Vilnius

 

‘Yolu takip etmeyin. Onun yerine yol olmayan yerlerden gidin ve geçtiğiniz yerlerde izinizi bırakın.’  Ralph Waldo Emerson

VİLNİUS GEZİ REHBERİ;

Ulaşım: Vilnius’a Türkiye’den havayolu ile direkt ulaşım sağlamak istiyorsanız tek seçeneğiniz Türk Hava Yolları, biletler kış aylarında ortalama 400-500 TL arasında ve yaz aylarında ise ortalama 500-600 TL arasında değişiyor. Eğer aktarmalı olarak giderim derseniz Ukraine International Airlines, Air France ve Aegean Airlines firmaları ile 250-350 TL arasında uçuş yapabilirsiniz. Vilnius’a diğer Avrupa şehirlerinden havayolu ile gidecekseniz Air Baltic ve Ryanair firmalarından gayet makul fiyatlara bilet alabilirsiniz. Vilnius’a Baltık ülkeleri başta olmak üzere diğer Avrupa şehirlerinden otobüs ile de kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz, otobüs kullanacaksanız tercih edebileceğiniz firmalar; Ecolines, Simple Express, Lux Express, Polskibus ve Superbus. Eğer ucuz olsun diyorsanız Simple Express’i tercih etmelisiniz çünkü biletini erkenden alırsanız 3-5 Euro gibi fiyatlara Baltık ülkeleri arasında seyahat edebilirsiniz. Otobüslerde ücretsiz self servis çay-kahve dolabı, tuvalet ve wi-fi hizmeti bulunuyor. Vilnius’a tren kullanarak da Avrupa şehirlerinden kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Bunların haricinde mutlaka değerlendirmeniz gereken bir diğer alternatif de Blablacar, neredeyse her gün Baltık ülkeleri arasında seyahat eden ve kendine yol arkadaşı arayan birilerini bulabilirsiniz. Vilnius’a havayolu kullanarak gelmişseniz ineceğiniz havaalanı Vilnius Airport şehir merkezine 6 km uzaklıkta yer alıyor ve buradan şehir merkezine gitmek için 2 seçeneğiniz var. Birincisi express servisler, ikincisi ise tren. Şehir merkezine otobüs ile gidecekseniz; çıkış kapısının hemen önünde bir otobüs durağı göreceksiniz daha doğrusu minibüs durağı çünkü şehir merkezine minibüs servisler gidiyor, ücreti 1 Euro ve tek parça bagaj kabul ediliyor, ikinci bagaj için 1 Euro daha istiyorlar. Servislerde internet var, 10 dakikada şehir merkezine çok yakın konumda olan tren garı ve otogara varıyor. Eğer tren ile gitmek isterseniz havaalanında bulunan duraktan 45 dakikada bir tren kalkıyor ve şehir merkezinde bulunan ana tren garına 10 dakikada gidiyor, ücreti yine 1 Euro. Taksi ile gidecekseniz de şehir merkezi çok yakın olduğu için sakın 10 Euro’dan daha fazla bir ücret ödemeyin ona göre pazarlığınızı yapın, kazıklanmayın. Vilnius’a otobüs ile gelmişseniz ineceğiniz yer Stotis denilen merkez otogar ve burası merkez tren garı ile yan yana, şehir merkezine çok yakın bir konumda ayrıca şehir değiştirecekseniz otobüs biletlerini de burada bulunan gişelerden satın alabilirsiniz. Tren ile gelmişseniz dediğim gibi şehir merkezine çok yakın konumda olan merkez tren garında ineceksiniz ve buradan istediğiniz yere yürüyerek kolayca ulaşacaksınız.

Konaklama: Vilnius’ta konaklama için çok fazla hostel seçeneği bulabilirsiniz. Tavsiyede bulunacak olursam ilk önereceğim yer; kendi konakladığım ve bugüne kadar konakladığım en güzel hostellerden birisi olan Jamaica Hostel olur. Bu hostel, Old Town ile tren garı-otobüs terminali ortasında ve konum olarak çok iyi bir durumda. Odalarında bulunan yataklarında cibinlik göreceğiniz ve ortak alanında gerçekten keyifli zaman geçireceğiniz bir hostel. Hostelin kendine ait eğlenceli bir barı ve yemek yapabileceğiniz büyük bir mutfağı bulunuyor. Dilerseniz çift kişilik odası da bulunuyor. Odaları, banyosu ve tuvaletleri tertemiz olan bu başarılı hostelin gecelik ortalama ücreti ise 10 Euro. Eğer Vilnius’a yaz aylarında gitmişseniz mutlaka değerlendirmeniz gereken hostellerden birisi Downtown Forest Hostel & Camping. Bu hostel Uzupis sınırları içerisinde, nehir kenarında ve şehir merkezinin tepesinde kalıyor, bahçesine dilerseniz çadır kurabilir ya da çadır kiralayabilirsiniz. Yeşillerin içinde son derece huzurlu, tertemiz ve şehir merkezine de yakın bir konumda olan bu hostelin gecelik ortalama ücreti ise 7-10 Euro arasında. Vilnius’ta butik hotel ayarında bir hostel arıyorsanız gitmeniz gereken yer Fabrika Hostel & Gallery. Bu hostel şehir merkezine yakın bir konumda yer alıyor, iç dizaynı gerçekten lüks diyebileceğimiz standartlarda ve size adeta bir hotel konforu yaşatacak. Gecelik ortalama ücreti 7 Euro. Son olarak yine yüksek standartlara sahip olan Vilnius Home Hostel’i tercih edebilirsiniz, şehir merkezine çok yakın bir konumda ve gecelik ortalama ise 10 Euro.

Yeme-İçme: Vilnius’ta yöresel bir restoran ararsanız gitmeniz gereken yer Pilies Gatve 16 numarada bulunan Forto Dvaras Restaurant. Yemekler genellikle domuz etinden yapılıyor ve fiyatlar ortalamanın üzerinde. Yöresel tat denemek istiyorsanız; ana maddesi pancar olan, yoğurt ve krema eklenerek soğuk servis edilen pembe renkli Borş Çorbasını ve bir mantı türü olan Dumplings’i öneririm. Fast Food ararsanız Cili Pica’nın herhangi bir şubesinde pizza yiyebilirsiniz, örneğin Gedimino Caddesi üzerinde bulunan şubesinde pizzalar gerçekten çok lezzetli ve fiyatlar uygun. Ne içmeliyim diye sorarsanız, kolanın Komünist versiyonu olan Gira’yı deneyebilirsiniz.

Gece Hayatı: Vilnius bir öğrenci şehri olduğu için gece hayatında aradığınızdan fazlasını bulacağınıza eminim. Şehirde gece hayatı genellikle Old Town ve Gedimino Caddesi’ne bağlı olan Vilniaus isimli sokak içerisinde yer alan mekânlarda yaşanıyor. Vilniaus Gatve’de bulunan mekânlardan tavsiyem ise kesinlikle Republic. Şehrin özellikle turistler ve öğrenciler tarafından tercih edilen en popüler mekânı, Pamenkalnio Gatve üzerinde bulunan Disco 311 Buddha Bar. Şehrin en büyük ve otoriter tarafından da tescil edilen en iyi mekânı ise Gedimino Caddesi’nin paralel caddesi olan J. Jasinskio Gatvė 16 numarada bulunan Exit.

Alışveriş: Magnet alacaksanız Pilies Gatve başta olmak üzere Old Town’un ara sokaklarında bulunan seyyar satıcılardan alabilirsiniz, magnet fiyatları ortalama 2-3 Euro. Gedimino Caddesi üzerinde aklınıza gelebilecek her türlü mağazayı bulabilirsiniz. Eğer aradığınız bir alışveriş merkezi ise şehrin en popüler alışveriş merkezleri Panaroma, Akropolis ve GO9. Hediyelik almak istiyorsanız, her Baltık ülkesinde olduğu gibi burada da amber yani kehribardan yapılan takılardan satın alabilirsiniz.

Vilnius Gezilecek Yerler;

    Vilnius’ta sadece turistik noktaları gezecekseniz bana göre toplu taşıma kullanmanıza gerek yok zira şehir çok da büyük değil kısaca istediğiniz her noktaya vereceğim rota ile yürüyerek kolayca gidebilirsiniz. Tabi tüm noktaları 1 günde gezemezsiniz bu yüzden rotayı ikiye bölün ve ertesi gün kaldığınız yerden devam edin.

Katedral Meydanı - St. Stanislav & St. Vladislav Katedrali: Vilnius’ta gezmeye başlamanız gereken yer, şehrin kalbi olarak kabul edilen Katedral Meydanı olmalıdır. Bu meydan; St. Stanislav & St. Vladislav Katedrali’nin bulunduğu, katedrale ait çan kulesini de görebileceğiniz ve özellikle yaz aylarında yoğun bir insan kalabalığına ev sahipliği yapan bir meydan. Meydanın hemen yanı başında bulunan Sereikiskes Parkı’nda güzel vakit geçirebilirsiniz. Sovyet rejimini sonlandırmak için halkın bir araya gelip el ele vererek, Estonya’ya doğru uzanan 595 kilometre uzunluğu ile tarihin en uzun insan zincirini oluşturarak özgürlük şarkıları söyledikleri yer tam olarak burası. Meydanda bulunan St. Stanislav & St. Vladislav isimli katedral; 13. Yy’ın ortasında meydanda heykelini de göreceğiniz Kral Mindaugas tarafından yaptırılan ancak daha sonraları maruz kaldığı yangın ve fırtına gibi doğal etkenler sebebi ile görevini bir süre şehir deposu olarak sürdüren ayrıca 1922 yılında Bazilika ünvanı alarak Papa tarafından özel statü kazandırılan bir katedral. İçerisinde bulunan St. Casimir Şapeli’nin altında; Dük Geminidas gibi Litvanya Büyük Dükalığı’nda tanınmış birçok dük, rahip ve soylunun mezarı ile Polonya Büyük Kralı Alexander’ın mezarı ve mozolesi bulunuyor. Ön çatısında ise St. Elena, St. Casimir ve St. Stanislaw’ın heykellerini görebilirsiniz. Katedralinin hemen karşısında göreceğiniz çan kulesi aslında Belfry isminde bir katedral olarak inşa edilmiş ancak daha sonra çan kulesine dönüştürülmüş. Katedralin içine ücretsiz girebilirsiniz ancak altında bulunan mahzeni gezmek istiyorsanız 10 kişilik gruplar ile geziliyor ve ücreti; yetişkinler için 4.5 Euro, öğrenciler için 2.5 Euro ve İngilizce turlar ise 20 Euro. Asansörü olmayan Belfry Çan Kulesi’ne çıkıp manzara izlemek isterseniz, girişinden bilet alabilirsiniz. Dilerseniz katedralin hemen arkasında bulunan Tarih Müzesi’ni de gezebilirsiniz.

   

Gediminas Kulesi - Gediminas Kalesi: Katedral Meydanı’nda yeterince vakit geçirdiyseniz, sıradaki durağınız katedralin hemen arkasında Arnavut kaldırımlı yolu kullanarak çıkacağınız Gediminas Kulesi ve artık pek bir parçası kalmayan, sadece harabe bir bina ve birkaç duvarını göreceğiniz Gediminas Kalesi. Bu kule, Yukarı Kale olarak da anılan ve 14. Yy’da Litvanya Kralı Gediminas tarafından yaptırılan tahta yapının yerine Dük Vytautas tarafından yaptırılmış. Şehre gelenlere panaromik şehir manzarası izleme imkânı sunuyor ve 4 kata yayılmış halde müze olarak hizmet veriyor. İçerisinde kaleye ait fotoğraflar bulunuyor ve hemen yanında ise arkeolojik kazılarda bulunmuş birçok tarih öncesi buluntu, para ve Litvanya’nın tarihine ışık tutacak objelerin sergilendiği National Museum of Lithuania ve Museum of Applied Art müzeleri yer alıyor. Kulenin içine girmek isterseniz giriş ücretleri; yetişkinler için 4 Euro ve öğrenciler için ise 2 Euro. Kulenin yan tarafında bulunan terasa baktığınızda bir füniküler göreceksiniz. Bu fünikülerin kalkış noktası Arsenalo Street üzerinde bulunuyor, 2003 yılında şehre kazandırılmış, 71 metrelik yüksekliği 35 saniyede çıkabiliyor ve 16 kişi taşıma kapasitesine sahip. Dilerseniz kuleye çıkarken dilerseniz de inerken kullanabilirsiniz, bilet ücretleri; yetişkinler için 1.5 Euro ve öğrenciler için ise 1 Euro. Eğer kulenin içerisini gezmek değil de sadece terasına çıkıp manzara izlemek istiyorsanız bence paranızı boşa harcamayın çünkü kulenin yan tarafından göreceğiniz manzara ile neredeyse aynı manzarayı seyredeceksiniz.   

Trys Kryziai (Three Crosses): Eğer dilerseniz Gediminas Kulesi’ne çıktığınız yolun bağlantısı olan yolları kullanarak karşı tarafta göreceğiniz, Trys Kryziai diğer adı ile Three Crosses yani 3 Haç Tepesi’ne gidebilirsiniz. Bu tepe umut ve umutsuzluğu temsil ediyor ayrıca ilk olarak 17. Yy’da dikilen ancak Stalin döneminde kaldırılan, bağımsızlık kazanıldıktan sonra 2 tane daha eklenerek yeniden dikilen haçlar ile süslenmiş. Şehrin kutsal bir tepesi.

Palace of the Grand Dukes of Lithuania: Gediminas Kalesi’nden sonra 3 Haç Tepesi’ne gittiyseniz de gitmediyseniz de sıradaki durağınız, katedralin hemen arkasında bulunan Palace of the Grand Dukes of Lithuania kısaca Dükler Sarayı olsun. Bu saray, 15. Yy’da Gediminas Kalesi kompleksinin bir uzantısı olarak Alt Kale kısmında inşa edilmiş ayrıca yıllar boyunca Litvanya ve Polonya’nın politik, diplomatik ve kültürel merkezi olarak kullanılmış. Günümüzde ise görevini müze olarak sürdürmeye devam ediyor. Dükler Sarayı özel dönemlerde çeşitli toplantılara, etkinliklere, törenlere, resepsiyonlara ve konserlere ev sahipliği yapıyor. Sarayın içerisinde Antik çağlarda kullanılan birçok materyal, düklerin kişisel eşyaları ve Grand Dük’e ait hazineler sergileniyor. Sarayı ziyaret ederseniz seramoni odası, yemek odası ve düklerin odaları gibi birçok bölümünü yakından görebilirsiniz. Sarayın bahçesinde ise Vilnius’un kurucusu Grand Dük Gediminas‘ın, atıyla birlikte ayakta durduğu ve elinde kılıcını tuttuğu bir anıt heykel bulunuyor. Gotik-Rönesans ve Barok tarza sahip olan, devasa bir saray kompleksi. Burayı gezmek istiyorsanız içeride 2 farklı tur rotası takip ediliyor. Birinci rota, tarihi ve arkeolojik kalıntıları görebileceğiniz ayrıca antik dönemden bu yana sarayın gelişimine tanıklık edeceğiniz bir rota. İkinci rota ise tören salonu gibi birçok salonu görebileceğiniz bir rota. Rehberli turlar 20 Euro, bireysel giriş; yetişkinler için 3 Euro ve öğrenciler için ise 1 Euro.

Gedimino Caddesi: Dükler Sarayı’nı gezdikten sonra tekrar katedral meydanına gelin çünkü sıradaki adresiniz, katedralin tam karşısında bulunan ve şehrin can damarı diyebileceğimiz en geniş caddesi olan Gedimino Caddesi. Katedralin hemen karşısından üzerinde birçok kafe, restoran ve mağaza bulunan bu caddeye girin, sağa sola bakarak küçük adımlarla dümdüz yürüyün. Kalabalığın ve hareketliliğin tadını çıkarın.

Museum of Genocide Victims: Bu caddeden yaklaşık 2 km dümdüz yürüdükten sonra karşınıza büyükçe bir park gelecek. Bu parkı gördüğünüzde Gedimino Caddesi üzerinde hemen solunuzda kalan dar bir sokak göreceksiniz. Bu sokaktan girince bulmanız gereken yer, tabelalarını da göreceğiniz Museum of Genocide Victims diğer adıyla KGB Müzesi. Bu müze; Sovyetlerin Litvanya’yı işgal etmesinin ardından, 1941-1991 yılları arasında Sovyet diktasına direnen ve kimi kaynaklara göre sayıları 60bin’i bulan Litvanya vatandaşının sorgulandığı, hapsedildiği, işkence gördüğü ve öldürüldüğü bir yönetim merkezi. Sovyetler ülkeden çekildikten sonra, 1992 yılında acıları gözler önüne sermek üzere müzeye dönüştürülen bir utanç abidesi. 3 kattan ve 1 bahçeden oluşan bu müzenin bodrum katında; buraya getirilen Litvanyalıların çırılçıplak soyulduğu, üzerinin arandığı, fotoğraflarının çekildiği ve parmak izlerinin alındığı odalar, mahkumların hapsedildiği penceresiz hücreler, günde 1 defa kullanabildikleri toplu tuvaletler ve ayda 1 kere yıkanabildikleri banyolar, çığlıkları duyulmasın diye tüm seslerden yalıtılmış bir odanın dahil olduğu işkence odaları, ortasında küçük bir demir halka olan ve içi soğuk su ile doldurulan, demirden düşen mahkumların buz gibi suya maruz kaldıkları hücre ve gardiyan odaları bulunuyor. Müzenin 1. katında ise Sovyetlere ait eşyalar, belgeler ve teknik aletlerin sergilendiği odalar yer alıyor. Müzenin giriş ücretleri; yetişkinler için 2 Euro, öğrenciler için 1 Euro, rehberli turlar 15 Euro, audio guide 2.5 Euro ve fotoğraf çekebilmenize olanak sağlayan sticker ise 2 Euro.

   

St. Anne Church: KGB Müzesini gezdikten sonra tekrar Gedimino Caddesi’ne çıkın ve Katedral Meydanı’na dönün. Meydandaki heykelin hemen yan tarafında bulunan Sventaragio isimli caddeyi takip edin. Bu cadde, 100 metre kadar yürüdükten sonra sağa doğru kıvırılacak ve kıvrıldıktan sonra 50 metre daha yürüdüğünüzde hemen solunuzda tüm ihtişamı ile St. Anne Kilisesi’ni ve hemen arkasında bulunan Bernardine Kilisesi’ni göreceksiniz. Zaten Katedral Meydanı’nın yan tarafında, sokak başlarında bulunan tabelaları takip ederek de kolayca ulaşabileceksiniz. St Anne Kilisesi, Grand Dük Vytautas tarafından ilk eşi Anne için ilk başta ahşap olarak inşa ettirilmiş ancak daha sonra 33 farklı türde killi topraktan elde edilen kırmızı tuğlanın Gotik tarzda masalsı bir görüntüye büründürülürek bu hali dünyaya kazandırılmış. 500 yıllık bir geçmişe sahip ve yıllar boyunca maruz kaldığı yangınlar, saldırılar ve doğal afetlere rağmen dimdik ayakta kalmayı başarabilmiş. Napolyon bu kiliseye duyduğu hayranlığı ‘Keşke avuçlarımın içine koyup Paris’e götürebilsem’ sözüyle ifade etmiş. Kilisenin tam karşısında ise eylemlere sahne olan küçük bir meydan bulunuyor. Girişi ücretsiz.

K. Mizgirio Gintaro Galerija-Muziejus: St. Anne Kilisesi’ni gördükten sonra hemen karşısında bulunan Sv. Mykolo g. isimli dar sokağa girin, bu sokağa girer girmez sokak çatallaşacak. Siz soldan Mykolo Sokağı’nı düz devam ederseniz, 50 metre sonra hemen sağınızda K. Mizgirio Gintaro Galerija-Muziejus yani Amber Galerisi’ni görürsünüz. Bu galeri 15. Yy’dan kalma bir binada bulunuyor ve amber ya da diğer adıyla kehribarın nasıl bulunduğuna, nasıl çıkarıldığına ve nasıl işlendiğine dair her şeyi öğrenebiliyorsunuz. İçerisinde bin bir çeşit kehribar sergileniyor ve satılıyor. Eğer Mykolo sokağından düz devam etmez de sola yani A. Volago g. sokağına dönerseniz, karşınıza çıkacak olan diğer önemli nokta Literatu Gatve isimli sokak. Bu sokak; Litvanya tarihine iz bırakmış olan tüm sanatçıların, kendi alanlarında kullandıkları materyaller ile bir duvar üzerinde ölümsüzleştirildiği, adeta bir sanat galerisi görünümünde olan saygıdeğer bir sokak.

Pilies Gatve: Literatu Sokağı’nı takip ettiğiniz zaman çıkacağınız yer, Old Town’un en önemli caddesi olan Pilies Gatve. Bu cadde; sağlı sollu kafeleri, restoranları, eğlence mekânlarını ve mağazaları görebileceğiniz, özellikle yaz aylarında sokak sanatçılarının performanslarını dinleyebileceğiniz ayrıca üzerinde bulunan resim galerisini gezme fırsatı sunan, her daim hareketli ve şehrin en popüler caddelerinden birisi. Pilies Gatve’nin devamı olan Didzioji Caddesi de en az Pilies kadar popüler ve hareketli bir cadde, kaçırmayın derim.

Rotuses Square (Town Hall Square): Pilies Gatve’nin devamı şehrin önemli meydanlarından birisi olan Belediye Meydanı’na çıkıyor. Burası; belediye binasının yer aldığı, yaz aylarında son derece hareketli olan ayrıca konserlere, etkinliklere ve sokak gösterilerine ev sahipliği yapan bir meydan. Yaz mevsiminde gitmişseniz eğlenceli vakit geçirebilirsiniz.

Daukanto Square: Pilies Gatve’nin paralel caddesinde görmeniz gereken en önemli nokta, Başkanlık Sarayı ve Vilnius Üniversitesi’ne de ev sahipliği yapan Daukanto Meydanı. Vilnius Üniversitesi; Cizvit Rahipleri’nin 1569 yılında kurdukları okulun, 1579 yılında Kral Stephan Bathory’nin üniversiteye dönüştürmesi ile 1753 yılında modern bir kurum olarak hayat bulan bir üniversite. Bu yapı, 12 fakülte ve 23bin öğrenciye ev sahipliği yapıyor ayrıca bünyesinde 1750 yılında kurulmuş olan ve 5 milyondan fazla yazılı eser ile el yazması bulunan bir kütüphane ve Aziz John Kilisesi’ni barındırıyor. Toplamda 13 avlu, pasaj ve galeriden oluşan ayrıca Doğu Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birisi. Üniversite’nin mimari bölümünü yetişkinler için 1.5 Euro ve öğrenciler için 50 Cent ücret karşılığında, kütüphane bölümünü ise 4 kişilik gruplar halinde ve rehber eşliğinde yetişkinler için 5 Euro ve öğrenciler için 1.2 Euro karşılığında gezebilir, dilerseniz de meydanda oturup içeceğinizi yudumlarken tarihin ve modernizmin harmanını seyredebilirsiniz.

Stikliu Gatve: Didzioji Caddesi’nden devam ederken, tam meydana geldiğinizde hemen sağınızda Stikliu Gatve isimli bir sokak göreceksiniz, bu sokağa mutlaka girin. Bu sokak da yine üzerinde kafeler, restoranlar ve mağazalar bulunan, neşeli, hareketli ve sanatsal karaktere de sahip olan güzel bir sokak.

Austos Vartu Gatve: Pilies Gatve’nin devamı Didzioji Caddesi ve bu caddenin devamı da Austos Vartu Gatve isimli, şehrin kutsal caddesi. Bu cadde; bünyesinde St Casimir Kilisesi, Holy Spirit Kilisesi, St Theresa Kilisesi, Ulusal Konser Salonu, en önemlisi de Holy Trinity Kilisesi ve mavi renkli Gates of Dawn yani Şafak Kapısı isimli kapıyı barındıran önemli bir cadde. Gates of Dawn, 1503-1522 yılları arasında inşa edilen şehir duvarlarının 5 kapısından, günümüze ulaşmayı başarabilen tek kapı olma ünvanına sahip. Şapelinde dünyaca ünlü Bakire Meryem tablosunu görebilirsiniz. Doğu Avrupa ülkelerinin tamamı tarafından tapınak olarak kabul ediliyor ve yıl boyunca milyonlarca kişi ziyaret ediyor. Kısaca şehrin mabedi diyebileceğimiz kutsal bir nokta.

Uzupis Republic: Vilnius’ta mutlaka uğramanız gereken önemli noktalardan bir diğeri de Pilies Gatve’nin ara sokaklarından Vilnia Nehri’ne doğru yürüyüp, nehrin karşı tarafına geçtiğinizde ulaşacağınız Uzupis Cumhuriyeti. Burası, 1 Nisan 1997 yılında bağımsızlığını ilan etmiş ancak Vilnius’un en eski bölgesi olma ünvanına sahip. Kopenhag-Chiristiania, Ljubljana-Metelkova ve Paris-Montmarte ile benzerlik gösteriyor ayrıca kendi Başbakanı, kendi bayrağı, kendi marşı, kendi psikoposu, kendi kilisesi, 11 askerden oluşan kendi ordusu ve kendi anayasası bulunan bir hipster bölgesi. Uzupis Anayasası; herkes ölme hakkına sahiptir, herkes hata yapma hakkına sahiptir, herkes sevme hakkına sahiptir, herkes kedi sevme hakkına sahiptir, herkes mutlu olma hakkına sahiptir, herkes susma hakkına sahiptir gibi maddeleri olan 41 maddelik bir anayasa. Köprüden geçtikten sonra sağ çaprazda kalan sokağa girerseniz, bu maddelerin Türkçe de dahil olmak üzere birçok dilde yazılı olduğu tabelaların asıldığı bir duvar göreceksiniz. Müdavimlerini genellikle sanatçılar oluşturuyor, girişinde Uzupis Cumhuriyeti tabelası ve meydanında Uzupis’in Meleği isimli sütundan bir anıt bulunuyor. 1 Nisan tarihinde pasaportunuza temsili giriş damgası vurdurabilir, yılın belirli dönemlerinde düzenlenen festivallere, konserlere ve sergilere katılabilirsiniz. Kelime anlamı olarak ‘karşı taraf’ anlamına gelen bu komün yapıda ki Muz Cumhuriyetini kesinlikle hem gündüz hem de gece görmelisiniz.

Manzara Terasları: Uzupis’ten sonra gitmenizi tavsiye edeceğim yer manzara terasları. Bu teraslara ulaşmak için; Uzupis’in Meleği sütununun hemen yanında bulunan Paupio Gatve sokağına giriyorsunuz, bu sokağın bitiminde bulunan parkın içine girip parkın tam ortasından geçen Maironio sokağına solunuz istikametinde bağlanıyorsunuz. Manzara terasları bu sokaktan devam ederek ulaşacağınız Subaciaus St. sokağında bulunuyor. Bu teraslarda şehrin güzel manzarası eşliğinde biranızı içebilir ya da bir şeyler atıştırabilirsiniz.

Hales Turgus: Şehirde mutlaka uğrayın ve alışveriş yapın diyebileceğim nokta ise tren garına çok yakın bir konumda, Pylimo Gatve’de yer alan Hales Turgus yani kapalı pazar alanı. Burada taptaze meyve, sebze ya da et alışverişi yapabilir veya oturup yemeğinizi yiyebilirsiniz.

Lithuanian Theatre Music and Cinema Museum: Vilnius’ta vaktiniz varsa gezebileceğiniz bir diğer müze ise Tiyatro-Müzik-Film Müzesi. Bu müze toplamda 5 bölümden oluşuyor, tiyatro bölümünde; ünlülerin fotoğrafları, sergilenen tiyatro gösterilerinin fotoğrafları, Litvanyalı ünlü tiyatrocuların portreleri ve kostümleri sergileniyor. Müzik bölümünde; 18. ve 20. Yy’lar arasında kullanılan çeşitli müzik aletleri, eski kayıtlar, plaklar ve sanatçıların kişisel koleksiyonları sergileniyor. Sinema bölümünde; görüntü kayıt cihazları, ünlü sinemacılara ait porteler, reklam baskıları ve ünlü kameraman Stepas Uzdonas’a ait olan kameralar sergileniyor. Sanat ve kütüphane bölümlerinde ise kitaplar, önemli yayınlar ve kişisel notları sergileniyor. Gedimino Caddesi’ne bağlı olan Vilniaus caddesi 41 numarada bulunan bu müzenin giriş ücreti; yetişkinler için 2 Euro, öğrenciler için 1 Euro ve rehberli turlar ise 14.40 Euro.

Energy & Technology Museum: Şehirde vakit ve nakit durumunuza göre ziyaret edebileceğiniz bir başka müze ise 1903 yılında 5000 metrekarelik bir alana inşa edilen ve şehirde bulunan en eski enerji santraline kurulan Enerji ve Teknoloji Müzesi. Müzenin araba bölümünde, en eskisi 1904 model Cadillac olmak üzere 90’lı yıllara kadar olan arabaların ve motosikletlerin örneklerini, diğer bölümlerinde ise gaz kontrol panellerini, rüzgâr ve güneş panellerini ayrıca enerji sistemleri ile bu sistemlere ait boruları yakından görebilirsiniz. Bu müzeye; katedralin hemen önünden geçen Sventaragio caddesini, katedral sağınızda kalacak şekilde nehre doğru takip edip, nehri geçtikten sonra hemen solunuzda kalan Rinktinės Gatve isimli cadde üzerinde görebilirsiniz. Müzenin giriş ücretleri; yetişkinler için 3 Euro, öğrenciler için 1.5 Euro ve rehberli turlar ise içeriğine göre 9-18 Euro arasında değişiyor.

Europas Parkas: Son olarak şehrin biraz dışında kalan ancak Vilnius’ta mutlaka görmeniz gereken en önemli noktalardan birisi ise Europas Parkas isimli açık hava müzesi. Bu müze, Litvanyalı ünlü heykeltıraş Gintaras Karosas tarafından 1991 yılında 50 hektarlık bir alan üzerine ve doğayla iç içe bir konumda kurulmuş. Müzenin içerisinde; Guinness Rekorlar Kitabı’na giren 700 metre uzunluğunda ve 3.000 televizyondan oluşan bir labirent, birçok devasa materyal, güzel bir restoran, göletler ve yemyeşil yürüyüş yolları bulunuyor. Şehir merkezine 20 km uzaklıkta bulunan ve eğer toplu taşıma kullanarak gidecekseniz 2 otobüs değiştirerek ulaşabileceğiniz bu açık hava müzesinin giriş ücreti ise 8 Euro.

Vilnius Hakkında Faydalı Bilgiler;

Vilnius City Card: Eğer tüm müzeleri gezmek gibi bir planınız varsa şehir kartı satın almanızı öneririm. Bu kart ile; toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanabilir, yürüyüş turlarına ücretsiz katılabilir, müzeleri ücretsiz ziyaret edebilir, hediyelik eşya satın mağazalardan indirimli fiyat alabilir, otobüs ve minibüsler ile yapılan özel turlar için indirim kazanabilir, indirimli olarak bisiklet kiralayabilir ve anlaşmalı olan kafelerde ya da restoranlarda indirim sağlayabilirsiniz. Kart ücretleri; 24 saat geçerli olan ve toplu taşımayı da içeren kartlar 20 Euro, 24 saat geçerli olan ancak toplu taşımayı içermeyen kartlar 15 Euro, 72 saat geçerli olan ve toplu taşımayı da içeren kartlar 30 Euro ve 14 yaşın altındaki çocuklar için ise %5 indirimli. Şehir kartını turizm ofislerden temin edebilir ya da online olarak satın alabilirsiniz.

1- Litvanya’nın para birimi Litas ancak Euro Zone’a girdiği için her yerde Euro kullanılıyor. 

2- Vilnius’ta toplu taşıma kullanmanıza gerek yok ama illa kullanmak isterseniz; elektronik kartlar 1.5 Euro ve içerisine yükleyeceğiniz 30 dakikalık bilet 0.64 Euro, 60 dakikalık bilet 0.93 Euro. 24 saatlik sınırsız kartlar 3.48 Euro ve 72 saatlik sınırsız kartlar ise 6.08 Euro.

3- Eğer Vilnius’a kış aylarında gidecekseniz inanılmaz soğuk olduğunu bilin, ona göre hazırlıklı gidin.

4- Vilnius genel anlamda gerçekten ucuz bir şehir, gözünüz korkmasın ama yine hesabınızı iyi yapın. 

5- Ucuz market arıyorsanız; Norfa Market, Rimi Market, Maxima Market ve IKI Market şehrin her yerinde karşınıza çıkacaktır.

6- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun ayrıca hangi ülke vatandaşısınız diye sorarsanız herhangi bir Avrupa ülkesini söyleyin zira AB üyesi olmayan ülkelerin öğrencilerini öğrenciden saymayabiliyorlar.

7- Su satın almanıza gerek yok, şehrin şebeke suyu gayet içilebilir durumda.

8- Şehirde karşılaşacağınız Türk vatandaşlarının yüzde 90’ı Erasmus öğrencisi olacaktır, tanışın kaynaşın.

9- Çantanızı bırakmak isterseniz, tren garında locker bulunuyor ve günlük ücreti 1 Euro.

10- Tüm müzelerde ve restoranlarda wi-fi var, aklınızda bulunsun.

11- Vilnius’a gitmişseniz muhtemelen Tallinn ve Riga’ya da gideceksiniz ama bunların haricinde Kaunas ve Trakai şehirleri ile Belarus-Minsk şehrini de mutlaka değerlendirin, buralar hem yakın hem de biletler çok uygun fiyatlarda.

*Kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız, en az 2 tam gün kalmalısınız. En azından gece hayatının hatırına. 

Yorumlar