Viyana
‘Eğer uzak yerlere ve hızlı bir şekilde seyahat etmek istiyorsanız yanınıza az eşya alın. Çantanızdan bütün kıskançlıkları, kininizi, bencilliklerinizi ve korkularınızı çıkarın.’ Cesare Paves
VİYANA GEZİ REHBERİ;
Ulaşım: Türkiye’den Viyana’ya direkt uçuş sağlamak için havayolu seçenekleriniz; Onur Air, Pegasus ve Türk Hava Yolları. Bunlardan en hesaplısı Pegasus diyebilirim o yüzden önceliğiniz Pegasus olmalıdır. Otobüsle gitmek istiyorum derseniz ve o yolu çekmeyi göze alıyorsanız, İstanbul/Bayrampaşa Otogar’dan Varan Turizm ve Ulusoy Turizm ile gidebilirsiniz. Avrupa’nın diğer şehirlerinden de bir çok ucuz firma ile uygun fiyatlara havayolu ulaşımı sağlayabilirsiniz bunun için arama motorlarından uçak biletlerini sorgulatınız. Tüm Avrupa şehirlerinden tren ile ulaşımı sağlayabileceğinizi biliyorsunuzdur ancak benim her zamanki gibi öncelikli tavsiyem otobüs yolculuğu çünkü hem daha hızlı hem de daha ucuza seyahat edersiniz. Viyana’ya; Student Agency, Orange Ways, Volanbusz, Eurolines, Meinfernbus, Ecolines, Sinbad ve Polskibus firmaları Avrupa şehirlerinden sefer düzenliyorlar, hangi şehirden ulaşacaksanız Goeuro ve Rome2rio arama motorlarından ya da firmaların kendi internet sitelerinden biletleri kontrol edin. Bunların dışında Blablacar tercih edebilirsiniz, çevre ülkelerin şehirlerinden neredeyse her gün Viyana’ya giden birilerini bulabilirsiniz. Viyana’ya havayolu ile gelmişseniz, şehir merkezine ulaşmak için 3 seçeneğiniz var. Bunlardan ilki ve sizin tercih etmeniz gereken hesaplı seçenek S-Bahn banliyö treni için; havaalanının üst katında bulunan bankolardan ya da makinelerden 4 Euro’ya biletinizi alıyorsunuz, daha sonra havaalanının altında bulunan metro istasyonuna iniyorsunuz, S-7 banliyö trenine biniyorsunuz ve yaklaşık 40 dakika sonra hostelinize yakın olan herhangi bir durakta iniyorsunuz. Diğer seçeneğiniz kapıdan çıktığınızda göreceğiniz shuttle servislere binmek, bu servisler ile şehir merkezi 30 dakika sürüyor ve bilet ücreti 8 Euro. Son seçeneğiniz ki tercih etmeniz için hiçbir sebep yok; CAT yani City Airport Train isimli 15 dakikada şehir merkezine giden hızlı tren, ücreti 12 Euro. Viyana’da birçok gar var ancak inmeniz gereken tren garı Wien Hauphtbahnhof, burası şehrin göbeğinde yer alıyor ve her yere kolayca ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Eğer Viyana’ya otobüs ile gelmişseniz muhtemelen ineceğiniz yer Erdberg olacaktır. Erdberg otobüs terminali şehir merkezinde yer alıyor ve hemen üstünde Erdberg metro istasyonu var. Otobüsten indikten sonra yukarıya yani metro durağına çıkıp, istediğiniz her noktaya metro ile gidebilirsiniz. Viyana’da metro ağı çok gelişmiş, mutlaka konaklayacağınız yere yakın bir istasyon vardır o yüzden metro haritasından veya telefonunuzda ki navigasyon uygulamasından hangi durağa yakın olduğuna bakın ve aktarmanızı ona göre yapın.
Konaklama: Viyana’da konaklamanız için sayısız hostel var. İlk tavsiyem, bizzat tecrübe etmiş olduğum Wombats City Hostel-The Naschmarkt. Bu hostel benim bugüne kadar kaldığım en güzel hostellerden birisi diyebilirim. Hostelin ulaşımı çok rahat, konumu oldukça merkezi, her noktaya yürüyerek gidebiliyorsunuz, imkânları gayet iyi, ucuz, temiz ve güvenilir. Hostelin alt katında kendine ait barı var ve konaklayanların her gün için bir içecek ücretsiz hakkı oluyor ayrıca lobisinde bilardo masaları, oyun alanları ve loca bulunuyor. Ben çok memnun kaldım, sizin de memnun kalacağınızdan eminim. Buraya ulaşmak için havaalanından ya da Erdberg’den metroya biniyorsunuz ve Westbahnhof’da iniyorsunuz, tren garına yaklaşık 100 metre uzaklıkta. Otobüsle gelirseniz Westbahnhof tren garının önünde de inebilirsiniz. Gecelik ücreti ortalama 10-15 Euro arası. Diğer seçenekler tercih sırasına göre; Meininger Vienna Central Station, A&O Wien Hauphtbahnhof ve Do Step Inn Hostel. Bu saydığım hosteller, gezginler tarafından en çok tercih edilen ve hesaplı olan hosteller o yüzden mutlaka değerlendirin derim. Hepsi de gecelik 10-15 Euro arası.Yeme-İçme: Viyana’da yemeden dönmeyeceğiniz yemeğin şinitzel olduğunu biliyorsunuzdur. Dünyanın en iyi şinitzelini yiyebileceğiniz yer, muhtemelen daha önce de namını duyduğunuz Figlmüller. Bu restoranın iki şubesi var, ikisi de aynı sokakta ve birbirinden 200 metre uzaklıkta yer alıyor. Birinci restoran; daha küçük, etnik tarzda inşa edilmiş ve 100 yıllık tarihe sahip olan şube, diğeri ise daha modern bir havaya sahip olan şube. Figlmüller’de şinitzel yemek istiyorsanız ve rezervasyonsuz gitmişseniz, yer bulmanız hayalden daha öte olur. Mutlaka kendi sitesinden en az 1 hafta öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor, direkt gidip oturmaya çalıştığınızda içeri alınmayacağınızı garanti edebilirim. Şinitzelin orijinali domuz etinden yapılıyor, tavuk şinitzel yiyecekseniz garsona söylemelisiniz. Bir porsiyonu ile iki kişi rahat doyuyor, tasarruf etmek istiyorsanız öyle yapın çünkü porsiyonlar çok büyük ayrıca yanında patates salatası istemeyi de unutmayın. Menü fiyatları ortalama 18-20 Euro arası. Adresi; Aziz Stephan Katedralinin hemen sağında ki ara sokaklardan birisi olan Wollzeile sokağı. Eğer Figlmüller’e giremediyseniz hemen ilerisinde başka bir restoran var, orada da çok lezzetli şinitzel yiyebilirsiniz. Şinitzel yemeyecekseniz şehrin her bölgesinde; Türk dönerci, Mc Donald’s, KFC ve Burger King bulabilirsiniz. Eğer düşük bütçeler ile lezzetli yemekler yemek isterseniz; katedralin arka sokaklarında yerel halkın yemek yediği ve bizim esnaf lokantası olarak tabir ettiğimiz salaş restoranlar var, değerlendirebilirsiniz. Melange isimli ünlü kahveyi Demel Pastanesi’nde, Sacher Pastanesi’nde ya da herhangi bir yerde kesinlikle deneyin derim.Gece Hayatı: Viyana turistik bir şehir olduğu için ve Alman kökenli insanların da eğlenceye ne kadar düşkün olduklarını bildiğimiz için, gece hayatının ne kadar hareketli olduğunu tahmin edebilirsiniz. Şehirde onlarca gece kulübü var ve birçoğu hafta sonları dolup taşıyor. Şehrin en popüler ve en hareketli mekânı Volksgarten Club; içerisinde 3 farklı gece kulübü ve bir de bahçe bulunan, sabaha kadar çılgınca dans edebileceğiniz bir mekân. Diğeri Prater Dome ve burası Avusturya’nın en büyük gece kulübü; hafta sonları farklı konseptlerde partiler düzenleniyor, dansçı kızların şovları ve lazer gösterileri ile göz kamaştırıyor. Bir diğeri B72, burası Viyana’nın en bilindik gece kulüplerinden birisi ve haftanın her günü tıka basa dolu doluyor, giriş ücreti 10 Euro ve içki fiyatları da hayli pahalı. Eğer öğrencilerin takıldığı bir gece kulübü arıyorsanız gitmeniz gereken adres U4 Club, fiyatlar gayet uygun ve her hafta sonu parti düzenleniyor. Eğer Sauna Club arıyorsanız Avrupa’nın en iyilerinden birisi Viyana’da bulunuyor, Karl-Gunsam-Gasse 1 numarada yer alan Goldentime Saunaclub şehirden mutlu ayrılmanızı sağlayacaktır. Striptiz kulübü ararsanız şehrin en iyi kulübü Seilerstätte 5 numarada yer alan Beverly Hills Club Vienna ve bu mekânın alternatifi ise Heiligenstädter Str. 6 numarada bulunan EXZESS! Gentlemen Club Vienna, özel danslar 50 Euro. Erasmus partilerinin yapıldığı ve öğrencilerin takıldığı, çılgın partiler yapılan diğer mekânlar ise; The Travel Shack ve Loco Bar.Alışveriş: Viyana’da alışveriş yapmak istiyorsanız Stephanplatz ve bu meydana bağlanan alışveriş caddeleri sizi yeteri kadar tatmin edecektir. Cadde ismi vermem gerekirse; Hofburg, Graben ve Kärntnerstrasse şehrin en ünlü alışveriş caddeleri. Viyana’dan alınabilecek en güzel hediye Mozart çikolataları ve bunu da alabileceğiniz en uygun adres Billa süpermarketleri. Çikolatalar hazır paketler halinde satılıyor, eğer çikolata dükkânlarından alacaksanız 200 gramlık paketler 8 Euro. Habsburg Hanedanlığından dolayı şehirde porselen ve cam ürünler de oldukça popüler ancak aldıktan sonra bir de onu eve sağlam getirebilmek var. Yine de porselen ürünlerden hediyelik alabilirsiniz. Magnet alacaksanız eski şehrin bütün sokaklarında hediyelik eşya satan dükkânlar bulunuyor, dilediğiniz herhangi birinden alabilirsiniz. Magnet fiyatları ortalama 3-4 Euro. Viyana’nın bit pazarı, Riesenflohmarkt Wienerberg adı ile Wienerbergstraße caddesinde kuruluyor. Eğer alışveriş merkezi ararsanız Tuna Nehri kenarı Wagramer Strasse 81 numarada bulunan Donau Zentrum sizin için yeterli olacaktır.
Viyana Gezilecek Yerler;
Viyana birçok Avrupa şehri gibi toplu taşıma kullanmadan, yürüyerek rahatlıkla gezilebilecek bir şehir ve ben her zaman kendi yaptığım gibi yürüyerek gezip, şehri sokak sokak öğrenmenizi öneriyorum. Metro ağı o kadar gelişmiş ki, toplu taşıma kullanacaksanız metro ve tramvay ile hiç yürümeden her noktaya gidebilirsiniz ancak ben gerek görmüyorum çünkü duraklar birbirine çok yakın, toplu taşıma kullanmak ile kullanmamak arasında bir fark yok diyebilirim.
Mariahilfer Strasse: Viyana’da gezilecek çok fazla yer var ama ben kendim için çizdiğim şehir rotasını vereyim ister başından ister sonundan takip edin. Benim hostelim Wombats olduğu için ve Westbahnhof’a da yakın olmasından dolayı, rotamı Viyana’nın İstiklal Caddesi diyebileceğimiz Mariahilfer Strasse isimli caddeden başlattım. Bu caddenin bir ucu Auer-Welsbach Park’ta ve bir ucu da Karlplatz’a yakın olan müzeler adası Museumsquartier’da bulunuyor. Viyana’nın en uzun caddesi hatta Avrupa’nın da en uzun caddelerinden birisi ancak sizi ilgilendiren kısmı Westbahnhof ve Museumsquartier arasında kalan kısmı. Westbahnhof’un tam karşısındaki kavşakta caddenin hareketli bölümü başlıyor. Burası; sağlı sollu mağazaların, kafelerin, restoranların, hediyelik eşya dükkânlarının ve aklınıza gelebilecek her türlü işyerinin olduğu ayrıca sokak sanatçılarının performans sergilediği bir yürüyüş caddesi. Caddeye girin ve sağa sola baka baka, salınan insanları izleye izleye caddenin bittiği yer olan Museumsquartier’e kadar yürüyün. Eğer ilginizi çekerse cadde üzerinde Nelkengasse sokağına girin, Haus Des Meeres denilen akvaryumu ve hayvanat bahçesini gezin. Burada birçok çeşit memeli hayvan, kuşlar, sürüngenler ve balıklar var ayrıca terasına çıkıp kafeteryada bir şeyler içip, gayet net olan Viyana manzarasını izleyebilirsiniz. Yaz döneminde kapısında çok sıra oluyor o yüzden gireceksiniz biletlerinizi online alın, sıra beklemeden kafadan dalın içeriye. Giriş ücretleri yetişkinler için 15.80 Euro ve öğrenciler için ise 11.90 Euro.
Museumsquartier: Caddenin sonunda müzeler adası denilen Museumsquartier bulunuyor. Burası Karlplatz, Rathausplatz ve Stephanplatz’ın tam ortası. Müzeler adası 1920lere kadar at ahırıymış, avlusunda atlar bağlanır ve otlanırmış, daha sonra sergileme ve depolama alanı yapılmış. Değerlendirmek için otel ya da alışveriş merkezi yapılmak istenmiş ve 1989 yılında burayı ne yapalım diye yarışma yapılmış, yarışmayı Ortner adında bir mimar kazanmış ve burayı müze kompleksi yapalım demiş, 2001 yılında yapmış ve böyle de kalmış. Bu alanda 46 tane müze bulunuyor, hepsini gezmek hayli zor ancak Leopold, MUMOK, Kunsthalle, ZOOM ve Quartier21 isimli müzeler en ilgi çekici olanlar. Müzelerin giriş ücretleri ortalama 12-15 Euro arasında.
Maria-Theresien Platz (Teresa Meydanı): Museumsquartier’in arkasına geçtiğiniz zaman Maria-Theresien Platz yani Teresa Meydanı’nı ve meydanın tam ortasında Teresa Heykeli’ni ayrıca sağınızda Viyana Sanat Tarihi Müzesi’ni ve solunuzda da Doğa Tarihi Müzesi’ni göreceksiniz. Bu meydanda, Noel döneminde Christmas Market kuruluyor ve muhteşem bir atmosfere sahip oluyor. Binaların, meydanın ve heykelin bol bol fotoğraflarını çekin. Meydanda bulunan Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde; Efes Antik Kenti’ne ait eserler, silah ve zırh koleksiyonu, bozuk para koleksiyonu, Mısır ve Asya koleksiyonları, müzik aletleri koleksiyonu ve Pieter Brueghel’in meşhur Babil Kulesi tablosu sergileniyor. Müzeyi gezmek isterseniz giriş ücretleri; yetişkinler için 14 Euro ve öğrenciler için ise 11 Euro.
Vienna Museum of Natural History: Sanat tarihi müzesinin hemen karşısında, Avrupa’nın en büyük doğa tarihi müzesi yer alıyor. Bence burayı mutlaka gezin. Dünyanın dört bir yanından getirilen jeolojik taşlar, fosiller, dinozor iskeletleri, ilk insan modelleri ve tarih öncesine ait buluntular sergileniyor. Müze gerçekten çok büyük ve tam anlamıyla gezmek yaklaşık 4-5 saat sürüyor o yüzden ona göre vakit ayırmalısınız. Müzenin giriş ücretleri; yetişkinler için 10 Euro ve öğrenciler için ise 5 Euro.
Austrian Parliament Building: Müzeleri ve meydanı gezdiyseniz, parkın diğer tarafındaki ana cadde olan Burgring caddesine çıkın ve sola dönün. Caddeyi takip ettiğinizde yolun kıvrıldığı yerde ve sol tarafınızda kalan, sütunları olan beyaz bina Avusturya Parlamento Binası. Bu binanın temeli 1874 yılında atılmış ve 1883 yılında tamamlanmış. Toplamda 13.500 metre kare alan üzerine kurulu olan bu yapı, Yunan Revival tarzında inşa edilmiş. 2. Dünya Savaşı sırasında çok ağır hasarlar almış ve savaş sonrasında aslına uygun olarak restore edilmiş. Bina içerisinde; Milli Konsey Odası, Federal Konsey ve eski İmparatorluk odaları, Temsilciler Meclisi, komite odaları, kütüphaneler, lobiler, yemek odası, bar ve gimnazyum denilen okul bulunuyor. (Gymnasium; Hollanda ve Almanya'da öğrencileri üniversiteye hazırlayan okul. Almanya'da var olan 4 okullu eğitim sisteminin en yüksek okulu olup, gidilebilecek en yüksek dereceli lisedir. Türkiye'de lise seviyesinin üstündedir. Gymnasium'a girebilmek için ders notlarının iyi olması şartı vardır. 13. sınıfın sonunda Abitur denilen bitirme sınavını başaran kişi mezun olur ve üniversiteye gitmeye hak kazanır. Abitur sınavı 4 dersten oluşur. Bu dersleri öğrenci seçer. İstanbul Lisesi, Alman Lisesi ve Sankt Georg Avusturya Lisesi Gymnasium unvanı sahibidir. Wikipedia) Binanın en ilgi çekici kısmı, Pallas Athena adı verilen ve ünlü mimar Hansen tarafından inşa edilen ana girişi ve girişin önünde bulunan çeşme. Parlamento binası; önemli devlet törenlerine, Avusturya Cumhurbaşkanı’nın yemin törenine ve Avusturya Ulusal Günü’nde yapılan devlet konuşmasına sahne oluyor. Binanın içerisi gezilemiyor o yüzden dışarıdan fotoğraflama ile yetinmek zorundasınız.
Rathaus (Belediye Binası): Parlamento binasını geçtikten sonra yine solunuzda, 1883 yılında gotik tarzda inşa edilen belediye binası Rathaus’u ve içinde bulunduğu park olan Rathauspark’ı göreceksiniz. Bina muazzam kareler sunuyor o yüzden güzel fotoğraflar çekeceğinizden eminim. Yılın belirli dönemlerinde Rathaus önünde dev bir sinevizyon kuruluyor ve Viyana Film Festivali çerçevesinde her gün gösterim oluyor. Kış aylarında avlusu buz tuttuğu için buz pisti yapılıyor ve Noel döneminde ise Christmas Market kuruluyor, bol bol sıcak şarap içiliyor.
Votivkirche: Rathaus’un diğer yanında Viyana Üniversitesi, üniversitenin yan tarafında ise 1856 yılında Kral Joseph’e yapılan suikast girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, kardeşi Maximillian tarafından adak olarak yaptırılan 99 metrelik kulesi ile gotik bir kilise ve kilisenin hemen önünde Maximilianplatz yani Maximilian Meydanı yer alıyor. Kilisenin kulesinden muhteşem Viyana manzarasına şahit olabilirsiniz, ücreti 4 Euro.
Burgtheater: Rathaus’un tam karşısında ve yolun kenarında ise Ulusal Tiyatro Binası var. Bina, 1861 ve 1869 arasında Sicard von Sicardsburg ve Eduard van der Null tarafından Rönesans tarzında inşa edilmiş ayrıca açılışı Mozart'ın ünlü eseri Don Giovanni ile yapılmış. Orijinal binanın 2. Dünya Savaşı’nda tamamen yıkılması üzerine aslına uygun olarak tekrar inşa edilmiş ve 1955 yılında Beethoven'ın ünlü eseri Fidelio ile tekrar açılmış. Burada haftanın belirli günleri tiyatro gösterileri düzenleniyor, bilet ücretleri ise 7.50 Euro ve 59 Euro arasında değişiyor. Biletleri dilerseniz Operngasse 2/1010 Wien adresinde bulunan bilet ofisinden dilerseniz de Burgtheater veya Culturall adreslerinden online olarak satın alabiliyorsunuz. Tiyatro gösterisini ayakta izlemek isterseniz, ayakta izleme biletleri 2.50 Euro’ya satılıyor. Eğer sadece gezmek istiyorsanız da her gün saat 15.00’da düzenlenen 50 dakikalık rehberli turlara katılabilirsiniz. Rehberli turlar yetişkinler için 7.5 Euro ve öğrenciler için ise 3.50 Euro, toplanma yeri ise binanın ana giriş kapısı.
Volksgarten - Heldenplatz: Bunları gezdiyseniz, parlamento binasının karşısında ki parka girin. Parlamento binasının tam karşısına düşen park Volksgarten, Teresa Meydanı’nın karşısına düşen park ise Heldenplatz. Parklarda soluklanın ve biraz vakit geçirin. Heldenplatz’ı kucaklayan, heybetiyle duran büyük bina National State Hall yani Milli Kütüphane. Karşısında ki heykel ise Savoy Prensi Eugen’in heykeli. Eugen Paris’te doğmuş, II. Viyana Kuşatmasında Viyana’nın savunulmasında görev almış, 1697 yılında Macaristan’daki Avusturya Ordusu’nun başına geçmiş, 1697’de yapılan Zenta Savaşı’nda Osmanlı’yı yenerek 1699 yılında Osmanlı’lara Karlofça Antlaşması’nı imzalattırmış, bu zaferin şerefine kazandığı servetle Belvedere Sarayı’nı yaptırmış, 1717 yılında Belgrad’ı tekrar Osmanlı’ların elinden almış ve Pasarofça Antlaşması’nı imzalattırıp Osmanlı’ya toprak kaybettirmiş. Milli Kütüphane yapıldığında içine ilk koyulan kitaplar Eugen’in kitaplarıymış ve hala yerini koruyor.
Staatsoper (Viyana Devlet Opera Binası): Kütüphaneyi gezdiyseniz, hemen arkasındaki Burggarten’e geçin. Burası şehrin parklarından birisi. Parkta vakit geçirdikten sonra parka bağlanan Hanuschgasse ya da Opernring caddelerinden herhangi birine gireceksiniz ve kütüphane arkanızda kalacak şekilde caddeyi devam edeceksiniz. Birkaç yüz metre devam ettikten sonra caddenin hemen yan tarafında, tüm ihtişamıyla Viyana Opera Binası olan Staatsoper’i göreceksiniz. Burası hem mimari açıdan hem de opera gösterileri açısından hayli ilgi çekici ayrıca her yılbaşında dünyanın en iyi orkestrası olan Viyana Filarmoni Orkestrası burada konser veriyor. Staatsoper’de düzenlenen operalara ucuz bilet almak istiyorsanız, 2 saat öncesinden gelip herkes gibi sıraya girin ve 4-5 Euro’ya satılan ayakta izleme biletlerinden birini kapın.
Hotel Sacher Wien: Opera binası ile işiniz bittikten sonra, hemen yan tarafındaki geniş cadde Philharmoniker caddesini atladığınız takdirde Hotel Sacher Wien’i göreceksiniz. Viyana’nın en meşhur pastanelerinden birisi ve Viyana’nın en çok yenilen pastası, bu hotelin altındaki Sacher Pastanesi’nde satılıyor. Zaten kapısında insan kuyruğu görünce doğru yere geldiğinizi anlayacaksınız. Bu pastanede mutlaka hayli meşhur olan Sachertorte isimli çikolatalı pastadan yemelisiniz. Pastalar ortalama 6-7 Euro.
Albertina Museum: Pastanızı yediyseniz, hotelin karşısındaki kavşaktan karşıya geçiyorsunuz ve tam olarak Albertinaplatz meydanında kalan Albertina Müzesi’ni buluyorsunuz. Burası, Avrupa’nın en önde gelen resim-sanat müzelerinden birisi. Müze içerisinde; Monet, Picasso, Baselitz ve Gustav Klimt’e ait önemli eserler ayrıca bunların haricinde ise taş baskı, ağaç baskı ve gravür teknikleriyle yapılan resimler yer alıyor. Müzenin giriş ücretleri; yetişkinler için 12 Euro ve öğrenciler için ise 8.5 Euro.
Hofburg Palace: Albertina Müzesi’nin hemen yanındaki AugustinerStrasse caddesinden, müze solunuzda kalacak şekilde devam ettiğinizde caddenin sonu Michaelerplatz yani Hofburg Sarayı’nın önündeki meydana çıkacak. Hofburg Sarayı muhakkak girip gezmeniz gereken bir yer, zaten Viyana’ya gelen turistler de koşa koşa ilk olarak burayı ziyaret ediyorlar. Burada Hitler halka propagandalar yapmış ve ‘ekmek bulamazlarsa pasta yesinler’ diyen o meşhur Fransız Kraliçesi Marie Antoinette de bu sarayda doğmuş. Başta Avustuya’yı Avusturya yapan Habsburg Hanedanlığı’ndan Kral Franz Joseph ve Sisi kod isimli karısı Elizabeth olmak üzere, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kraliyet aileleri tarafından kışlık saray olarak kullanılmış. İçerisinde; Kraliyet ailelerine ait özel eşyalar, Sisi’nin kişisel eşyaları ve Cenova’da sırtına saplanarak öldürüldüğü hançer, kraliyet mücevherleri, mutfak eşyaları, gümüşten yapılan eşyalar vs. sergileniyor. Sarayı gezmek yaklaşık 2-3 saat sürüyor, Salı günleri içindeki çoğu müze kapalı oluyor ve rehber eşliğinde gezmek isterseniz de rehberli turlar düzenleniyor. Giriş ücreti audio guide dahil 11.5 Euro. Biletinizi online almanızı tavsiye ederim çünkü bu sayede sıra bekleme derdinden kurtuluyorsunuz. Fotoğraf çekebilmenize yarayan stickerlardan satın almayın çünkü zaten herkes gizli gizli fotoğraf çekiyor, siz de öyle yapın.
St. Michael’s Church: Hofburg Sarayı’nın hemen sağında St. Michael Kilisesi diğer adıyla Michaelerkirche yer alıyor. Bu kilise şehrin eski kiliselerinden ve Viyana’da kalan birkaç Romanesk binadan birisi. 1200’lü yıllardan kalan Michaelerkirche, İmparatorluk Mahkemesi'nin bölge kilisesi olarak kullanılmış. Kilisenin altında Aziz Michael için yapılan ve Michaelergruft denilen kripta yer alıyor. 4000'den fazla cesedin iyi şekilde korunduğu bu kriptaya, ailenin ölen bireyleri iklim koşullarının ve sıcaklığın değişmemesi için özel mermer levhalar ile indirilmişler. Kripta içerisinde birçok mumyalanmış ceset sergileniyor. Sergilenen bu mumyalarından en ünlüsü ise 1698-1782 yılları arasında yaşamış olan ve Barok dönemin en önemli opera yazarı olarak kabul edilen Pietro Metastasio. Kilisenin iç kısmını münferit olarak gezebiliyorsunuz ancak kripta bölümü sadece rehberli turlar ile gezilebiliyor. Rehberli tur ücretleri; yetişkinler için 7 Euro ve öğrenciler için ise 3 Euro.
Kohlmarkt: Hofburg Sarayı’nın tam karşısında ki hareketli cadde, eski şehir İnnere Stadt’ın en ünlü caddesi olan Kohlmarkt. Trafiğe kapalı olan ayrıca lüks mağazalar ve pastaneler yer alan bir alışveriş caddesi. Caddenin Hofburg Sarayı’nın olduğu başında ünlü Demel Pastanesi yer alıyor. Bu pastane aynı zamanda Kraliyet Ailesi için de üretim yapan saray pastanesi. En ünlü tatlısı ise elmalı turta olarak tabir edebileceğim Apfelstrudel. Dilerseniz pastane içerisinde oturup kahve eşliğinde yiyebilir dilerseniz de paket olarak alabilirsiniz. Tatlının ücreti 4 Euro.
Graben: Kohlmarkt caddesinin devamında, bu caddeyi kesen ve kalabalığından tanıyacağınız diğer yürüyüş caddesi Graben bulunuyor. Graben caddesi de sağlı sollu mağazaların yer aldığı bir yürüyüş caddesi. Caddenin ortasında, 1693 yılında şehrin veba salgınından kurtulması şerefine yapılan veba anıtı bulunuyor. Caddeye Kohlmarkt caddesinden girdiğinizde, hemen solunuzda Ortaçağ’dan kalan ve Viyana’nın en eski kilisesi olan St. Peter Kilisesi’ni göreceksiniz, kiliseyi ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz.
Stephanplatz: Graben caddesinden devam ettiğinizde Viyana’nın kalbi diyebileceğim, şehrin en ünlü ve en turistik meydanı olan Stephanplatz’a çıkacak ve meydana çıkar çıkmaz tüm ihtişamıyla St. Stephan Katedrali’ni göreceksiniz. Bu katedral, 1147 yılında Avusturya Dükü IV. Rudolf tarafından gotik tarzda inşa ettirilmiş, 1534 yılında çan kulesine Osmanlı akınlarını haber vermesi için bir görevli yerleştirilmiş ve sırf bu görev için memuriyet kurulmuş. 1956 yılında Viyana Belediye Meclisi tarafından, artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığına kanaat getirilerek bu memuriyet kaldırılmış ve Viyana Başpiskopusu’nun ikametgahı olmuş. Katedralin içine giriş ücretsiz. Mutlaka 370 basamaklı kuleye tırmanmalı ve muhteşem Viyana manzarasını seyretmelisiniz. Katedralin hemen arkasında ise bir azizin ayakları altında ezilen Osmanlı akıncısı heykeli yer alıyor, bizim açımızdan turistik bir anıt değil ancak dilerseniz katedralin arkasına dolanıp bu anıtı görebilirsiniz.
Donauturm: Katedrali solunuza alıp dümdüz devam ettiğiniz zaman Tuna Nehri’nin küçük bir damarına, onu da atlayıp devam ettikten sonra ise Tuna Nehri’nin ana koluna çıkacaksınız. Karşınıza gelen köprüden geçip Tuna Nehri’ni atladıktan sonra da hemen solunuzda, 252 metre uzunluğa sahip sinyal verici Tuna Kulesi’ni yani Donauturm’u göreceksiniz. Kulenin 150. Metresinde bir gözetleme noktası bulunuyor. Buraya dilerseniz asansörle dilerseniz de 770 basamaklı merdiveni kullanarak çıkabilir ve Viyana’ya kuşbakışı bakabilirsiniz. Gözetleme noktasında ki restoranda kahvaltı yapmak isterseniz ücreti 30 Euro, öğle yemeği yemek isterseniz 40 Euro, akşam yemeği yemek isterseniz 50 Euro ve sadece kuleye çıkıp manzara izlemek isterseniz de bilet ücretleri; yetişkinler için 7.40 Euro ve öğrenciler için ise 5.90 Euro.
Karlsplatz: Tuna Nehri’ni gördüyseniz, gideceğiniz nokta Karlplatz. Buraya ulaşmak için dilerseniz gittiğiniz yoldan aynısı gibi yürüyerek geri dönün dilerseniz de metroya binin. Yürüyerek gidecekseniz, Tuna’dan yürüyerek yine Stephanplatz’a gelin daha sonra ara sokaklardan geze geze 10 dakikada yürüyerek Karslplatz’a gidersiniz. Metroyla gelecekseniz de Karlplatz durağında ineceksiniz. Bu meydanda Viyana Teknik Üniversitesi, Karl Kilisesi ve en önemlisi Naschmarkt isimli pazar yeri bulunuyor. Burada gündüz pazar kuruluyor, akşamları da restoranlarda çalgı çengi eşliğinde Kumkapı havası oluşuyor. Karlplatz’da ayrıca uzak doğu mutfakları da yer arıyor, suşi ya da Çin yemekleri yemek isterseniz doğru adrestesiniz.
Schönbrunn Palace: Viyana’nın şehir merkezini böylelikle gezmiş oluyorsunuz, sıra geldi şehir merkezinden biraz uzak mesafede yer alan ancak kesinlikle gidilmesi gereken noktalara. Bunların ilki şüphesiz Schönbrunn Sarayı. Bu saraya Naschmartk’tan yürüyerek gitmek çok kolay. Naschmark’ın bulunduğu ana cadde olan Linke Wienzeile’yi, Tuna Nehri arkanızda kalacak istikamette dümdüz takip ederseniz, yarım saatlik yürüyüşten sonra direkt Schönbrunn Sarayı’na çıkarsınız. Metroyla gitmek isterseniz de U4 hattına binmeniz gerekiyor. Schönbrunn Sarayı’nın yapımı I. Leopold tarafından emredilmiş ve 1749 yılında Maria Theresa tarafından tamamlattırılmış. İmparator I. Karl, 1918’de tahtı bıraktığını ve Habsburg Hanedanı’nın hakimiyetine son verdiğini bildiren anlaşmayı yine bu sarayda imzalamış. Saray içerisinde; 40’ı turistik ziyaretlere açık olmak üzere 1440 oda, Avrupa’nın en eski hayvanat bahçesi, bitkilerden ve bodur ağaçlardan yapılan bir labirent, tepe kısmında Gloriette adında bir zafer takı ve havuzlar yer alıyor. Avrupa’nın en güzel saraylarından birisi ve Habsburg Hanedanı’nın yazlık sarayı, daha doğrusu kompleksi. Bu kompleksi 2-3 saatte gezmeniz imkânsız o yüzden en az 4-5 saatinizi sadece bu saraya ayırmanız gerekiyor. Bilet fiyatları gezeceğiniz noktalara göre değişiyor, 10 Euro’dan başlıyor ve 40 Euro’ya kadar çıkıyor. Biletleri internetten alırsanız hem daha ucuza alırsınız hem de girişlerde sıra bekleme derdinden kurtulursunuz.
Belvedere Palace: Schönbrunn Sarayı’ndan sonra kesinlikle gezilmesi gereken diğer saray Belvedere Sarayı. Buraya eğer Schönbrunn Sarayı’ndan yürüyerek gidecekseniz; gittiğiniz gibi aynı yoldan tekrar Karlplatz’a dönün, Karlplatz Meydanı’na geldiğinizde sağa dönün ve ana caddeyi takip edin. Oraya çok yakın o yüzden kime sorsanız söyler. Dilerseniz Karlplatz’dan D numaralı tramvay ile de ulaşım sağlamanız mümkün. Belvedere Sarayı, 1668-1745 yıllarında Savoy Prensi Eugen’in emri ile mimar Johann Lucas von Hildebrandt´a yaptırılmış ayrıca Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere olarak iki parça halinde tasarlanmış. Aşağı ve yukarı bölüm, büyük bir bahçe ile birbirine bağlanmış. Gustav Klimt’e ait ünlü ‘The Kiss’ tablosu da dahil olmak üzere birçok tarihi tabloya ev sahipliği yapıyor. Yukarı Belvedere Sarayı´nın en önemli özelliği, 15 Mayıs 1955'de Avusturya'nın II. Dünya Savaşı'ndan sonra özgürlüğüne kavuştuğu anlaşmanın burada imzalanmış olması. Önünde ki havuza yansıyan simetrik görüntüsü ile de ün salan bu sarayı gezmeseniz bile mutlaka fotoğraflamalısınız. Yukarı Belvedere ve Aşağı Belvedere’in biletleri ayrı satılıyor, her biri 12.5 Euro. Biletleri sarayın yanındaki gişelerden alabilirsiniz ancak online alırsanız hem paradan kâr eder hem de sıra beklemekten kurtulursunuz.
Hundertwasserhaus ve KunstHausWien: Viyana’da mutlaka görülmesi gereken son durağınız, sıra dışı binalar olan Hundertwasserhaus ve KunstHausWien. Bu binalar, Viyana’nın Gaudi’si olan aykırı sanatçı Friedensreich Hundertwasser’in düşüncesi ve mimar Joseph Karawina’nın tasarımı ile hayata geçirilmiş. Hundertwasserhaus’da 52 daire ve 4 dükkân, karşısında da mutlaka gezmeniz gereken bir pasaj bulunuyor. Dükkânlarda da ev ile ve Viyana ile ilgili hediyelik eşya satılıyor. Rengarenk ve pencerelerinden ağaç çıkan dış görüntüsüyle Gaudi’nin binalarını andırıyor. Diğer bina KunstHausWien içinde ise mimara ait sanat eserlerin olduğu sergiler var. İki bina birbirine çok yakın, yürüyerek gidebilirsiniz. Burası Tuna Nehri’nin kıyısında ve merkeze biraz uzak kalıyor, yürümek istemezseniz 1 numaralı tramvay ile kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
Gezilmesi Gereken Diğer Noktalar: Yukarıda saydıklarım bana göre mutlaka görülmesi gereken noktalar. Bunların haricinde vaktinize ve paranıza göre değerlendirebileceğiniz diğer yerler; Maria vom Siege Kilisesi, Mariahilf Kilisesi, Steinhof Kilisesi, Leopoldstadt bölgesinde kurulu olan lunapark Prater, Tükler’in Viyana kuşatmasında gelebildiği son nokta olan ve içerisinde Yunus Emre Çeşmesi’nin olduğu Türkenschanzpark, Kahlenberg Tepesi ve Grinzing Meyhaneleri, Sigmund Freud’un kızı tarafından müzeye dönüştürülen ve içerisinde özel eşyalarının olduğu ev, Müzik Evi, ünlü Cafe Hawelka, kral ve kraliçelinin mezarlarının olduğu Kaisergruft Kilisesi ve daha birçoğu. Viyana’da 150’den fazla müze ve 200’den fazla gezilecek nokta var, bunların tamamını gezmek mümkün değil zira öyle bir şey için Viyana’da yaşıyor olmanız gerekir.
Viyana Hakkında Faydalı Bilgiler;
Vienna Card: Eğer Viyana’ya müze gezmek için gelmişseniz ve biletlerinizi internetten almayacaksanız mutlaka ama mutlaka Viyana Card satın alın. Kart ücreti 20 Euro ancak müzelere ücretsiz giriş imkânı sağlamıyor sadece indirim yapıyor, yine de çok müzeye girecekseniz almalısınız. Toplu taşıma kartlarından almanıza gerek yok metroya ya da tramvaya çok fazla binmeyeceksiniz. Şehir küçük ve gezilecek noktalar birbirine yakın o yüzden sadece birkaç kez ihtiyacınız olacak, onlarda da bilet almayın kaçak binin. Toplu taşıma bileti alacaksanız tek kullanımlık biletler 2 Euro ve turnike olmadığı için biletinizi metro girişlerinde bulunan makinelerde ‘validate’ etmeniz yani üzerine saat ve tarih bastırmanız gerekiyor. Metroya kaçak binin dedim çünkü ceza yeseniz bile bunu ödemek zorunda değilsiniz, eğer sivil kontrol görevlileri tarafından yakalanırsanız nakit ödemeyi kabul etmeyin, pasaportunuza yazmalarını söyleyin. Detayları Ulaşım bölümünden okuyabilirsiniz.
1- Viyana genel olarak çok pahalı bir şehir o yüzden hesabınızı iyi yapın çünkü her kalemde gerçekten cebinizden çok para çıkacak, özellikle de müze girişlerinde.
2- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın. Hangi ülkede okuduğunuzu sorarlarsa herhangi bir Avrupa Birliği ülkesini söyleyin zira AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarının öğrencilerini öğrenciden saymayabiliyorlar.
3- Ucuz market ararsanız; Aldi, Lidl, Spar, Penny, Billa, Merkur, Hofer ve Tesco Market, aklınızda bulunsun. Bunlardan en ucuzu Billa diyebilirim.
4- Ünlü Mozart çikolatalarından alacaksanız turistik yerlerden almayın. Örneğin Billa marketlerinde satılıyor, aynı marka ve aynı lezzet ama çok daha ucuz.
5- Kahvaltı için Subway’den büyük ekmek sandviç yaptırın, ikiye böldürün ve yarısını sabah yarısını öğlen yiyiyn ki iki öğünü de aradan çıkarmış olun ayrıca bu kart ile öğrenci indirimi yaptırmayı unutmayın.
6- 1 numaralı tramvaya mutlaka binin, size panaromik bir şehir turu yaptıracaktır.
7- Para verip su satın almayın çünkü Viyana’nın şebeke suyu içilebilir durumda. Herhangi bir musluktan ya da gezerken karşılaşacağınız bir çeşmeden şişenizi doldurabilirsiniz.
8- Viyana’ya gitmeden önce Before Sunrise isimli filmi mutlaka izleyin.
9- Çantanızı bırakmak isterseniz; Westbahnhof’da, Hauptbahnhof’da, otobüs terminali Erdberg’de ve havaalanında locker var, boyutlarına göre günlük ücretleri ortalama 3-4 Euro arası.
10- Dışarıda sabahlamayı düşünüyorsanız hem tren garı hem de havaalanı 24 saat açık, içeride kıvrılabilirsiniz. Havaalanında yatacaksanız güvenlik görevlileri gelip uyandırıyor, böyle bir durum yaşarsanız sabah uçağınızın olduğunu ama henüz check-in kontuarının açılmadığını söyleyin.
11- Eğer tarihleriniz esnekse Viyana seyahatinizi Noel haftasına denk getirin derim çünkü şehir rengarenk bir görüntüye oluyor. Tüm meydanlarda Christmas Markt kuruluyor, insanlar üstlerindeki ölü toprağını atıyor ve eğlenceler gece boyu devam ediyor.
11- Operaya gidecekseniz Aziz Stephan Katedrali’nin önünde bilet satan kırmızı takım elbiseli elemanlardan bilet almayın. Viennaconcerts adresinden hepsine tek tek bakın, istediğinizi alın.
12- Stephanplatz’da ya da Michaelerplatz’da faytona binmek isterseniz kesinlikle ilk söyledikleri fiyatı kabul etmeyin çünkü pazarlıkla neredeyse yarı fiyatına kadar düşüyorlar, emin olabilirsiniz.
*Viyana’da kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız, tamamını gezmek için haftalarca kalınmalıdır ama ana hatlarını ve önemli noktalarını gezmek için en az 3 gün. Ben Viyana’ya 3 kez gittim ancak hala gezemediğim onlarca nokta var.
Yorumlar