Sofya
‘Yolculuklar aşıklar kavuşunca son bulur.’ William Shakespeare
SOFYA GEZİ REHBERİ;
Ulaşım: Özel aracınız ile seyahat etmeyi planlamıyorsanız, İstanbul’dan Sofya’ya ulaşım sağlamanın en kolay yolu otobüs kullanmak. Metro Turizm’in İstanbul’dan Sofya’ya günde 5 seferi var. Otobüsler Bayrampaşa Otogar’dan kalkıyor, yolculuk yaklaşık 9 saat sürüyor ve tek yön bilet ücreti 80 TL. Bulgaristan otobüslerine Edirne’den binmeyi planlıyorsanız otobüsler otogara girmiyor, yolcularını çevre yolu üzerinde bulunan ‘Arslanlı Dinlenme Tesisleri’nden’ alıyor. Sofya’ya sefer düzenleyen diğer otobüs firmaları; Alpar Turizm, Has Turizm, Huntur Turizm, Vardar Turizm ve Nişikli Turizm. Alpar Turizm’i tercih ederseniz tek yön bilet ücreti 70 TL, gidiş-dönüş 110 TL ve öğrenci indirimi de yapılıyor ayrıca Alpar’ı kullanmanızı gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim. Huntur Turizm’de tek yön bilet ücreti 55 TL. Sofya’nın otobüs terminali şehir merkezine 10 dakika yürüme mesafesinde yer alıyor ve tren garı ile yan yana. Otogardan çıkınca karşınızda ki caddeden dümdüz yürüdüğünüzde, 10-15 dakika sonra şehir merkezinde oluyorsunuz. Sofya’ya havayolu ile gitmek isterseniz Türk Hava Yolları ile gidebilirsiniz, bilet fiyatları ortalama 250-300 TL arası. Havaalanından da şehir merkeze ulaşmak için 384 numaralı otobüse binebilirsiniz ancak bu otobüs bildiğimiz şehir içi otobüsü o yüzden 5 km yolu 40 dakikada gidiyor. 384 numaralı otobüs biletlerini gişeden ya da otomatlardan alabilirsiniz. Bunun dışında bir de express otobüs var, bu otobüsler 15 dakikada şehir merkeze ulaşıyor, biletleri otobüs kaptanından satın alabiliyorsunuz. Taksiye binmenizi tavsiye etmem çünkü taksi şoförlerinin büyük çoğunluğu dolandırıcı. Her şeye rağmen taksiye binmek isterseniz lisanslı olan taksilere binmelisiniz yani bir taksi durağına kayıtlı olan taksilere. Tabelalarına bakarak lisanlı olup olmadıklarını kolayca anlayabilirsiniz. Şehir içi otobüsleri ya da metroyu kullanmak isterseniz, tek kullanımlık biletler 1 Leva yani yaklaşık olarak 50 Cent. Şehir içi ulaşım biletlerini, metro girişlerinde bulunan gişelerden ya da otomatlardan alabilirsiniz.
Konaklama: Sofya’da konaklama için ilk tavsiyem bizzat tecrübe ettiğim Hostel Mostel. Burası, eğer sezonunda giderseniz tam anlamıyla hostel ortamını yaşayabileceğiniz hostellerden birisi. Gayet merkezi bir konumda yer alıyor, yürüyerek ulaşımı kolay, bahçesi ve otoparkı bulunuyor, insanların kaynaşabildiği bir lobiye sahip ayrıca ücretsiz çay kahvesi imkânı ve ahşap balkonunda oturma keyfi sunuyor. Hostel çift kişilik odalara da sahip, odaları temiz, her odada locker ve yatak başlarında da priz var. Gerçekten başarılı diyebileceğim bu hostelin gecelik fiyatları; 18 kişilik oda için yaklaşık 7 Euro ve tek kişilik oda için ise yaklaşık olarak 20 Euro. Eğer bu hostelde yer bulamamışsanız ya da beğenmezseniz 10 Coins Hostel’e bakabilirsiniz, fiyatları aşağı yukarı aynı. Hostel Mostel’de çift kişilik oda seçerseniz hostel yakınında ki apartmanlardan birinin dairesinde kalıyorsunuz. Hostel’de kalmak istemiyorsanız ya da kalabalıksanız Flatsinsofia sitesinden kiralık daire bakabilirsiniz, hepsi de şehir merkezinde yer alıyor ve fiyatlar 25-50 Euro arasında değişiyor.
Yeme-İçme: Yemek kültürü neredeyse bizimkinin aynısı, tüm Türk yemeklerini isimlerinin biraz farklı halleriyle bulabilirsiniz. Yöresel olarak soğuk sebze çorbası olan Tarator’u, Schopska denilen Bulgar salatasını, Kebapche denilen Bulgar kebabını ve balkabaklı börek Tikvenik’i deneyebilirsiniz. Vitosha Bulvarı’nda birçok restoran bulunuyor, istediğinize oturun zaten hepsi ucuz. Yöresel restoran arıyorsanız Slavianska semtinde bulabilirsiniz. Bilmediğim şeyi yemem diyorsanız adım başı Türk dönerci var, Hostel Mostel’de konaklamayı planlıyorsanız tam karşısında Türk restoranı var ve çoğu Türk yemeğini bulmanız mümkün. Kahvaltı için her yerde pastane ya da fırın bulabilirsiniz. Fiyatlar çok ucuz dilediğinizi gönül rahatlığı ile alabilirsiniz.
Gece Hayatı: Sofya’nın gece hayatını sakın ama sakın küçümsemeyin, gözünüzle gördüğünüz zaman kendinizi Avrupa’nın göbeğinde hissedeceksiniz hatta Avrupa’dan çok önde diyebilirim. Sadece gece hayatı için bile hafta sonu İstanbul’dan çıkılır ve Sofya’ya gidilir. Bu şehirde arayıp da bulamayacağınız hiçbir eğlence türü yok; casinolar, seks kulüpleri, erotik barlar, striptiz kulüpler, publar, birahaneler, meyhaneler ve daha neler neler. Gece hayatında dikkat etmeniz gereken en önemli şeyler; giriş ücretini ve menü ücretlerini peşinen konuşup öğrenmeniz, bir diğeri de mafyavari takılan her adamdan istisnasız uzak durmanız zira onların gerçekten mafya olma olasılığı yüksek. Polise güvenmeyin asla ama asla size yardımcı olmaz, hele ki gece kulübünde. Sakat adamlara bulaşacak olursanız ya da onlar size bulaşırsa ilk fırsatını bulduğunuz anda uzaklaşın, kimseye de güvenmeyin. Bulgar’ın hırsızı çok meşhur o yüzden eğlenmeye gidecekseniz yanınıza cüzdan ve fazla para almayın, yeteri kadar para alın gidin. Mekândan çıktığınızda otobüs ya da tramvay çalışmıyor olursa ve taksiye binecekseniz gideceğiniz yerin parasını peşin peşin konuşun ki taksiyle Sofya turu atmayın. Şehir merkezinde ki mekânlar Vitosha Bulvarı’nın ara sokaklarında yer alıyor, diğer mekânlar ise şehir merkezinden biraz uzak olan öğrenci semti StudentGrad’da bulunuyor. Sofya’nın en popüler, en büyük ve en hareketli mekânı Tsar Osvoboditel Boulevard 20 numarada yer alan Yalta Club. Şehrin iki numarası, tıpkı Yalta gibi extreme dans şovlarına sahne olan, içeriye girdikten sonra asla çıkmak istemeyeceğiniz, Hristo Botev Boulevard 61 numarada yer alan Sin City Club. Şehrin üç numarası ise yine popüler bir gece kulübü olan The Cotton Club. Farklı bir eğlence türü arıyorsanız ve gecenizin mutlu sonlanmasını istiyorsanız gitmeniz gereken adres Night Flight Club. Sofya’da bulunan diğer popüler mekânlar ise; Tequila Club, Plazza Dance Center, PM Club Sofia ve Bedroom Premium Club. Bu saydığım mekânlar da en az diğerleri kadar popüler, hareketli ve eğlenceli. Eğer casinoya gitmek isterseniz pasaportunuz yanınızda olmalı çünkü girişte fotoğrafınızı çekip pasaport bilgileriniz ile geçici kimlik çıkarıyorlar. İçeride yemek içmek bedava ancak yemeğin parası kadar ütülmezseniz, çıkışta sorun yaşamanız muhtemeldir.
Alışveriş: Sofya’da alışveriş yapabileceğiniz en doğru adres şüphesiz Vitosha Bulvarı çünkü bulvar üzerinde onlarca mağaza ve hediyelik eşya dükkânı bulunuyor. Magnet alacaksanız yine buradan alabilirsiniz, magnetler yaklaşık olarak 1 Euro. Satıcıların büyük çoğunluğunun kadın olması sebebiyle kadınlar pazarı olarak anılan ve Stefan Stambolov’da yer alan Women’s Market ya da diğer adıyla Zhenski Pazar denilen pazar alanından çok uygun fiyatlara alışveriş yapabilirsiniz. Alışveriş için diğer pazar alanı alternatifiniz ise Maria Louise Boulevard 24 numarada yer alan kapalı pazar yeri Central Sofia Market Hall. Eğer aradığınız bir alışveriş merkezi ise gitmeniz gereken adresler Mall Of Sofia, Sofia Ring Mall ve The Mall. Sofya’dan ne alınır diye sorarsanız; ünlü kaşar peynirlerinden, renk renk matruşkalardan ve Bulgar bisküvilerinden alabilirsiniz. Bulgaristan’da et ürünleri ülkemize göre çok ucuz ancak gümrükten geçirme şansınız olmadığı için Sofya’dan et ürünü alıp getirmeye çalışmayın. Et haricinde sigara ve alkol fiyatları da ülkemizden daha hesaplı birkaç karton sigara ve birkaç şişe içki alabilirsiniz.
Sofya Gezilecek Yerler;
Sofya, Vitosha Dağı ve Boyana Kilisesi haricinde toplu taşımaya ihtiyaç duymadan yürüyerek kolaylıkla gezebileceğiniz bir şehir. Gezilecek noktaların tamamı birbirine yakın ve neredeyse sıralanmış halde diyebilirim o yüzden bir noktadan diğer noktaya en fazla 5-10 dakika yürüyeceksiniz. Eğer yaz aylarında gitmişseniz, gezdiğiniz esnada yol üzerinde bulunan parklarda solunlanabilirsiniz.
Serdika: Sofya; her köşesi buram buram tarih kokan, küçük, gezmesi çok ama çok zevkli ayrıca bedavadan biraz pahalı olan bir şehir. Sofya’da gezmeye başlayacağınız nokta; Bulgarların Largo dediği komünist binasının da yer aldığı, şehrin ana meydanı olan Serdika. Bu Meydanda; Tzum denilen büyük bir alışveriş merkezi, eski komünist parti binası ve Başkanlık Sarayı’nın oluşturduğu üçgeni göreceksiniz, güzel fotoğraf çıkıyor özellikle hava karardığında.
St. Petka Church: Bu meydanda söylediğim 3 binanın tam ortasında, kulübeye benzer St. Petka Church yani Aziz Petka Kilisesi bulunuyor. Aziz Petka’nın anısına yapılan bu kilise; 11. Yy’dan kalmış, duvarlarının kalınlığı 1 metre ayrıca Bulgarların halk kahramanı Vasil Levski’nin mezarına ev sahipliği yapıyor. Kiliseye giriş ücretsiz ancak 2 Leva yani 1 Euro bağış talep ediliyor. Bu kiliseyi mutlaka girip görmelisiniz çünkü daha önce gezdiğiniz kiliselerden farklı.
Saint Sofia Heykeli: Kiliseyi gördüyseniz, 3’lü binaların fotoğraflarını çektiyseniz, tam kilisenin karşısında Saint Sofia heykeli ya da sütunu yer alıyor. Bu anıtın uzun bir geçmişi yok, 2000 yılında dikilmiş. Altın ve bronzdan yapılmış olan bu heykeli mutlaka kadrajınıza alın.
Kadı Seyfullah Efendi Camii (Banyabaşı Camii): Largo’yu ve kiliseyi karşınıza alın ve sola dönün yani sütunun önündeki caddeye sola doğru devam edin. 100 metre ileride, caddenin hemen kenarında bir cami göreceksiniz. Mimar Sinan tarafından 1576 yılında inşa edilen ve Sofya’nın göbeğinde, şehrin en büyük caddesi olan Mariya Luiza Caddesi’nde bulunan Banyabaşı (Banyobaşı) Camii, Avrupa’nın en eski camilerinden birisi. Aynı zamanda Sofya’da halen ayakta duran ve ibadete açık olan tek Osmanlı mimarisi. Geniş kubbesi, kesme taşlardan yapılan duvarları ve yüksek minaresi ile ilgi çekiyor. Öyle ki, Evliya Çelebi 1662 yılında yaptığı seyahatine dair notlarda bu camiden ‘Sofya’da en güzel minaresi olan cami’ diyerek bahsetmiş. Hemen yan tarafında, Tsentralna Banya yani Sofya Merkez Hamamı bulunması nedeniyle bu adı almış. Molla Efendi Kadı Seyfullah adında bir hayırsever tarafından, ölen eşinin anısını yaşatmak amacıyla inşa ettirildiği için Kadı Seyfullah Camii olarak da biliniyor. Yaşanan depremlerden dolayı ağır hasarlar alan Banyabaşı Camii, 1920 yılında Büyükelçi Fethi Bey tarafından orijinalliği korunarak restore ettirilmiş ve 2007 yılında ise Türkiye’den getirilen Kütahya çinileriyle süslenmiş. Aşırı sağcı ATAKA partisine mensup yaklaşık 150 kişi, 2011 yılında ezan sesinin fazla çıktığı gerekçesiyle cami önünde gösteri düzenlemiş ve Cuma namazından çıkan Müslümanlara saldırmış. Bu baskılar halen sürüyor ancak ezan okunmaya da devam ediyor. İbadete açık olan tek cami olması nedeniyle, kapasitesi 400 kişi olmasına rağmen Cuma namazlarında 700 ve bayram namazlarında ise 1200’ün üzerinde Müslüman’ı ağırlıyor. Yan tarafında bulunan, 16. Yüzyıldan kalma Tsentralna Banya uzun yıllar hamam olarak kullanıldıktan sonra Sofya Şehir Müzesi’ne dönüştürülmüş ancak günümüzde çeşmesinden mineralli su içebilmek mümkün.
Sofia Synagogue: Banyabaşı Camii’nin hemen karşısında Yahudi mahallesi ve bir sinagog yer alıyor. Sinagog ziyarete açık, dilerseniz ücretsiz olarak girip gezebilirsiniz.
Sveta Nedelia Kilisesi: Banyabaşı Camii’nin yanında bulunan yani sizin geldiğiniz caddeden, geldiğiniz yöne tekrar çıkın ve tekrar meydana gelin. St. Petra Kilisesi ve bahsettiğim 3 bina solunuzda kalacak şekilde meydandan karşıya geçip biraz yürüdükten sonra, sağınızda ki cadde üzerinde Sveta Nedelia Kilisesi’ni göreceksiniz. Bu kilisenin Bulgar tarihinde önemli bir yeri var; Ruslar, Bulgarlara komünizmi benimsemeleri için baskı yapıyorlar ancak Bulgarlar buna ayak diriyorlar, 14 Nisan 1925 yılında General Konstantin Gerorgiev’in, St Nedelia Kilisesi’nde yapılacak cenaze töreni için tüm üst düzey devlet yetkilileri ve komutanlar kilisede toplanıyorlar, tam cenaze töreni için bir araya gelindiği esnada Rusya’nın desteklediği Bulgaristan Komünist Partisi üyeleri tarafından kilisenin çatısına koyulan bomba patlıyor, 150 kişi ölüyor ve 500 kişi de yaralanıyor. Bulgar Kralı 3. Boris yaralı kurtuluyor ancak Bulgaristan komünist yönetime geçmek zorunda kalıyor. Kilisenin içini ücretsiz gezebiliyorsunuz. Gitmeden önce tüm hikayesini okuyun, girin ve gezin.
Nöbetçi Askerler: Kiliseyi gezdikten sonra tekrar Serdica Meydanı’na gelin, sağınızda kalan başkanlık binasının girişini bulun zaten kapıda nöbet tutan askerleri göreceksiniz. Bu askerlerin her Avrupa şehrinde olduğu gibi saat başı nöbet değişim töreni oluyor, izleyebilirsiniz.
St. George Kilisesi (Rotonda): Nöbet tutan askerlerin hemen yanında yani başkanlık binasının altında tünel gibi bir kapı var, buradan geçtiğinizde Bulgaristan’ın en eski kilisesi St. George Kilisesi’ni diğer adıyla Rotonda’yı göreceksiniz. Burası, 4. Yy’dan kalan ve Romalılar tarafından yapılan bir Pagan ibadethanesi. Osmanlı zamanında camiye dönüştürülmüş ancak Bulgarlar bağımsızlıklarını kazandıklarında tekrar kilise olmuş. Etrafında halen Serdica kentinin kazıları devam ediyor. İçerisinde çok güzel Ortaçağ freksleri var, girişi ücretsiz olan bu kiliseyi mutlaka görmelisiniz.
Sofya Arkeoloji Müzesi: Rotonda’yı gezdiyseniz, geldiğiniz geçitten tekrar çıkın, tam karşınızda Sofya Arkeoloji Müzesi’ni göreceksiniz. Burası aslında 1494 yılında yapılan eski Sofya Büyük Camii (asıl adı Koca Mustafa Paşa Camii) Bu yapının içerisinde medrese, çeşme ve sarnıç bulunuyor ancak artık Sofya Arkeoloji Müzesi olarak kullanılıyor. Müzenin içerisinde Prehistorya dönemine ait hazineler ve tarihi eserler yer alıyor, giriş ücreti yaklaşık olarak 2 Euro.
City Garden Park: Müzeden çıktıktan sonra sağa dönün ve ana caddeyi yani Tsar Osvoboditel bulvarını takip edin. Cadde üzerinde devam ederken hemen sağınızda güzel bir park göreceksiniz. Burası şehir parkı yani City Garden Park. Bu parkta ücretsiz wi-fi var mutlaka değerlendirin ayrıca binasının güzelliği ile ün salan Ivan Vazov Tiyatro Binası da bu parkın içinde yer alıyor, kesinlikle görün ve fotoğraflayın. Parkın hemen karşısında, caddenin diğer kenarında da Eski Kraliyet Sarayı yeni Ulusal Sanat Galerisi var, sanata karşı ilginiz varsa girebilirsiniz.
National Museum of Natural History: Caddeden devam ettiğiniz zaman, solunuzda National Museum of Natural History yani Doğa Tarihi Müzesi’ni göreceksiniz. Burası Balkanların en büyük ve en zengin koleksiyonuna sahip doğa tarihi müzesi o yüzden buraya kesinlikle girmelisiniz. Müze 4 kattan oluşuyor ve ilk katında yer kabuğundan çıkarılan cisimler-ikinci katında kuşlar, balıklar, sürüngenler-üçüncü katında memeli hayvanlar-dördüncü katında ise bitki ve böcekler var. Giriş ücreti yaklaşık olarak 2 Euro.
Sveti Nikolay (St. Nikolai Sofiyski) Kilisesi: Müzenin birkaç metre ilerisinde, yine sol tarafınızda kalan parkın içerisinde, Rus kilisesi Sveti Nikolay ya da diğer adıyla St. Nikolai Sofiyski Kilisesi’ni göreceksiniz. Muhtemelen daha önce gördüğünüz kiliselerden farklı bir kilise, içini kesinlikle görmelisiniz. İçeride ışıklardan dolayı sapsarı bir ortam var, gözleriniz kamaşabilir o yüzden çok kalmayın.
Stefan Stambalov Heykeli: Caddeden devam ettiğinizde sağ tarafınızda Kristal Park kalacak, parkın içerisinde 1887-1894 yılları arasında Bulgaristan Başbakanlığı yapmış Stefan Stambalov’un heykeli yer alıyor, dilerseniz soluklanmak için bu parka girebilirsiniz.
Çar II Alexandr Heykeli: Aynı caddenin devamı sizi meydana çıkaracak, bu meydanın tam ortasında Çar 2. Alexandr heykeli bulunuyor. Alexandr; 1877-1878 yılları arasında yapılan Osmanlı-Rus Savaşı’nda, Bulgaristan’a özerklik kazandıran adam.
St. Alexandr Nevsky Katedrali: Heykelin tam karşısında parlamento binası var. Parlamento binasının yanında ki sokaktan girdiğinizde; Sofya’nın hatta Bulgaristan’ın simgesi olan ve 1882-1912 yılları arasında yapımı tamamlanan St. Alexandr Nevsky Katedrali’ni göreceksiniz. Bu ihtişamlı katedral; 1877-1878 yıllarında yapılan Osmanlı-Rus savaşında, Bulgaristan adına savaşan Rus askerlerin anısına yapılan Belgrad Aziz Sava katedralinden sonra dünyanın en büyük ikinci Ortodoks kilisesi. Kilise 12 tane çana sahip ve çatısı komple som altından yapılmış. Alexandr’ı hepimiz tanıyoruz, Osmanlı-Rus savaşında Burgarlara bağımsızlığını kazandıran şahsiyet. Kilisenin çanlarının toplam ağırlığı 12 ton ve çaldığında 30 km öteden duyulabiliyor ayrıca bu kilisede aynı anda 10bin kişi ibadet edebiliyor. Burayı görmeden dönmeyeceğinizi biliyorum. Giriş ücretsiz. Katedralin alt katında da Ortodoksluğu simgeleyen koleksiyonların yer aldığı bir sanat galerisi var, dilerseniz gezebilirsiniz.
Aya Sofya Kilisesi: St. Nevsky Katedrali’nin hemen karşısında, 6. Yy’da Bizans İmparatoru tarafından yaptırılan Hagia Sophia yani Aya Sofya Kilisesi var. Kilise; Osmanlı hakimiyetinde iken minare eklenerek camiye dönüştürülmüş, yaşanan depremden sonra minaresi yıkılıp kendisi de büyük hasar görünce terkedilmiş ve Bulgarlar restorasyon yaparak tekrar kiliseye çevirmişler. Kilisenin enteresan bir özelliği var; ilk yapıldığında tepesine çan konulmamış, daha sonra çan ihtiyacı duyulunca binanın mimarisi gereği tepesinde koyacak yer bulunamamış bu yüzden çanı kilisenin önündeki ağaca asmışlar. Turistik bir nokta, ücretsiz olarak girip gezebilirsiniz.
Meçhul Asker Anıtı: Hagia Sophia Kilisesi’nin hemen yan tarafında, Bulgaristan için ölen askerlerin anısına yapılan ve ateşi hiçbir zaman sönmeyen Meçhul Asker Anıtı var. Kiliseye kadar gitmişken bu anıtı da görün derim.
Antika Pazarı: Kilisenin hemen sol çaprazında kalan parkın içerisinde, Sovyetlerden ve Nazilerden kalan; madalyalar, bröveler, KGB pasaportları, süngüler, çakmaklar, tablolar, kalemler vs. daha birçok antika eşya satılan bir pazar var. Bu pazarı kesinlikle gezin, emin olun ilginizi çeken bir şeyler bulacaksınız. Buradan antika satın almak isterseniz kesinlikle pazarlık yapın, en az %30-40 indirim yapıyorlar hatta yeter ki alın diye Türk Lirası bile kabul ediyorlar.
Vitosha Caddesi: Pazarı da gezdiyseniz, pazarın hemen solundan yine geldiğiniz ana cadde olan Tsar Osvoboditel bulvarına çıkın ve ilk geldiğiniz Serdica Meydanı’na doğru geri dönün. 3’lü binaları solunuzda geçtikten sonra hemen sola dönün ve Vitosha Caddesi’ne girin. Burası; her şehirde olduğu gibi Sofya’da da olan, trafiğe kapalı, kafelerin, barların, restoranların, mağazaların, sokak sanatçılarının vs. olduğu geniş bir yürüyüş caddesi. Caddede çok güzel kafeler var, güzel kızlar görmek istiyorsanız bu kafelerde takılın derim.
Boyana Kilisesi: Şehir merkezinde gezilip görülecek yerler bittikten sonra, meydandan korsan olmayan lisanlı bir taksiye binin ve şehir merkezine 8 km uzaklıkta yer alan Boyana Kilisesi’ne gidin. Boyana Kilisesi; 10. Yy’da inşa edilen ve Unesco tarafından koruma altına alınan, üzerinde 240 insan görüntüsü ile 89 ilahi sahne görüntüsü yer alan dünyaca ünlü frekslere ve frekslerin bozulmaması için sıcaklığı her daim 17 derece tutan iklimlendirme sistemine sahip olan 2 katlı bir kilise. Burayı muhakkak görün, frekslerine hayran kalacaksınız. Giriş ücretleri; yetişkinler için yaklaşık 5 Euro ve öğrenciler için ise yaklaşık 1 Euro.
Vitosha Dağı: Boyana Kilisesi’ni de gördüyseniz; isterseniz Boyana Kilisesi’nin olduğu yerden ya da merkezden taksiye binin 15 dakikada ulaşın, isterseniz merkezden kalkan otobüslere binin 40 dakikada ulaşın, isterseniz teleferiğe binin yarım saatte ulaşın, isterseniz de trekking yolundan tırmanın ama şehir merkezinden 10 km uzaklıkta olan Vitosha Dağı’na bir şekilde ulaşın ve çıkın. Vitosha Dağı’nda; Dragalevtsi chair denilen kabinsiz koltuklara sahip Avrupa’nın en uzun teleferiği (6800mt), taş nehirler, düzlük alanlar, magmatik kayaçlar, buzul taşlar, Aleko kayak tesisleri, panaromik manzaraya sahip oteller, Luyulin Dağ Kaplıcası, yemyeşil ağaçlar ve muhteşem bir manzara var. Eğer bütçeniz yeterli ise ve kayak yapmaya gitmişseniz Kapitoto Hotel’de konaklayın ve Sofya’nın muhteşem panaromik manzarası ile uykuya dalın. Kayakla ilgili detayları internetten araştırabilirsiniz.
Gezilecek Diğer Noktalar: Tüm bunları gezip bitirdiyseniz ve hala vaktiniz varsa; otogar yolu üzerinde bulunan Aslanlı Köprüyü, hayvanat bahçesini, Tv kulesini, askeri müzeyi, kadınlar pazarını, Toprak ve İnsan Müzesi’ni, Vasil Levski Anıtı’nı, Sredets park alanını ve ulusal stadyumu gezebilirsiniz.
Sofya Hakkında Faydalı Bilgiler;
1- Bilmeniz gereken ilk nokta; eğer multiple Schengen yani çok girişli vizeniz varsa, bu vizeniz ile transit yolcu olarak Bulgaristan’a girebilir, 5 gün kalabilir, başka ülkeye geçebilir ya da yine Bulgaristan’dan ülkeye dönebilirsiniz. Eğer Schengen vizeniz yoksa Bulgaristan vizesi almanız gerekiyor.
2- Sofya’ya İstanbul’dan otobüs ile gidecekseniz, benim tavsiye edeceğim firma Alpar Turizm. Otobüs Kapıkule sınır kapısına geldiğinde, ya muavin pasaportları topluyor pasaport polisine götürüp damgalatıyor ya da otobüsten inip sıraya geçerek her yolcu tek tek pasaportunu damgalatıyor. Burada çok önemli bir nokta var; Bulgar polisleri rüşvet almaları ile ünlenmiş polislerdir ve herhangi bir durumu bahane ederek sizden rüşvet isteyebilirler. Böyle bir duruma düşmemek için konaklama çıktınızı, dönüş biletinizi, sigorta poliçenizi ve nakit paranızı yanınızda bulundurun. Benim tüm belgelerim tam olmasına rağmen neden sigortan yok dediler ve rüşvet istediler. Schengen vizesi alırken yaptırmış olduğunuz sigortayı umursamıyorlar. Evraklarınıza güveniyorsanız boyun eğmeyin ancak sizi haklı olarak almayacaklarsa 5-10 Euro sıkıştırabilirsiniz. Türkiye kapısı ve Bulgar kapısı arasındaki serbest bölgede bulunan free shop’dan alışveriş yapabilirsiniz, otobüsler alışverişleriniz için ortalama yarım saat bekliyor ancak fiyatların İpsala free shop’una göre daha pahalı olduğunu söylemeliyim. Prosedürde 72 saatten az kalmışsanız free shoplardan alışveriş yapamıyorsunuz ancak uygulanan bir kural değil yani hafta sonunu değerlendirmek için gitmişseniz alışveriş yapabilirsiniz. Aklıma gelmişken söyleyeyim, hem otobüs kaptanları hem muavinler hem de pasaport polisleri iyi derecede Türkçe biliyorlar yani dil konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamazsınız.
3- Sofya gezebileceğiniz en ucuz şehirlerden birisi, bedavadan biraz pahalı diyebilirim. Şehirde; konaklama, yeme içme, müzeler, ulaşım, alışveriş vs. her şey çok ucuz kısaca kıymetini bilin.
4- Paranızı tren garı, otobüs terminali ve havaalanı dışında her yerde çok yakın kurlarda çevirebilirsiniz.
5- Toplu taşıma kullanmanıza gerek yok yürüyerek her yeri gezebilir, yukarıda verdiğim rotayı takip edebilirsiniz. Biletler tek yön 1 Leva yani 50 Cent. Toplu taşıma biletlerini metro girişlerinde bulunan gişelerden ya da otomatlardan alabilirsiniz.
6- Ucuz market arıyorsanız gitmeniz gereken adresler; Kaufland, Billa, Penny ve Lidl Market. Yola çıkmadan önce konumlara internetten bakabilirsiniz. En uygun olanı Kaufland diyebilirim.
7- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın.
8- Suyu musluktan içmeyin çünkü şebeke suyu içilemeyecek kadar kötü durumda. Ya dışarıda gördüğünüz çeşmelerden doldurun ya da şişe su satın alın.
9- Şehirde adım attığınız her yerde Türk göreceksiniz o yüzden şaşırmayın hatta şehrin nüfusunun yarısı Türk gibi gelecek size. Türkçe bilen birisini bulma ihtimaliniz, İngilizce bilen birini bulma ihtimalinizden daha yüksek yani İngilizce bilme oranı çok düşük aklınızda olsun.
10- Çantanızı bırakmak için otobüs terminalinde luggage var, günlük ücreti yaklaşık olarak 1 Euro.
11- Tüm müzelerde, meydanlarda ve bazı parklarda wi-fi var aklınızda bulunsun.
12- Sofya’da dışarıda sabahlayabilir miyiz diye sorarsanız ben sabahlamayın derim çünkü pek güven veren bir şehir değil.
13- Eğer Sofya’dan Plovdiv’e gitmek isterseniz, otobüs terminalinden eski otobüslere binebilirsiniz. Yol yaklaşık 2 saat sürüyor ve ücret ortalama 7 Euro.
*Kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız, en az 3 gün kalmalısınız. 2 gün yeterli gelmeyebilir çünkü gezilmesi gereken birçok nokta var.
Yorumlar