Budapeşte

 

‘Kaybolduğumuz zaman kendimizi bulmaya başlamışız demektir.’ Henry David Thoreau

BUDAPEŞTE GEZİ REHBERİ;

Ulaşım: Budapeşte’ye Türkiye’den direkt uçuş ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Sabiha Gökçen’den kalkan low cost yani düşük bütçeli Macar firması Wizzair ile çok uygun fiyatlara gidebilirsiniz. Türkiye’den diğer seçenekler Pegasus Airlines ve Türk Hava Yolları tabi ama THY pahalı olacağı için ilk seçenek Wizzair daha sonra Pegasus ve son çare Türk Hava Yolları. Avrupa’nın diğer şehirlerinden de birçok ucuz firma ile uygun fiyatlara havayolu ulaşımı sağlayabilirsiniz, bunun için arama motorlarından uçak biletlerini sorgulatınız. Tüm Avrupa şehirlerinden tren ile ulaşım sağlayabileceğinizi biliyorsunuzdur ama benim her zamanki gibi öncelikli tavsiyem otobüs çünkü hem daha hızlı hem de daha ucuza seyahat edersiniz. Budapeşte’ye; Student Agency, Orange Ways, Eurolines, Meinfernbus, Sinbad ve Polskibus firmaları Avrupa şehirlerinden seferler düzenliyor, hangi şehirden ulaşacaksanız ona göre bu firmaların fiyatlarına tek tek bakın. Otobüs biletlerini dilerseniz firmaların kendi sitelerden dilerseniz de Gouero ya da Rome2rio gibi arama motorlarından kontrol edebilirsiniz. Bunların dışında Blablacar tercih edebilirsiniz, neredeyse her gün çevre ülkelerin şehirlerinden Budapeşte’ye giden birilerini bulabilirsiniz. Budapeşte’ye havayolu kullanarak gelmişseniz, havaalanından şehir merkezine ulaşmak için 3 seçeneğiniz var ve bunlardan birincisi; kapıdan çıkıyorsunuz ve otobüs durağından 200E numaralı şehir içi otobüse biniyorsunuz, bu otobüsün son durağı olan Kobanya- Kispest metro durağında iniyorsunuz, bu metro durağından M3 numaralı mavi hatta biniyorsunuz ve hosteliniz hangi durağa yakınsa orada iniyorsunuz ki muhtemelen Oktogon’a yakın olacağı için Oktogon durağında inebilirsiniz. Diğer seçeneğiniz; trene binerek 25-30 dakika tren yolculuğu sonrasında Nugaty tren garına ulaşmak, oradan da 1 metro durağı uzaklığında bulunan Oktogon’a gidebilirsiniz. Son seçenek ise; shuttle servislere binmek. Bunların hepsi ulaşım için çok rahat seçenekler ve aynı durum tam tersi için de aynen geçerli yani şehir merkezinden havaalanına gitmek için. Tek yön biletler ortalama 2 Euro, eğer metro+200E yapacaksanız iki bilet almayın aktarmalı tek bilet alın, aktarmalı biletler 3 Euro yani 1 Euro’nuz cebinizde kalsın. Budapeşte’ye otobüsle gelmişseniz 4 tane otobüs terminali var; Nepliget’den şehir merkezine mavi hat metro ile, Stadion’dan şehir merkezine kırmızı hat metro ile, Arpad Hid’den şehir merkezine mavi hat ile, Etele Ter’den şehir merkezine 173 ve 7 numaralı otobüslerle ulaşabilirsiniz. Eğer tren ile gelmişseniz ineceğiniz istasyon Keleti olacaktır, burası merkez istasyon eğer Oktogon’a gidecekseniz yürüyerek 15 dakikada gidersiniz.

           

Konaklama: Budapeşte’de konaklama için ilk tavsiyem benim de konaklamış olduğum Adagio Hostel. Adagio; Budapeşte’nin orta noktası diyebileceğimiz Oktogon’da yer alıyor ve her yere yakın. Hostel’den çıktığınızda istediğiniz yere yürüyerek gidebilirsiniz, imkânları gayet iyi, kendine ait yemek yapabileceğiniz mutfağı var, odalarda locker bulunuyor, banyosu tuvaleti temiz, iki kişilik odası da olan ve lobisinde vakit geçirebileceğiniz en önemlisi de gayet ucuz bir hostel, gecelik ortalama 6 Euro. Diğer seçeneğiniz ya da ilk seçeneğiniz artık size kalmış, Activity Hostel olsun. Bu hostel Oktogon’ a 5 dakika yürüme mesafesinde yani gayet merkezi, mutfağı olan ve yine tertemiz bir hostel, gecelik ortalama 10-12 Euro arası. Diğer alternatifiniz de Hostel One Budapest ve Colours Budapest Hostel olabilir. Budapeşte’de onlarca hostel var ve hepsi birbirine yakın ayrıca çoğunun özellikleri, imkânları ve fiyatları da neredeyse aynı. Benim söylediklerim en çok tercih edilen hosteller, buralarda yer bulamazsanız rezervasyon sitelerinden bakabilir kafanıza yatan herhangi birisinde konaklayabilirsiniz. Çadırım var ya da çadırda kalmak istiyorum diyorsanız ve kamp alanı arıyorsanız, adresiniz; Haller Camping Budapest.

Yeme-İçme: Yemek olayını şehir ucuz olduğu için istediğiniz her yerden halledebilirsiniz. Burger King, KFC, Mc Donald’s, dönerciler, pizzacılar ne ararsanız var ve hepsi de ucuz. Eğer akşam yemeğinizi yöresel bir restoranda yemek isterseniz Matyas Pince’e gidebilirsiniz. Menüler ortalama 20-25 Euro arası ayrıca etnik çalgılar ile yöresel kıyafetli müzisyenlerin yaptığı etnik müzikler ve yine yöresel kıyafetli dansçılar eşliğinde yemek yiyebilirsiniz ancak rezervasyonsuz gitmeyin almazlar. Budapeşte’de Gulaş yemeden dönmeyeceğinizden eminim. Bilmeniz gereken Gulaş’ın birçok çeşitinin olduğu; domuz etinden yapılanı var, dana etinden yapılanı var, hindi etinden yapılanı var, çorba olanı var, kavurma gibi tabakta servis edileni var. Ana yemek olarak servis edilen Gulaş, yanında hamur ile birlikte servis ediliyor. Ben pek sevmedim ama çorba olanı güzel, biraz baharatı fazla oluyor ama zaten bir kere yiyeceksiniz bence deneyin. Gulaş’lar ortalama 5-10 Euro arası. Ünlü kafe arıyorum diyorsanız Erzsebet Körüt caddesinde ki dünyaca ünlü New York Cafe’ye gidebilirsiniz, kendinizi İngiliz filmlerinin bir sahnesinde hissedersiniz. Diğer seçenek aşağıda da bahsettiğim Erzsebet Ter’de ki Gerbeud Kafe, burası da aynı konseptte bir kafe ikisinden birine mutlaka bir uğrayın. Budapeşte’de bol bol bira için; vişneli, çilekli, karamelli ve daha aklınıza gelmeyen bin bir çeşitte bira içebilirsiniz ayrıca sudan ucuz fiyata ortalama 1 Euro. Bunun dışında ünlü Macar vodkası olan Palinka’yı mutlaka deneyin.

Gece Hayatı: Budapeşte’nin gece hayatı oldukça renkli. Mekânların en popüler olanı Szimpla Kert. Burası; Yahudi bölgesinde yer alan, Komünizm dönemi esintileri taşıyan harabe bir hanın içine kurulmuş birbirinden bağımsız birçok mekânın aynı avluya baktığı, eski model arabaların içinde oturup bira içebileceğiniz bir kompleks. Buraya mutlaka bir uğrayın. Şehrin diğer popüler mekânı Instant, içeride çok kalmasanız bile girin en azından bir bira içip çıkın, eğer sarmazsa yine popüler bir mekân olan Morrison’s 2.’ye geçersiniz. Diğer tavsiyelerim ise Astoria Night Club ve Dolce Vita Strip Club. Bu mekânlarda aradığınızı bulamazsanız Pub Crawl yapabilirsiniz ancak günlerden Cuma ya da Cumartesi ise yapın yoksa hem kalabalık olmaz hem de erkek nüfusu çok fazla olur.

Alışveriş: Şehrin en önemli alışveriş caddesi Vaci Utca, her ne arıyorsanız bu cadde de bulabilirsiniz. Şehrin en popüler alışveriş merkezi olan Duna Plaza da bu cadde üzerinde yer alıyor. Orta Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olarak kabul edilen AVM ise WestEnd City Center. Magnet alacaksanız Vaci Utca’dan ya da kapalı pazar alanı olan Nagy Vasarcsarnok ya da diğer adı ile Central Market Hall’dan alabilirsiniz. Magnetler ortalama 2-3 Euro. Hediyelik alacaksanız Herend denilen el yapımı porselenlerden, ünlü Macar şaraplarından, aromalı biralardan ya da paprika denilen kırmızı biber mamüllerinden alabilirsiniz.

Budapeşte Gezilecek Yerler;

    Budapeşte toplu taşımaya ihtiyaç duymayacağınız, yürüyerek gezmesi kolay ve daha da önemlisi sokaklarında yürümesi çok keyifli olan bir şehir. Gezilecek noktaların hepsi birbirine yakın o yüzden seri bir şekilde kolaylıkla gezebilirsiniz.

Andrassy Ut Caddesi: Budapeşte şehri tahmin edeceğiniz üzere Buda ve Peşte olarak iki kısımdan oluşuyor. Dağlık ve tarihi olan kısım Buda, yeni şehir ve düzlük olan kısım ise Peşte. İki bölümde de görülmesi gereken çok nokta var. Adagio Hostel’de, Oktogon Meydanı’nda ya da meydan yakınlarında konakladığınızı düşünürsek ilk göreceğiniz yer; Andrassy Ut Caddesi. Burası; Erzsebet Meydanı ile Kahramanlar Meydanı arasında kalan şehrin ana caddesi. Oktogon Meydanı ile Erzsebet Meydanı arasında kalan kısmı yani Buda tarafına yakın olan bölümü; Şanzelize havasında, araç trafiğine açık, sağlı sollu lüks mağazaların, alışveriş yapacağınız dükkânların, kafelerin vs. olduğu bir cadde. Cadde üzerinde göreceğiniz ilgi çekici yapı opera binası, etnik bir havası var fotoğrafını çekebilirsiniz.

St. Stephen’s Meydanı ve Kilisesi: Andrassy Ut caddesinden Buda istikametine giderken caddenin bittiği yerde ve hemen solunuzda Erzsebet Ter yani Elizabeth Meydanı kalacak, isterseniz burada vakit geçirebilirsiniz. Eğer yaz mevsimi ise akşamları baya hareketli oluyor, festivaller ve konserler düzenleniyor ayrıca ünlü Love Lock Tree yani asma kilit takılan ağaç da bu parkta yer alıyor. Bir de Akvarium Clup adında fantastik bir mekâna sahip. Siz meydana geldiğiniz de sağa döneceksiniz yani Bajcsy-Zilinszky Ut caddesine. Döndükten sonra hemen solunuzda St. Stephan Meydanı ve kilisesini göreceksiniz. Kafeler, restoranlar vs. olan ve kış aylarında da şehrin en hareketli meydanı olma ünvanına sahip. Christmas zamanlarında atıştırmalık ve sıcak şarap satılan büfeler kuruluyor. Kilise 1845’de yapılan ve Macaristan’ın en büyük 2. Kilisesi ayrıca en büyük çan’a sahip bu kilise Budapeşte’nin en uzun yapısı. Bence kilisenin içini gezin çünkü çok mistik bir havası var, içeride sürekli tütsü yakılıyor, özellikle vitray pencerelerini kesinlikle görmelisiniz. Kilisenin genel alanı ücretsiz. Girdiğinizde sol tarafta ki girişten bilet alırsanız; Aziz Stephan’ın mumyalanmış sağ elinin sergilendiği şapele girebilir, Macar hazine odasını görebilir ve asansörle kuleye çıkabilirsiniz. Kuleye ister asansörle ister merdivenlerden çıkın ama mutlaka çıkın, panoramik Budapeşte manzarasına bayılacaksınız. İçeriyi rehberle gezmek isterseniz 4-5 Euro arası kendiniz gezmek isterseniz de 1-2 Euro.

Chain Bridge: Kiliseyi arkanıza alıp Tuna Nehri yani Buda yönüne devam ettiğinizde karşınıza Budapeşte’nin simgesi olan Chain Bridge yani Zincir Köprü çıkacak. Bu köprü tüm Budapeşte fotoğraflarında, fotoğrafın odak noktasını oluşturan köprü. Bir de hikâyesi var; köprüyü yapan adam kusursuz yaptığını düşünüyormuş, bunu duyan bir çocuk aslanların dilinin olmadığını söylemiş ve adam gururuna yediremeyerek köprüden atlamış. Köprüyü bol bol fotoğrafladıktan sonra aynı köprüden Buda tarafına geçin, geçer geçmez karşınıza Buda Kalesi’ne çıkmak için kurulan füniküler gelecek. Kaleye bu füniküler ile çıkabilirsiniz ama bence tırmanın çünkü zaten çok yüksek değil, 5-10 dakikada çıkarsınız ve paranız da cebinizde kalır. Fünikülere binmek isterseniz bilet ücreti tek yön için 3 Euro ve gidiş-dönüş için 5 Euro. Köprüden geçip fünikülerden hemen sağa dönerseniz, sol tarafınızda tırmanma yolunu göreceksiniz. Kaleye Oktogon’dan 16 numaralı otobüse binerek de çıkabilirsiniz.

           

Buda Kalesi: 5-10 dakikalık tırmanmadan sonra Buda Kalesi’ne çıkmış olacaksınız. Sol tarafınızda aşağıdan da heybetini gördüğünüz Kraliyet Sarayı, sağ tarafınızda ise Matthias Kilisesi kalacak. Kilisenin yanında Balıkçılar Burcu ya da diğer adıyla Balıkçılar Tabyası, Kraliyet sarayının arkasında ise kale meydanı ve seyir terası kalacak.

Kraliyet Sarayı: 1265 yılında inşa edilen bu saray artık saray olarak değil Ulusal Galeri olarak kullanılıyor. İçerisinde bulunan müzeyi ziyaret edebilir ya da sergileri gezebilirsiniz.

           

Matthias Kilisesi: Sarayın hemen yan tarafında Matthias Kilisesi’ni göreceksiniz. Bu kilise 13 Yy’dan kalmış ve Macar Kralı Matthias bu kilisede 2 kere evlendiği için kendi adını vermiş. Osmanlı egemenliğinde frekslerin üzeri frekslere zarar vermeden boyanmış, halı döşenmiş ve camiye dönüştürülmüş, tabi daha sonra tekrar kiliseye. Kanuni Budin’i fethettiği zaman ilk şükür namazını da bu kilisenin cami halinde kılmış. Kiliseyi girip gezin ne de olsa bizden bir hatırası var. Giriş ücreti 2-3 Euro arası.

Balıkçılar Burcu: Kilisenin hemen yanında Fisherman’s Basiton yani Balıkçılar Burcu var. Burada eskiden balık hali kuruluyormuş. Mükemmel bir Budapeşte manzarasına sahip o yüzden bol bol fotoğraf çekiniz. Burcun bazı yerlerine biletle giriliyor, giriş ücreti ise 1-2 Euro arası.

           

Seyir Terası: Kraliyet Sarayı’nın arka tarafına geçerseniz, nöbet tutan askerleri ve Buda tarafına bakan seyir terasını görürsünüz. Burada bir süre vakit geçirebilir ve manzara fotoğrafları çekebilirsiniz. Sarayın ön tarafında da birçok balkon var, tüm balkonlara çıkarak ayrı ayrı açılarından fotoğraflar çekebilirsiniz. Burası ile alakalı en önemli tavsiyem; Beşiktaş taraftarı olanların, sarayın arkasında ki canlı kartal ile fotoğraf çekinmeden inmemeleri.

           

Rock Hospital: Bunu başkaları da tavsiye ediyor mu bilmiyorum ama sarayın arkasında ki sokaklardan tabelaları takip ederek 15-20 dakika yürüme mesafesinde olan Rock Hospital’e gidin derim. Burası savaş dönemlerinde kullanılan ve kayaların içi oyularak inşa edilmiş bir hastane ayrıca içerisinde; mutfağı, ameliyathaneleri, hasta odalarını ve telsiz odalarını göreceksiniz. Bence gidilip görülmesi gereken bir nokta, gerçekten ilginç bir yapı yani başka bir örneğini nerede göreceksiniz ki. Giriş ücreti 4-5 Euro arası.

Gellert Hill: Buda Tepesi’ni gezdikten sonra istediğiniz herhangi bir yoldan aşağı inin ve Tuna Nehri kıyısına gelin. Peşte tarafına geçmeden saray sağınızda kalacak şekilde nehir boyu yeşil köprüyü yani Szabadsag Hid’i görene kadar yürüyün. Yeşil köprünün hemen karşısında şehrin her yerinden görebileceğiniz Gellert Tepesi ve Özgürlük Heykeli’ne çıkan yol var. İsterseniz tırmanarak çıkın, isterseniz taksiye binin, isterseniz Moricz Zsigmond Meydanı’ndan 27 numaralı otobüse binerek, isterseniz de Hop-On Hop-Off otobüslere binerek çıkın ama buraya kesinlikle çıkın. İnternette ya da dergilerde gördüğünüz Budapeşte fotoğraflarının büyük çoğunluğu buradaki balkonlardan çekilen fotoğraflar. Tepede ki heykel 2. Dünya Savaşı’ndan sonra komünizm döneminden kalan tek eser. Tepede ayrıca Osmanlılar tarafından inşa edilip Avusturyalılar tarafından geliştirilen Citadel denilen kale, savaş aletleri, toplar ve obüsler var. Kaleye giriş ücreti 3-4 Euro arası. Tepede göreceğiniz Gellert Otel’in karşısında mağara kilise bulunuyor, bu alışılmışın dışındaki yapının içine girip gezebilirsiniz. Gellert Tepesi’nden aşağı inilen ağaçlı yolda, tepeye adı verilen piskopos Gellert’in heykeli bulunuyor, fotoğraflamayı unutmayınız.

Gül Baba Türbesi: Tepede yeteri kadar fotoğraf çektiyseniz tekrar Tuna Nehri kıyısına inin. Peşte tarafına geçmeden geldiğiniz yöne yani kale tarafına doğru nehir kıyısından yürüyün, yeşil köprüden sonra sağınızda göreceğiniz köprü; White Bridge diğer adıyla Elizabeth Bridge ve bir diğer adıyla Erzsebet Hid. Köprüyü fotoğrafladıktan sonra yola devam edin, kaleyi solunuzda geçtikten 10-15 dakika sonra Margit Köprüsü’ne geleceksiniz. Köprüye geldiğinizde sola döneceksiniz yani köprünün bağlı olduğu caddeye. 50 metre yürüdükten sonra sağınızda Török Caddesi kalacak, caddeye girdiğinizde 50-100 metre ileride Gül Baba Sokağı ve içerisinde Gül Baba Türbesi’ni göreceksiniz. Gül Baba; Kanuni’nin Budin seferinde burada kalan bir derviş, Macarlar tarafından da benimsenmiş ve öldüğünde de türbesi yapılmış. Giriş ücreti 1.5 Euro civarı.

Margaret Adası: Türbeyi ziyaret ettikten sonra Margaret Köprüsü’ne çıkın. Köprünün tam ortasında Margit Adası’na merdiven iniyor, o merdivenlerden Margit Adası’na inin. Burası Arpad Köprüsü ile Margit Köprüsü arasında kalan, şehrin ortasında olan bir ada. Burası; festivallerin düzenlendiği, içerisinde süs havuzları bulunan ve ışık gösterileri yapılan, piknik yapabileceğiniz ve çimlerde yayılabileceğiniz yemyeşil bir alan. Bu adada ayrıca; bisiklet kiralayıp gezebilir, kafelerde soluklanabilir, yüzme havuzlarının ve eğlence mekânlarının tadını çıkarabilirsiniz.

Parlamento Binası: Margaret Adası’nı gezdikten sonra tekrar Margaret Köprüsü’ne çıkın, Peşte tarafına geçin ve geçer geçmez nehir kıyısına inin, nehir solunuzda kalacak şekilde yürüdüğünüzde tüm heybeti ile Parlamento Binası’nı göreceksiniz. Burası kabine toplantılarının olmadığı zamanlarda özel rehberli turlarla gezilebiliyor. İçeride; mücevher odasını, toplantı salonunu, bürokratların dinlenme alanlarını vs. geziyorsunuz, tur 45 dakika sürüyor ve AB vatandaşı olmayanlar için biletler 10 Euro.

Vörösmarty Meydanı: Parlamento Binası’nı gezdiyseniz yine nehir kıyısı boyunca bina solunuzda, nehir sağınızda kalacak şekilde kıyı boyunca zincir köprü yani Chain Bridge’i görene kadar yürüyün. Köprüyü geçtikten sonra solunuzda ki sokak isimlerine bakarak devam edin, 100-150 metre sonra solunuzda Vigado Utca Caddesi’ni göreceksiniz, bu caddeye girin ve dümdüz devam edin. Karşınıza çıkan ana caddeyi atladıktan sonra göreceğiniz meydan Vörösmarty Meydanı. Bu meydan; Budapeşte’nin en ünlü caddesi olan Vaci Utca’nın başlangıç noktası; yaz mevsimlerinde gayet hareketli, bin bir çeşit ıvır zıvırın satıldığı bitpazarı kuruluyor, Hard Rock Cafe ve en önemlisi de tarihi çok uzun yıllar öncesine dayanan dünyaca ünlü Gerbeaund Cafe de bu meydanda yer alıyor.

Vaci Utca: Meydanda yeterince vakit geçirdiyseniz, ünlü cadde Vaci Utca’ya girebilirsiniz. Burası diğer ucunda ki kapalı pazar alanı Central Market Hall’a kadar devam eden ve Avrupa’nın en güzel alışveriş caddelerinden birisi olarak gösterilen bir cadde. Bu cadde; mağazaları, restoranları, kafeleri ve hediyelik eşya dükkânları ile her kesimden insana hitap ediyor. Budapeşte’de müze kaçırmak istemiyorsanız bu cadde üzerinde bulunan müzeleri sırasıyla ziyaret edebilirsiniz.

Central Market Hall: Bu caddenin sonuna kadar yürüyün, karşınıza pazar alanı olan Central Market Hall çıkacak. Burası; alt katında meyve-sebze satılan, üst katında da hediyelik eşyaların satıldığı dükkânlar bulunan bir pazar alanı. Buraya mutlaka girin ve taptaze meyveleri çok uygun fiyatlara alın.

Hungarian National Museum: Pazar alanını gezdiyseniz pazarın hemen önündeki köprüye bağlanan tramvay yolunun olduğu ana caddeyi kullanarak, köprünün tersi istikametine devam edin. Yani Yeşil Köprü arkanızda kalacak şekilde Vamhaz Körut caddesinden devam edeceksiniz. Caddenin kıvrıldığı yerde ve hemen sağınızda beyaz renkli Kalvin Teri Protestan Kilisesi’ni göreceksiniz, dilerseniz ücretsiz olarak içini gezebilirsiniz. Cadde kıvrıldıktan sonra yine sağınızda park ve parkın ortasında Macar Ulusal Müzesi’ni göreceksiniz, vakit ve nakit durumunuza göre listenize ekleyebilirsiniz.

Dohany Street Synagogue: Caddeye devam ettikten sonra karşınıza gelen diğer ana cadde Rakoczi Utca caddesinden karşıya geçin, sağınızda Wesselenyi Utca’yı gördüğünüzde girin, bu cadde sizi New York’ta bulunan sinagogdan sonra dünyanın en büyük sinagogu ünvanına sahip olan Dohany Street Sinagogu’na çıkaracak. Burası, 18 Yy’da şehirden kovulan Yahudilerin Getto içerisinde inşa ettikleri bir sinagog. Mutlaka girin ve gezin derim, giriş ücreti yaklaşık 4 Euro. Dilerseniz sinagogun bitişiğinde bulunan Yahudi Müzesi’ni de gezebilirsiniz, giriş ücreti yaklaşık 6 Euro. Bu sinagogun olduğu bölge aslında Yahudi Bölgesi yani Jewish District. Bu bölgede birçok sinagog, bohem sokaklar ve salaş mekânlar yer alıyor.

The House of Terror Museum: Sinagogu gezdikten sonra tekrar hemen karşısında ki tramvay yolunun da olduğu caddeye tekrar çıkın. Geldiğiniz yön arkanızda kalacak şekilde devam edin, yol sizi tekrar Elizabeth Meydanı yani Erzsebet Ter’e çıkaracak. Park solunuzda ünlü cadde Andrassy Utca sağınızda kalacak. Andrassy caddesine girin ve Oktogon’a doğru devam edin. Oktogon Meydanı’nı atladıktan 300 metre sonra cadde üzerinde ve solunuzda bulunan 60 numaralı binada Terör Müzesi kalacak. Burada; Nazilere ve Sovyetlere ait materyaller, belgeler, üniformalar, yaşam malzemeleri, silahlar ve müzenin tam ortasında koca bir tank var. Buraya mutlaka girin ve gezin. Giriş ücreti öğrenciler için yaklaşık 3 Euro.

Kahramanlar Meydanı: Müzeyi gezdikten sonra aynı istikamette Andrassy Caddesi’nden devam edin. Caddenin sonunda ve sol tarafta Güzel Sanatlar Müzesi, sağ tarafta Sanat Sarayı ve bunların arasında sıra sıra dizilmiş halde Macaristan Tarihi’nin önemli isimlerinin heykelleri var. Meydanın tam ortasında Baş Melek Cebrail sütunu ve etrafında da dünya tarihine iz bırakan liderlerin heykelleri var. Bunların ortasında ve önde olanı Büyük Türk Kağan’ı Attila’nın heykeli.

Varosliget: Kahramanlar Meydanı’nın hemen arkasında şehir parkı Varosliget bulunuyor. Parkın ortasında ki gölet kışın donduğu için kocaman bir buz pateni alanına dönüşüyor, eğer kışın giderseniz burada mutlaka buz pateni kayın ama hafta sonları inanılmaz bir kalabalık ve sıra oluyor yani gidecekseniz erken gidin. Bu park aslında Vajdahunyad Kalesi’nin iç alanı olan bir park. Kalenin içinde ayrıca Magyar Tarım Müzesi ve Anonimous Noter Heykeli var. Bu parkın en önemli olayı Szechenyi Baths yani termal hamam. Burası; 1909 yılında yapılmış hem içeride hem de dışarıda havuzları olan, havuzlarda satranç oynayabileceğiniz ve dışarıda -10 derece hava varken bile sizin açık alanda kaynar suların içinde havuz sefası yapabileceğiniz bir kompleks. İçeride soyunma kabini kiralamak isterseniz ücret çok cüzzi bir miktar artıyor, onun haricinde eşyalarınızı bırakmanız için kilitli dolap veriliyor, kilitleyip havuzlara dalıyorsunuz. Yanınızda terlik, şort ve havlu götürün yoksa oradan kiralamak zorunda kalırsınız. Giriş ücreti yaklaşık 15-20 Euro arası.

           

Rudas Hamamı: Eğer kapalı bir termal kaplıcaya gitmek isterseniz benim tavsiyem; Elizabeth Köprüsü’nün Buda ayağının hemen altında yer alan 1556 yılında Sokullu Mehmet Paşa’nın yaptırdığı ve kendisinin de sürekli gittiği, Türkiye’deki gibi kubbeli mimariye sahip Osmanlı Hamamı olan Rudas Hamamı. Rudas Hamamı da şöyle; tam ortasında sıcaklığı çok fazla olmayan bir büyük havuz var, etrafında ise düşük dereceden yüksek dereceye göre sıralanmış küçük havuzlar bulunuyor. İstediğinize girebiliyorsunuz. İç kısımda sıcaktan bunalanlar için ya da şoklama yapmak isteyenler için soğuk su havuzları ve duşları var. Havuzların yan tarafında masaj odaları mevcut eğer isterseniz ücreti mukabilinde masaj yaptırabilirsiniz. Bunların haricinde buhar odaları ve saunalar da var. Rudas Hamamı haftanın bir günü sadece kadınlara açık, diğer günler sadece erkeklere, hafta sonları ise kadın erkek karışık girilebiliyor. Giriş ücreti yaklaşık 10 Euro, girişte size bir soyunma kabini için manyetik bileklik ve avret yerinizi örtmeniz için bir bez veriliyor. Bilekliğiniz ile kabininizin kapısını açıyorsunuz, soyunup dökünüyorsunuz, eğer şortunuz yoksa verdikleri bez parçasını belinize dolayıp havuza giriyorsunuz. Yalnız şurayı belirteyim; verdikleri bez vücudunuzun yarıçapını kapatıyor yani bir taraf açıkta kalıyor. Bu duruma düşmemek için mutlaka yanınızda şort götürün, siz şort giydiniz diye de içeride herkesin şort giymiş olmasını beklemeyin, içeridekilerin yarısı anadan üryan diğer yarısı da anadan yarı üryan olacak haberiniz olsun. Başıma geldi oradan biliyorum. Hafta sonu giderseniz karışık olduğu için mayosuz girmek yasak. Bunlara alternatif isterseniz eğer Gellert Tepesi’nin eteklerinde yer alan Gellert termallerine gidebilirsiniz. Gellert Spa daha kapsamlı ve içeride; yine açık kapalı havuzlar, masaj salonları, saunalar, buhar odaları ve bunlara ek olarak kişiye özel kürler hazırlanan, çamur ya da ışın terapileri yapılan, iki kişilik özel banyoları da olan bir kompleks. Giriş ücreti yaklaşık 18-20 Euro.

Szentendre: Eğer Budapeşte’nin şehir merkezini gezdiyseniz ve hala vaktiniz varsa şehir dışında mutlaka gitmeniz gereken ilk nokta Szentendre. Burası; Budapeşte'nin yaklaşık 20-25 km uzaklığında yer alan ve orijinalliğini korumuş bir Macar Kasabası. Tuna Nehri'nin bir bölümü bu kasabanın içerisinden geçiyor. Vakt-i zamanında Osmanlı Ordusu’ndan kaçan Sırpların yerleştiği bir kasabaymış burası. Szentendre’nin sokaklarında; seramik atölyeleri, resim galerileri, antikacılar ve hediyelik eşya dükkânları var. Szentendre'ye gitmenin 2 yolu var, bunların ilki ve daha çok tercih edileni; Batthyány Meydanı’ndan ortalama her 20-30 dakikada bir kalkan HEV banliyö trenini kullanmak. Bu trenin tek yön ücreti yaklaşık 2-3 Euro. Szentendre tren istasyonunda indikten sonra 10-15 dakika yürüyünce kasaba merkezine varıyorsunuz. Szentendre'ye gitmenin diğer yolu da Árpád Köprüsü’nden kalkan otobüsler. Otobüs yaklaşık yarım saatte götürüyor ve onun da ücreti 3-4 Euro civarı.

Estergon Kalesi: Eğer vaktiniz varsa mutlaka ama mutlaka gidin diyeceğim diğer nokta; 1543’de Kanuni’nin zapt ettiği Estergon Kalesi’nin ve Macaristan’ın en büyük kilisesinin olduğu Ezstergom yani Estergon Şehri. Hem kilisenin hem de kalenin manzarasını mutlaka görmelisiniz. Kilisenin normal alanına giriş ücretsiz ancak Hazine Odası’nı gezmek isterseniz ücret yaklaşık 2 Euro. Kripta bölümünü görmek istiyorsanız da yaklaşık 50 Cent ödemeniz gerekiyor. Estergon Kalesi’nin girişi ise 2.5 Euro civarı. Estergon'a gitmek için de 2 yol var. İlki ve daha kolay olanı Nyugati tren istasyonundan kalkan trenlere binmek. Yol yaklaşık 1,5 saat sürüyor ve biletler yaklaşık 3-4 Euro. Trenden inince sizi kilise bölgesine götürecek olan otobüslere binmeniz lazım, bu otobüsün de yaklaşık 50 Cent gibi bir ücreti var. Otobüsle gitmek istiyorsanız da; Árpád Köprüsü’nden kalkan otobüslere binmeniz gerekiyor. Otobüs de ortalama 1.5 saatte gidiyor ve ücreti yaklaşık 4-5 Euro.

Budapeşte Hakkında Faydalı Bilgiler;

Budapest Card: Budapeşte’de toplu taşıma kullanmak ya da gördüğünüz tüm müzelere girmek istiyorsanız bence mutlaka Budapest Card satın alın, çok kar edersiniz. 24 saatlik kart 12 Euro, 48 saatlik kart 21 Euro, 72 saatlik kart ise 25 Euro civarında. Tüm toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanım, Lukacs Hamamı’na ücretsiz giriş, 7 müzeye ücretsiz giriş ayrıca diğer müzeler ve restoranlarda da indirim imkânı sağlıyor.

1- Budapeşte’de toplu taşıma kullanmanıza gerek yok, şehir yürüyerek gezilebilecek kadar küçük ve turistik noktaları birbirine yakın olan bir şehir. Verdiğim rotayı takip ettiğiniz taktirde kolaylıkla gezebilirsiniz ama unutmayın ki Budapeşte öyle 1 günde gezilebilecek bir şehir değil o yüzden gezilecek yerleri ikiye bölün ve ertesi gün kaldığınız yerden devam edin. Toplu taşıma kullanmak isterseniz tek yön biletler yaklaşık olarak 1 Euro, günlük sınırsınız biletler ise 5 Euro. Bilet alacaksanız toplu taşıma aracına binmeden önce makinelerden ‘validate’ etmek yani makineye sokup üzerine tarih ve saat bastırmak zorundasınız, aksi takdirde bilet kontrolünde ceza yersiniz.

2- Budapeşte’nin asıl olay termal kaplıcaları, yukarıda verdiğim kaplıcalardan en az birine girmeden sakın Budapeşte’den dönmeyin.

3- Budapeşte ülkemize göre ve diğer Avrupa şehirlerine göre çok çok ucuz olan bir şehir, gittiğiniz zaman bizzat şahit olacaksınız.

4- Paranızı tren garı ve turistik noktaların haricinde bir yerlerde çevirin, kurdan zarar etmeyin. Andrassy Caddesi’nde bulunan change ofisler uygun oluyor.

5- Ülkemizde ki gibi 24 saat açık dükkânlar beklemeyin, dükkânlar 6-7 civarı gibi kapanıyor.

6- Budapeşte’nin şebeke suyu içilebilir durumda o yüzden para verip de su satın almayın, herhangi bir musluktan doldurup içebilirsiniz. Şişe su almak isterseniz de şehir genel anlamda ucuz, her yerden uygun fiyata su alabilirsiniz.

7- Taksiye binebilirsiniz, fiyatlar öyle aşırı pahalı değil, 3-4 Euro’ya istediğiniz yere gidersiniz.

8- Çantanızı bırakmak isterseniz Keleti tren garında ve havaalanında locker var. Küçük boy dolapların günlük ücreti yaklaşık 1 Euro, orta boy dolapların günlük ücreti yaklaşık 1.5 Euro ve büyük boy dolapların günlük ücreti ise yaklaşık 2 Euro.

9- Dışarıda sabahlamayı düşünüyorsanız; hem tren garı hem otobüs terminali hem de havaalanı 24 saat açık ancak son zamanlarda baş gösteren mülteci sorunundan dolayı yeni önlemler alınmış olabilir.

10- Budapeşte’nin tüm müzelerinde ve bazı meydanlarında wi-fi var, aklınızda bulunsun. Örneğin; Matthias Kilisesi’nin karşısında ki parkta ücretsiz wi-fi bulabilirsiniz.

11- Bilet alacağınız yerlerde öğrenci indirimi istemeyi unutmayın. Isic kartınız yanınızda olsun yoksa Türkiye öğrenci kimliğinizi kullanın ancak bandrollü yani güncel olması gerekiyor.

12- Budapeşte’de yaşayan çok Türk’ün olduğunu ve halkın Müslüman olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, halkın geneli Hristiyan ve diğer Avrupa şehirlerine göre Türk nüfusu çok az.

13- Ucuz market ararsanız; Aldi, Lidl, Spar, Penny ve Tesco Market, aklınızda bulunsun. Tesco’nun her yerde şubesini bulabilirsiniz.

14- Kahvaltı için Subway’den büyük boy sandviç yaptırın, ekmeği ikiye böldürün, yarısını sabah ve kalan yarısını öğlen yiyin ki iki öğünü de aradan çıkarmış olun. Oktogon Meydanı’nda Subway’in şubesini bulabilirsiniz. Isic Card sahibi iseniz indirim alabilirsiniz.

15- Prag’da Trdelnik ve bizim ülkemizde makara olarak bilinen tatlıyı bir de burada deneyin derim. Buradaki adı Kürtoskalacs. Hem tatlısı var hem de tuzlusu ama bana göre tuzlusu daha iyi, tatlısı çok ağır oluyor.

16- Budapeşte’de tekne turu bence değerlendirilmesi gereken bir seçenek, nede olsa Tuna Nehri’nde gezeceksiniz. Yemekli turlar, yemeksiz turlar, gündüz turları, gece turları, 1 saatlik tur ve 2 saatlik tur olmak üzere birçok farklı seçeneği bulunuyor. Ücretleri yaklaşık 7-8 Euro civarı oluyor. Eğer isterseniz Budapeşte’de faaliyet gösteren Türk firmalara ait paket turlar ile Türk rehber eşliğinde Estergon ziyaretinde bulunabilirsiniz.

17- Budapeşte’de kaldığınız sürece bol bol fotoğraf çekeceksiniz, yedek kartınız olsun çünkü şehir binlerce mükemmel fotoğraf karesi vadediyor.

18- 2 numaralı tramvaya mutlaka binin, size panaromik şehir turu yaptırır. Unutmayın 2 numaralı tramvay.

19- Fiyatları Euro olarak yazdım çünkü siz Budapeşte’ye giderken Euro alarak gideceksiniz bu yüzden Macaristan’ın para birimi olan Forint olarak yazsaydım tekrar tekrar hesap yapmak zorunda kalacaktınız. Siz cebinizde ki Euro’yu bilin ve Macaristan’da kaç Euro harcayacağınızı hesaplayın.

20- Budapeşte’nin en önemli olaylarından birisi dünyaca ünlü olan Sziget Festivali. Bu festival ile alakalı tüm detayları Onedio’nun muazzam derlemesinden öğrenebilirsiniz. Link hemen şurada.

*Budapeşte’de kaç gün kalınmalıdır diye sorarsanız; en az 3 tam gün derim çünkü bu süreden daha az kalırsanız bu şehre haksızlık etmiş olursunuz.

Yorumlar