bilet ücreti yaklaşık 1.5 Euro. Kalan zamanlarınızda ise dar sokaklarında kaybolabilir ve meydanda kurulan pazar alanını gezebilirsiniz. Zemun’un balık lokantaları çok ünlü ancak en ünlü olanı Saran Restaurant. Yüksek sezonlarda rezervasyonsuz girmek zor olabilir ancak kapısında biraz bekledikten sonra sıra size de gelecektir.
Gezilebilecek Diğer Noktalar: Belgrad’a muhtemelen 2 günlüğüne gidecekseniz o yüzden yukarıda yazanlar 2 gün için ideal. Eğer fazladan zamanınız varsa aşağıda yazdığım noktaları da mutlaka ziyaret edin derim.
Ada Ciganlija: Burası Belgrad’ın Sava Nehri’ne bakan tarafında bulunan sayfiye alanı. Sonradan yapılan yapay bir ada ve her yıl yerli-yabancı yüzbinlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Sava Gölü ve gölün plajı nedeniyle de Belgrad'ın Denizi olarak adlandırılıyor. Eğer şehre yaz aylarında gitmişseniz Sava Gölü’ne girebilir, plajında güneşlenebilir, beach clup’larında eğlenebilir, bisiklet kiralayabilir, golf sahalarını gezebilir, kano yarışlarını seyredebilir ya da doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz. Bisiklet kiraları yaklaşık 4 Euro. Şehir merkezinin biraz dışarısında kaldığı için taksiye binerek kolayca ulaşım sağlayabilir ya da yarım saatlik yürüyüş sonrasında hiç para vermeden de gidebilirsiniz.
Savamala: Burası şehrin en güzel ve en popüler bölgelerinden birisi. Konum olarak Sava Nehri üzerinde kurulu olan köprünün hemen yanı başında, Kalemegdan ve Kosancicev Venac arasında kalıyor. Küçük dükkânlar, şirin kafeler ve Art Nouveau tarzına sahip binalar ile hayli ilgi çekiyor. Savaş döneminde yerle bir olmuş ancak son zamanlarda yapılan restorasyonlar ile tekrar ayağa kaldırılmış.
Bayraklı Camii: Bir Osmanlı mimarisi olan bu cami, 1575 yılında yapılmış ve şu an Belgrad’da ibadete açık olan tek cami. Şehrin egemenliği Avusturyalılara geçtikten sonra kiliseye, Osmanlılar hakimiyeti tekrar sağlayınca da yine camiye çevrilmiş. Caminin yan tarafında Osmanlılara ait mezar taşlarını görebilirsiniz.
Skadarlija: Yeme-İçme bölümünde de bahsettiğim üzere bu bölgede birçok etnik lokanta yer alıyor. Arnavut kaldırımlar ile döşenen bu sokakta bir dönem Çingeneler ve bir dönem ise entelektüel tayfa takılmış. Kafana denilen yerel meyhanelerin ve restoranların yer aldığı ayrıca her restoranda etnik çalgılarıyla resital veren Sırp müzisyenleri görebileceğiniz bir sokak. Bu sokağı Knez Mihailova caddesinin, Kalemegdan tarafında bulunan girişinin soldan 2. sokağından dümdüz aşağı indiğinizde kolayca bulabilirsiniz. Sokağın en popüler lokantaları ise Šešir Moj ve Tri Sesira.
Kraliyet Kompleksi: Belgrat'ın en saygın bölgelerinden birisi olan Dedinje Mahallesi'nde, 1924 ile 1929 yılları arasında Karayorgiyeviç Hanedanı için yapılmış. Kraliyet Sarayı ve Beyaz Saray olmak üzere iki temel konuttan oluşuyor. Toplamda 134 hektarlık bir alan üzerine kurulan Kraliyet Kompleksi bünyesinde; hizmet binalarını, mutfakları, araba garajlarını, gardiyan kışlalarını ve Mareşal çalışma odasını barındırıyor. Sarayın bahçe bölümü ise İngiliz bahçesi türü parklarla bezenmiş. İki saray arasında kalan bölüm ise çiçekler, çalılar ve ağaçların geometrik sırayla ekilmesi sebebiyle Fransız bahçe türünü yansıtıyor. Kompleks içerisinde yer alan Kraliyet Sarayı, Kral I. Aleksandar ile Kraliçe Maria için 1924-1929 arasında konut olması amacıyla Sırp-Bizans tarzında inşa edilmiş. Kralın isteği üzerine, gürültüden ve halkın meraklı bakışlarından uzak olması amacıyla şehir dışına yapılmış. Saray içerisinde; resmi giriş holünü, Mavi Salonu, Kraliyet Yemek Odasını, Kraliyet Kitaplığını, avluyu ve Kral Çalışma Odasını göreceksiniz. Bodrum katında ise sinema, tiyatro ve bilardo masasının bulunduğu eğlence odası yer alıyor. Kompleks içerisinde yer alan Beyaz Saray ise kral tarafından çocukları Prens Peter, Prens Tomislav ve Prens Andrej için, yaşlandıklarında ikamet edebilecekleri bir saray olması amacıyla inşa ettirilmiş ancak kral Marsilya’da suikasta kurban gidince oğlu Peter Dedinje Kompleksinin yeni sahibi olmuş. Bu yüzden de Beyaz Saray, Prens Regent Paul ve ailesine ödünç olarak verilmiş. Beyaz sarayın zemin katında büyük bir salon, 15. Yy’dan kalan mobilyalar, göz alıcı bir Venedik avizesi ve 35 binden fazla kitap içeren büyük bir kütüphane yer alıyor. Kraliyet Kompleksi Nisan ve Ekim ayları arasında sadece rehberli turlar ile gezilebiliyor. Turlar, Nisan - Ekim ayları arasındaki her Cumartesi ve Pazar günü 11:00 ve 22:00 saatleri arasında düzenleniyor ve yaklaşık olarak 2 saat sürüyor. Knez Mihailova Caddesi 5 numarada bulunan turist ofisinden biletinizi alıyorsunuz, Nikola Pasic Meydanı'ndan tur otobüsüne biniyorsunuz ve tur bitiminde yine aynı otobüs ile geri dönüyorsunuz. Turun dikkat etmeniz gereken birçok kuralı var, örneğin; büyük çanta ile gezmek yasak, Kraliyet Şapeli'ne şortla girmek yasak, ordu tarafından kullanılan binaların fotoğraflarını çekmek yasak, sarayların içerisinde fotoğraf çekmek yasak, selfie çubuğu yasak, eserlere dokunmak yasak ve saray içerisinde cep telefonları kapalı olmak zorunda. Rehberli turların bilet ücreti yaklaşık 3 Euro.
Belgrad Hakkında Faydalı Bilgiler;
Belgrade Pass: Şehir her ne kadar ucuz olsa da eğer çok fazla müze gezmek gibi bir planınız varsa mutlaka şehir kartı satın alın derim. Bu şehir kartı ile 55’ten fazla müzeye ve turistik noktaya ücretsiz ya da indirimli giriş yapabilir, restoranlarda ve gece kulüplerinde indirim alabilir ayrıca anlaşmalı otellerden, pansiyonlardan, araba kiralama ofislerinden ve diş polikliniklerinden indirimli olarak faydalanabilirsiniz. Şehir kartını, dilerseniz şuradan online olarak dilerseniz de Balkanska 49 numara, Beogradska 6 numara, Makenzijeva 67 numara, Kapetan Mišina 23 numara, Kneza Miloša 15 numara, Bulevar Kralja Aleksandra 101 numara, Bulevar Kralja Aleksandra 446 numara, Vojislava Ilića 22 numara, Milentija Popovića 5 numara, Bulevar Umetnosti 2 numara ve Andre Nikolića 2 numarada bulunan satış noktalarından satın alabilirsiniz. Kart ücreti 19 Euro.
1- Sırbistan, Türk vatandaşlarından vize istemeyen bir ülke ancak bu durum ülkeye gireceğinizin kesin olduğu anlamına gelmiyor. Son dönemlerden kapıdan geri çevrilen yüzlerce Türk vatandaşı var, aklınızda bulunsun. Eğer kapıda herhangi bir sıkıntı yaşamak istemiyorsanız yanınızda kesinlikle dönüş bileti çıktısı ve konaklama çıktısı bulundurmalısınız. Dönüş biletinin nereden olduğu önemli değil, önemli olan Sırbistan’dan çıkacağınızı ispat edebilecek olmanız. Bu iki evrak kesinlikle yanınızda olsun ayrıca pasaport polisleri yanınızda ne kadar nakit para olduğunu da sorabilirler çünkü uluslararası prosedürlere göre seyahat edeceğiniz dönem için günlük olarak 40 Euro paranızın olması gerekiyor. Sorulabilecek bir diğer evrak ise seyahat sigortası, yaklaşık 15 Euro’ya 1 aylık sigorta yaptırabilirsiniz. Bu durum tamamen sizin şansınıza ve pasaport polisinin inisiyatifine kalmış yani hiçbir soru sorulmadan da ülkeye giriş yapabilirsiniz. Detaylı bilgi için Vizesiz Gidilen Ülkeler bölümüne göz gezdirebilirsiniz.
2- Havası Türkiye’ye çok benziyor o yüzden hangi mevsimde gidecekseniz Türkiye’ye göre kıyafet hazırlığı yapabilirsiniz.
3- Otobüs terminalinden şehir merkezine geçmek için kullanmayacak olsanız bile 2 numaralı tramvaya kesinlikle binin derim. Bu tramvay hattı neredeyse tüm turistik noktalardan geçtiği için size panaromik şehir turu imkânı sağlayacaktır. Tek yön bilet ücreti yaklaşık 1 Euro.
4- Şehir genel anlamda birçok Avrupa ülkesinden çok daha ucuz o yüzden alışverişlerini gönül rahatlığı ile yapabilirsiniz.
5- Sırbistan’ın şebeke suyu içilebilir durumda o yüzden şişe su satın almanıza gerek yok, herhangi bir musluktan ya da çeşmeden içebilirsiniz.
6- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın.
7- Paranızı Knez Mihailova caddesinin ara sokaklarında bulunan change ofislerin herhangi birinden çevirebilirsiniz, kurlar neredeyse aynı.
8- Çantanızı bırakmak istiyorsanız hem otobüs terminalinde hem de tren garında locker bulunuyor. Günlük ücretleri ise yaklaşık 1.5 Euro.
9- Dışarıda sabahlamak istiyorsanız otobüs terminalini ya da tren garını kesinlikle tercih etmeyin çünkü şehirde aşırı derecede mülteci sorunu var. Şansınızı havaalanından yana kullanabilirsiniz.
10- Ucuz market arasanız, gitmeniz gereken yerler Penny Market ve Shop&Go. Adreslerine navigasyon uygulamasından bakabilirsiniz.
11- Daha önce mutlaka duymuşsunuzdur ama bir kere de ben söyleyeyim, Belgrad’ın tüm kapalı mekânlarında sigara içmek serbest o yüzden sigara içen biri bile olsanız çok rahatsız olacaksınız.
12- Sırp insanının Türklere karşı kesinlikle bir ön yargısı yok yani kimse size düşmanlık beslemeyecek. Hatta çok samimi davranacaklar, tabi istisnalar olabilir.
13- Belgrad’da yıl boyunca birçok festival düzenliyor ancak en kapsamlı ve en popüler olan festival Bira Festivali. Her yıl Ağustos ayında, Usce semtinde düzenlenen bira festivali toplamda 5 gün sürüyor ve 1 milyondan fazla kişiyi ağırlıyor. Festivalin, 2017 yılı içerisinde 16-20 Ağustos arasında düzenlenmesi planlanıyor. Onlarca müzik grubu, dünyaca ünlü dj’ler ve 100den fazla bira markasının katılımı ile Avrupa’nın en büyük bira festivali olma ünvanını saklı tutuyor. Festivale giriş ücretsiz ve dilerseniz Türkiye’de faaliyet gösteren tur firmaları ile de sadece festival için Belgrad ziyareti yapma şansınız var.
14- Eğer festival seven birisi iseniz Sırbistan’ın Novi Sad şehrinde, her yıl Temmuz ayında düzenlenen EXIT Festival’e de katılabilirsiniz. Tomorrowland ve Sziget Festivali’nden sonra Avrupa’nın en iyi müzik festivali olarak kabul ediliyor ki zaten 2007 yılında Festival Awards tarafından Avrupa’nın en iyi festivali ödülünü kazanmış. Toplamda 4 gün süren festival her yıl dünyaca ünlü müzik gruplarını ve sanatçıları ağırlıyor ayrıca sahne alan isimlerin sayısı 200den fazla. Tuna Nehri kıyısında yer alan tarihi Petrovaradin Kalesi’nde düzenleniyor ve konserin düzenlendiği alan State Of Exit ismiyle anılıyor. İlk olarak 2000 yılında, Sırbistan Öğrenci Birliği tarafından gençleri oy vermeye davet eden bir kampanyasının kutlaması olarak düzenlenmiş ve Miloseviç rejimini bitiren gösterilerin de son ateşinin fitili olarak kabul ediliyor. 4 gün boyunca bağımsızlığını ilan eden bölgeye polis dahi yaklaşmıyor. Festivalin sloganı da ‘Exit out of ten years of madness.’ Bira Festivali gibi Exit Festival’e de dilerseniz bireysel olarak dilerseniz de Türkiye’den tur şirketleri aracılığı ile katılım sağlayabilirsiniz.
15- Bilet fiyatlarını Euro olarak yazdım çünkü Dinar olarak yazıp kafanızı karıştırmak istemedim. Tekrar tekrar hesap yapmaktansa yazdığım Euro değerlerini toplayarak cebinizden ne kadar para çıkacağınızı kestirebilirsiniz.
*Kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız; 2 gün Belgrad için ideal ancak sindire sindire her yerini gezmek istiyorsanız 3 gün kalmalısınız.
Yorumlar